Son Dakika: Önder Apo: Süreç yeni bir aşamaya geçiyor

Şengal savaşının komutanı: Cîger Goyî

Şengal’e ilk koşanların ve bu tarihi savaşın komutanıydı Cîger Goyî. O, yön gösteren, savaşı koordine eden, plan yapan kişiydi. Yükü ağırdı, rolü belirleyiciydi.

CÎGER GOYÎ

Kürdistan halkının yiğit komutanı Cîger Goyî, mücadelesiyle  adını Kürdistan direniş tarihine yazdırdı.

Yaşamın ilk tohumlarının Mezopotamya topraklarında atıldığı, insanlığın Mezopotamya’da direndiği, toplumunun değerlerini korumak için büyük bir savaş verdiği, kardeşlik, eşitlik ve adalet çiçeklerinin o dağların başında emekle sulandığı bilinseydi  bugün neden bu topraklar üzerinde bu kadar kahramanlıklara tanıklık edildiğini daha iyi anlayabilirdik. O kahramanlar, bu kadim kültürün çocuklarıdır, özüne sahip çıkanlarıdır. Onlar insanlık, özgürlük, güzellik ve iyilik için büyük bir savaş veriyor. Komutan Cîger Goyî (Orhan Ürek), bu köklü tarihten gelen bir direnişçi ve yeni dönemin destanını yazarlardan biri oluyor. 12 yıl boyunca özgürlük mücadelesini sırtladı, Zagros’tan kutsal Şengal’e, Bakur’a ondan izler kaldı. Yeni bir yaşam yaratmak, tarihe adını kazımak için mücadele etti.

Kürdistan’da değerlerine en fazla sahip çıkan bölgelerden biri Botan bölgesidir. Halk, çocuklarını Kürt kültürüyle büyütür, atalarından devraldıkları gelenek ve tarih bilinciyle onları eğitir; ruhsal dünyasını toprak, ülke ve insan sevgisiyle şekillendirirler. Bu yüzden Kürt Özgürlük Hareketi ortaya çıktığında, bu bölgenin halkı çocukları ve aileleriyle birlikte mücadeleye katıldı; özgür ülke davası uğruna her zorluğu göze alarak Kürdistan gerillasının en sağlam destekçisi oldu. Bu bölgeden binlerce şehidin adı Kürt Özgürlük Hareketi’nin savaş tarihine kazındı; onların kahramanlıkları, mücadeleye daha da anlam kazandırdı.

HALKININ HAKİKATİNİ ANLAMIŞTI

Orhan Ürek (Cîger Goyî) Goyî aşiretine mensup bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Gerilla şarkıları ve kahramanlık öyküleriyle büyüdü. Bu yüzden Botanlı birçok genç gibi erken yaşta mücadeleye katılmak istedi ve 2008’de yönünü Kürdistan dağlarına verdi.

Zagros dağları... Cîger burada ilk yoldaşını buldu ve ilk eğitimini zorlu koşullar altında aldı. Gerillacılığın yaratımını, emekle yaşamayı, zor şartlarda mücadele etmeyi burada öğrendi. En önemlisi de cennet misali güzelliğiyle ülkesine duyduğu sevgiyi yüreğinde yeniden canlandırıp bağını daha da sıkılaştırdı. O, daha ilk yıllarından itibaren zekasıyla dikkat çekti. Giydiği gerilla kıyafetinin farkındaydı ve bunun omzuna büyük bir yük yüklediğini biliyordu. Halkının acı ve yaralı hakikatini derinlemesine anladı. Bu yüzden güçlü, zeki ve bilgili bir savaşçı olarak kendini halkını korumaya, Apocu çizginin gerçek bir devrimcisi olmaya adadı.

HALKININ İMDADINA YETİŞENLERDEN

Zorlu pratiklerin, savaş ve yaşam koşullarının içinde kişiliğini oluşturdu; cesaret, tecrübe ve bilgiyi birleştirdi, böylece sağlam bir temel attı. O, devrimin kolay kazanılmayacağını biliyordu ve bu inançla adımlarını attı. DAİŞ çetesi, 2014’te Şengal’e saldırdığında, bu kadim toprakları ele geçirip karartmayı hedefliyordu. DAİŞ, sarı mekaplıların gücünden ve iradesinden habersizdi. Oysa tam da o gece, ay ışığında Apocu süvariler, Cîger Goyî öncülüğünde Şengal’e adım attı. Halkının imdadına yetiştiler. Acının yankılandığı vadilerde; her köşede bir yaralının iniltisi, aç ve susuz çocukların ağlayışı yükseliyordu. Yaşlılar, kadınlar sırtlarında eşyalarıyla ölümden kaçarken, her şeylerini arkalarında bırakıyordu.

