Yazar Ceyran: Batman'daki vahşetin takipçisi olmalıyız

Yazar Mehtap Ceyran, Batman’da G. isimli kız çocuğuna yapılan tecavüzün sorumluluğunun devlete ait olduğunun altını çizdi ve herkesi vahşetin takipçisi olmaya çağırdı.

Batman’da '90’lı yıllarda henüz bir çocuk olarak tanık olduğu Hizbullah cinayetleri, kadın intiharları ve devlet şiddetine dair tanıklığını “Mevsim Yas” adlı romanı ile anlatan Yazar Mehtap Ceyran, Batman’da G.’ye yönelik tecavüz ile devlet odaklı şiddet ve tecavüzün devam ettiğini bir kez daha gördüklerini belirtti.

ANF’ye konuşan Ceyran, sanatçı ve edebiyatçıları Batman’da yaşanan tecavüz vahşetine karşı duyarlı olmaya çağırdı.

'GİZLİLİK KARARI İLE NE SAKLANIYOR?'

Batman'da G. isimli 14 yaşındaki kız çocuğunun 30 erkek tarafından sistematik bir şekilde tecavüze uğradığı haberini basından öğrendiğini belirten Ceyran, soruşturmaya gizlilik kararı ve buna paralel olarak yayın yasağı getirildiği için ayrıntılarla ilgili bilgi sahibi olmadığını fakat toplumun gözleri önünde gerçekleşmiş olaylarda soruşturmaya gizlilik kararı ve yayın yasağı getirmenin amacını sormak istediğini söyledi. “Neyi saklamanın çabasıdır bu?” diye soran Ceyran, “Dünyanın başka herhangi bir yerinde böyle bir olay gerçekleşmiş olsa, toplumun her kesimi buna müdahil olurdu, fakat bu coğrafyada neredeyse yaprak kıpırdamıyor. Yargı soruşturmaya gizlilik kararı ve yayın yasağı getiriyor. Söz konusu olan 14 yaşında bir çocuk. Ağır bir şiddet var ortada. Aklın ve vicdanın kabul edebileceği bir durum değil bu” dedi.

Ceyran, taciz, tecavüz, kadın cinayetlerinin her gün gözlerini açtıklarında ilk gördükleri haberler olduğunu kaydetti. Ceyran şöyle devam etti: “Bunun sosyolojik ve siyasi nedenleri var. Siyasi neden cezasızlık. Sosyolojik nedenler de iktidarın meselesi. Ülkeyi yönetenler toplumun her kesimini dahil ederek bu sorunlara çözüm üretmek zorunda. Görmezden gelinerek, üstü örtülerek, unutturmaya çalışılarak bu mesele çözümlenemez."

‘CEZA SİSTEMİ TECAVÜZÜ TEŞVİK EDİYOR'

“Buradaki asıl sorun şu; kadına yönelik şiddete gerçek bir çözüm arayışı ve toplumsal refleks yok. Bu konuda kadın ve sivil toplum örgütleri rolünü oynamıyor veya rolünü oynamasına izin verilmiyor” ifadelerini kullanan Ceyran, adalet mekanizmalarının doğru işlemediğine işaret etti. Suç ve cezada ciddi bir orantısızlık olduğuna dikkat çeken Ceyran, dolayısıyla cezasızlığın suçu teşvike yönelttiğini söyledi. Hukukun tersten işlediğini belirten Ceyran, devletin yalnızca kendisine yönelmiş suçlarda affetme yetkisine sahip olması gerekirken, tam tersi olarak topluma yönelmiş suçlara, adli suçlulara neredeyse her on yılda bir af çıkarma yolunu izlediğini hatırlattı. Ceyran, cinsel suçlarda, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde ‘iyi hal’, ‘ceza indirimi’, ‘af’ gibi uygulamaların mevzuattan kaldırılması ve kesinlikle uygulanmaması gerektiğinin altını çizdi.

