Mültecilerin dramı büyüyor

Dünya üzerindeki mültecilerin sayısı İkinci Dünya Savaşı dönemi seviyesine yükselirken mülteciler çok daha ölümcül koşullarla karşı karşıya.

Geçtiğimiz yıl iltica başvurularında belirli bir azalma görülse de başta Akdeniz olmak üzere göç yollarında binlerce mülteci hayatını kaybetti ve kaybetmeye de devam ediyor. 2016 yılında dünya genelinde göç yollarında yaşamını yitiren 5,200 kadar kişinin çoğunu Akdeniz üzeri Avrupa’ya ulaşanlar oluştururken, kara sınırlarını geçerken yaşamlarını yitiren binlercesi kayıtlara dahi geçmiyor.

2016 yılı sonu itibariyle iç göçe maruz kalanların sayısı 40.3 milyona ulaşırken, bu kişilerin sayısında 2015’e oranla 500 bin kadar bir düşüş yaşandı. Suriye, Irak ve Kolombiya, iç göçün en fazla yaşandığı ülkelerin başında geliyor. Ülkesi içinde mülteci konumunda yaşayanların yoğun olduğu diğer ülkeler ise Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Güney Sudan olarak öne çıkıyor.

1950’DEN BU YANA HİÇ BU KADAR ÇOK MÜLTECİ OLMAMIŞTI

Geçtiğimiz yıl önemli bir kısmını 18 yaşın altındakiler olmak üzere en az 22,5 milyon kişi mülteci olarak bir başka ülkede yaşıyordu. UNHCR’nin kurulduğu 1950 yılından bu yana ilk kez bu denli yüksek sayıda kişi mültecilikle karşı karşıya kalıyor.

Geçtiğimiz yıl 2,8 milyon kişi bir başka ülkede sığınma talebinde bulunurken, 2015’e oranla başvurularda yaklaşık 400 bin kişilik bir düşüş yaşandı. Ancak buna rağmen mülteci olarak yaşayan bireylerin sayısında artış meydana geldi.

Toplam mülteci sayısında önceki 5 yıl boyunca artışın yıllık 1 milyon civarında olduğu görülürken, artış hızında geçen yıl bir düşüş de söz konusu.

Ülkeler bazında ise Suriyeliler toplamda 12 milyonla nüfusunun yüzde 65’i (ülke içinde ve dışında) mülteci olanlar arasında ilk sırada yer alıyor. FARC gerillalarıyla savaşın sonlandırıldığı 48 milyon nüfuslu Kolombiya’da ise halen 7,7 milyon kişi yerlerini terk etmiş olarak yaşamaya devam ediyor.

HER YIL AİLESİNDEN KOPMUŞ 75 BİN ÇOCUK İLTİCA BAŞVURUSUNDA BULUNUYOR

Dünya üzerindeki mülteci dramlarında en dikkat çeken noktalardan biri ise, tek başına ülkesini terk eden çocuk mültecilerin sayısı. Geçtiğimiz yıl yalnız başına ülkesinden uzakta gelecek arayan çocukların sayısı 75 bin idi.

Çocuklar mültecilik yollarında insan kaçakçılarının ve diğer organize suç örgütlerinin hedefi haline geliyorlar. Sadece geçtiğimiz yıl Avrupa’ya ulaşan 10 bin kadar mülteci çocuğun ya kayıp olduğu ya da farklı nedenlerle resmi makamlara başvuruda bulunmadığı duyurulmuştu.

5 MİLYONU ZATEN YOKSULLUKLA BOĞUŞAN ÜLKELERE SIĞINDI

Mülteci sorununun trajik boyutlara ulaşmasındaki bir diğer önemli etken ise, altıda birinden fazlasının gelişmekte olan veya aşırı yoksul ülkelere sığınmış olması. Halen mülteci olan 22,5 milyon kişinin sadece yüzde 16’lık bir kesimi gelişmiş veya sanayileşmiş ülkelere sığınmıştı.

Bu mültecilerin 4,9 milyonu ise dünyanın en yoksul ülkelerine sığınmak zorunda kalırken, zaten yoksullukla boğuşan bu ülkelerde ciddi açlık ve sağlık tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.

Örneğin Güney Sudan’daki iç savaş nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalanların  900 bin kadar Uganda’da, 375 bini Sudan’da ve bir o kadarı da Etiyopya’da yaşıyor. Kenya’da 97 bin Güney Sudanlı yaşarken, iç savaş nedeniyle milyonlarca kişinin yerlerinden olduğu Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne sığınanların sayısı da 76 bin civarında.

AKDENİZ’DEKİ DRAMIN BOYUTLARI ARTACAK

Dünya genelindeki mülteci dramları da dikkat çekici boyutlara ulaşırken, artık mülteci ölümleri sıradan haberler olarak veriliyor.