SAVAŞIN EN ÖN SAFINDAYDI

Cîger ve yoldaşları, Şengal’i ve halkı korumak için savaşın en ön safında yerlerini aldı. Şengal o savaşta yeniden nefes aldı ve umut ışığı oldu. Özgürlük gerillalarının DAİŞ’e karşı Ağustos sıcağında verdiği savaş, soluksuz bir şekilde sürdü. Gerilla, çetenin eline geçmiş bölgeleri geri alıyor, kalan noktaları koruyordu. Êzidî halkına moral, umut ve direniş sözü veriliyordu. Gerilla Cîger ve yoldaşları, gece-gündüz savaştı, halkıyla birlikte ayakta kaldı. Sarsılmaz bir irade ve çok büyük bedellerle Şengal korundu ve halkına bir kez daha teslim edildi. Bu tarihi savaşın komutanı, Cîger Goyî idi. O, yön gösteren, savaşı koordine eden, plan yapan kişiydi; yükü ağırdı, rolü belirleyiciydi. Cîger, Şengal topraklarında dört yıl boyunca büyük bir direniş yürüttü, ardından yönünü tekrar özgür dağlara verdi.

İNSANİ DUYGULARINDAN HİÇ KOPMADI

Gerilla savaşı bir savunma savaşıdır. Bu yüzden savaşın tam ortasında bile insani özelliklerini kaybetmezler; doğaya ve evrene olan sevgileri eksilmez. Onlar savaşmayı, öldürmek ve yağmalamak için değil; barış, özgürlük, kardeşlik ve eşit yaşamak için verir. Heval Cîger de böyleydi. Yıllarını savaşın ortasında, zorlu koşullar içinde geçirmiş olsa da insani duygularından hiç kopmadı. Önder Apo’nun felsefesini okuyarak, dünyası daha da anlam kazandı, sevgisi derinleşti. Bu durum onun yoldaşlık ilişkilerine de, yaşam tarzına da, komutanlık çizgisine de yansıdı. En çok da doğayla ve hayvanlarla olan bağında kendini gösterdi. Gerillada hayvan sevgisiyle de bilinirdi, hiçbir zaman “bu sadece bir hayvandır” demezdi. Büyük bir sevgiyle onlarla dostluk kurar, onlara değer verir, onlarla bağ kurardı. Cîger’in şahsında, Önder Apo’nun tanımlarındaki hakikat görülebilirdi. O da bir aşiret kültürünün evladıydı; insan ile doğa ve canlılar arasındaki kadim bağın kaybolmaması gerektiğini iyi biliyordu.

HALKINA BÜYÜK SEVGİSİ, MÜCADELESİNİ DE BÜYÜTTÜ

Heval Cîger’in Kürdistan’a ve halkına olan sevgisi onu büyüttü, olgunlaştırdı; HPG Komuta Konseyi Üyesi yaptı. Bu sevgi uğruna kendisini eğitti, geliştirdi, askeri alanda yetkinleşti ve birçok başarıya imza attı. Kendisi bu gerçeği,  “Halkıma olan büyük sevgim, mücadelemi de büyüttü. En büyük meselemiz, bu savaşla Önder Apo’nun özgürlüğünü sağlayacak ve onu halkının arasına tekrar döndürecek olmamızdır” şeklinde ifade ederdi. Bu bilinçle amacını belirledi, yol haritasını çizdi. Bu amaçla dağlara dönerek Bakur yoluna koyuldu. Bu, direnişin en çetin yollarından biriydi. O, yüzlerce yoldaşıyla birlikte Önder Apo’nun yıllardır süren tecridini kıracak büyük bir eylemin parçası olacağı umuduyla yola çıktı. Heval Cîger, savaşı ve yaşamı boyunca her zaman bir intikam savaşçısı oldu. Her başarısını şehit yoldaşlarına adadı. Bakur yolculuğu, daha büyük zaferlerin ve daha güçlü hamlelerin işaretiydi.

BİNLERCE KİŞİYE ÖRNEK OLDU

Bu büyük coşkuyla, Kürdistan halkının yiğit komutanı olarak Wan Eyalet Komutanlığı görevini üstlendi. İşgalcilere karşı yürütülen mücadeleyi daha üst bir düzeye taşıdı. Wan Eyaleti’ne bağlı Kato Marînos bölgesinde 26 Eylül 2020’de düşmanın gerçekleştirdiği saldırı sonucu şehit düştü. Heval Cîger’in büyük ve onurlu mücadelesi her yoldaşının yüreğinde iz bıraktı. Yokluğu sadece fizikseldi; ruhuyla, güzelliğiyle, dağların doruklarında yoldaşlarının yanı başındaydı. Şehit Cîger, 12 yıl süren mücadele yürüyüşüyle, örgütlü yaşam tarzıyla, dinamik gençliği ve zekasıyla binlerce kişi için örnek oldu.