‘TECAVÜZCÜLER DEVLET KORUMASINDA'

Batman'da G. isimli kız çocuğunun tecavüze uğramasına ilişkin şehirde ekonomik ve siyasi anlamda nüfuz sahibi isimlerin olayda fail olduğu iddiaları olduğunu aktaran Ceyran, “Bu bir iddia tabii, gerçeklik payını bilmiyoruz. Fakat her kim olursa olsun, bu olayın failleri yargı önüne çıkarılmalı ve cezasız kalmamalıdır. Toplumun vicdanını, hepimizin vicdanını ağır yaralayan bir olay bu. Toplumun her kesimi meselenin takipçisi olmalıdır” diye belirtti.

Ceyran, Mardin’de 13 yaşındayken 28 kişinin tecavüzüne uğrayan N.Ç'yi hatırlatarak, N.Ç’nin aralarında kaymakamlık, yazı işleri müdürü, bir yüzbaşı, muhtar ve korucuların bulunduğu 28 kişinin cinsel istismar ve tecavüzüne uğradığını söyledi. Ceyran, şöyle devam etti:

“Yerel Mahkemenin, N.Ç'nin sanıklarla kendi rızasıyla birlikte olduğu kararını, bilindiği gibi 14. Ceza Dairesi onamış ve bu kamuoyunda tartışmalara yol açmıştı. '90'lı yıllarda Kürt illerinde buna benzer birçok olayın yaşandığı çeşitli sivil toplum örgüleri ve kuruluşlarca raporlaştırıldı. Yanlış hatırlamıyorsam eğer, Meclis kadın veya insan hakları komisyonu da bu konuda bir rapor hazırlamıştı. Yine bu konuda yargıya yansımış ve AİHM'e yine dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz: Cezasızlık! Devlet eliyle işlenmiş suçlarda, devletin refleksi koruma ne yazık ki.

‘G. OLAYI İKTİDARIN SORUMLULUĞUNDA’

“Esirgenmiş bir adalet söz konusu burada. Yargı devreye girmeli ve hukuk herkese eşit işletilmelidir. Devlet bir yönetme aygıtıdır, suç örgütü değildir, olmamalıdır. Ülkemizde de, dünyanın geri kalan kısmında da devlet, hukukun sınırları içerisinde kalmalı, işlevinin dışına çıkmamalı; ayrımsız her vatandaşının hakkını, hukukunu, korumayı gözetmeyi görev edinmelidir."

Ceyran, Batman'daki vahşetin faillerinin yargı önüne çıkarılıp cezalandırılmasından iktidarın sorumlu olduğunu vurguladı.

‘SANATÇILAR, EDEBİYATÇILAR BU OLAYIN TAKİPÇİSİ OLMALIDIR’

Kadına yönelik devlet ve erkek şiddetinin her zaman mercekle baktığı bir konu olduğunu dile getiren Ceyran, “İlk romanım 'Mevsim Yas'ta kadına yönelik her türlü şiddeti konu edindim. Giydirilmiş olan hakikate çıplak gözlerle bakmak ve o hakikatin tüm çıplaklığını görmek adına da, bu benim dert edindiğim temel bir mesele. Bundan sonraki süreçlerde de bu mesele gündemimin ilk sıralarında olmaya devam edecek elbette” ifadelerini kullandı.

Sanatçılar, edebiyatçılar ve aydınların yaşadıkları toplumun birinci dereceden tanığı olduğunu vurgulayan Ceyran, şu çağrıyı yaptı: “Toplumun dertlerini dert edinmek ve toplumunun vicdanı olmak olmalıdır asıl meseleleri. Bu anlamda Batman'da G. isimli kız çocuğuna 30 kişinin sistematik tecavüz olayı hakikatten çok önemlidir. Bu ülkenin bütün sanatçılarına, edebiyatçılarına, aydınlarına bu olayın takipçisi olmaları ve gerekirse Batman'a gelerek bizzat duruşma salonunda bulunmaları konusunda çağrıda bulunmak isterim."