Reqqa’da üç kardeş…

Üç kardeşler, bir evin terasında oturuyorlar. Savaş cephesindeler. Biri kadın, ikisi erkek, aynı amaç için savaşıyorlar. Omuz omuza vermişler. Yan yana olmaktan mutluluk duyduklarını söylüyorlar.

Ahmed, Şehit Jiyan Taburu’nda yer alıyor. ‘’Kardeşlerimle birlikte Reqqa hamlesine katıldık” diyor. Ahmed, “Bu halkı çetelerin elinden kurtarmak için hamlede yer aldık” diye ekliyor.

Başında bir kefiye bulunan diğer kardeş, adının Xebat olduğunu söylüyor. Dizlerinin arasında bir eliyle tuttuğu kalaşnikofu var. Şehid Berxwedan taburunda yer aldığını belirten Xebat “Kız ve erkek kardeşimle birlikte Reqqa hamlesine yer almaktan mutluyum” diyor. Xebat, halkı çetelerin zulmünden kurtarmak istediklerini ifade ediyor.

İki erkek kardeşin arasında oturan kadın savaşçının ilginç bir adı var: Dîvyanî. Suriye Demokratik Güçlerinin bir savaşçısı olarak hamlede bulunuyor. Kardeşleri gibi o da, “Mutluyum. İki kardeşimle birlikte hamledeyiz. Birlikte olmaktan mutluyum” diyor.

DAİŞ çetelerinin yaptığı zulmü anlatan Dîvyanî, “Sürekli kadınları katlediyorlar. Kadınlara yönelik büyük bir zulüm var” diyor. Bu zulmün İslamiyette yerinin olmadığını ifade eden kadın savaşçı, “bunun adı vahşettir” diye vurguluyor. Dîvyanî, Kürtçe başladığı konuşmasını Arapça devam ediyor ve en sonunda serkeftin (başarı) bizim olacak diyerek noktalıyor.

Bulundukları yerde savaşın izleri açık bir şekilde görülüyor. Duvarlar kurşun izleri var. Delikler açılmış. Böyle bir ortamda bir sokakta kardeşler, elle top oynuyorlar. Yan yana olmanın sevincini paylaşıyorlar. Zaman zaman gülüyorlar, zaman zaman düşünceliler.

Reqqa’yı özgürleştirme operasyonu 6 Haziran’da başlamıştı. Bir çok cephede çatışmalar var. Hızlı bir şekilde ilerleyen savaşçılar, eski kentin kapısına dayandılar. Üç kardeş de bu ağır savaşta omuz omuza çatışıyorlar…