Afrika kıtası ve Ortadoğu ülkelerinden gelen mültecilerin Avrupa ülkelerine ulaşmak için Akdeniz’i aşmaları gerekirken, her yıl binlercesi yaşamını yitiriyor. UNHCR verilerine göre 2015 yılında Akdeniz ve Ege üzerinden Avrupa ülkelerine ulaşmak için yola çıkarılan mültecilerden 3 bin 770 kadarı yaşamını yitirmişti.

2016 yılında ise bu sayı UNHCR ile Uluslararası Göç Örgütü (IOM) gibi kurumlar tarafından 3 bin 900 ile 5 bini arasında tahmin edilirken, bugüne kadarki en yüksek seviyesine ulaşmıştı.

Bu yılın başından itibaren 1800’ü aşkın mültecinin hayatını kaybettiği Akdeniz’de sadece dün (19 Haziran) yaşanan bir tekne faciasında yaşamını yitirenlerin 120’nin üzerinde olduğu duyuruldu.

Yaz aylarıyla birlikte Libya’da aktif olan insan kaçakçılarının daha fazla mülteciyi Avrupa’ya götüreceği ve dramın boyutlarının artacağı tahmin ediliyor.

AVUSTRALYA’NIN OKYANUSLARDA CEZAEVİNE MAHKUM ETTİĞİ MÜLTECİLER

Avustralya ise yıllardır mültecileri ülkeye sokmadan çektirdiği zulümle gündemdeydi. Yıllarca ülkeye sığınan mültecileri Papua Yeni Gine’deki Manus adlı toplama merkezine mahkum eden Avustralya hükümeti, geçtiğimiz hafta büyük bir tazminat cezasına mahkum edilmişti.

Manus toplama merkezi 2001 ve 2008 yılları arasında son olarak 2012 yılından bu yana aktif halde. Avustralya’nın ülkeye gelen mülteciler başta olmak üzere göçmenlere dayattığı bu insanlık dışı tutumdan vazgeçme gibi bir tutumu ise söz konusu değil.

SURİYELİ MÜLTECİLERİN DRAMI DEVAM EDİYOR

2011'den beri savaşın yaşandığı Suriye, en fazla mülteci yaratan savaş olarak önem kazanıyor. Bu ülke, dışarıya 5.5 milyon göç verdi. Sadece 2016 yılında UNHCR verilerine göre 825 bin Suriyeli iltica başvurusunda bulunurken, Suriye, başka ülkelerde sığınma hakkı arayanlarda ilk sırada geliyor.

Mülteci sayısında ilk sırada yer alan Suriyelilerin Türkiye,Ürdün ve Lübnan komşu ülkelerde yaşadıkları dramlar ise devam ediyor.

Türkiye’de önemli bir kısmı insani olmayan  şartlarda yaşama tutunmaya çalışıyor. Mülteci kamplarında kalmayanlar iş umuduyla belli başlı büyük kentlere yoğunlaşırken, ev, iş, sağlık ve eğitim gibi konularda geride kalıyorlar.

Bilgi Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada da buna dikkat çekilmişti. Buna göre, herhangi bir sektörde iş bulan Suriyeliler de Türkiyelilere oranla oldukça düşük maaşlara mahkum ediliyor. Suriyeli mültecilerle görüşülerek hazırlanan söz konusu çalışmada, inşaat ve tekstil gibi sektörlerde mültecilerin yerli bireylerin aldığı maaş veya yevmiyelerin yüzde 40 ile 50’si arasında miktarlarla yetinmek zorunda kaldıklarına dikkat çekilmişti.

ÜRDÜN VE LÜBNAN’DA AİLELERE VERİLEN YARDIMLAR TEHLİKEDE

Nüfusunun dörtte birini Suriyeli mültecilerin oluşturduğu Lübnan ile Suriye ve Filistin’den mültecilere ev sahipliği yapan Ürdün’de ise ailelere yeterli yardım verilemiyor. UNHCR’nin bu ay başında yaptığı bir açıklamaya göre, iki ülkede aile yardımı verilen yaklaşık 60 bin aile bulunuyor.

200-220 dolar civarında olan yardımlar sayesinde ailelerin insani ihtiyaçları karşılanırken, BM’nin Suriyeli mülteciler için ihtiyacı olan para ise 1 milyar doları buluyor. Söz konusu miktarın 187 milyon dolarının acilen bulunamaması halinde ise Ürdün ve Lübnan’da 60 bin aileye verilen aylık yardımların kesilmesi ihtimal dahilinde.

GÜNEY SUDAN’DA 1 MİLYONU AŞKIN ÇOCUK ÇATIŞMALARDAN KAÇIYOR

Yine UNHCR verilerine göre 2011 yılında Sudan’dan bağımsızlığını kazanan ancak 2013 sonundan itibaren iç savaşa sahne olan Güney Sudan'da büyük bir insane dram yaşanıyor. Güney Sudanlı mülteci sayısı 2016 yılında 2015’e oranla yüzde 64 oranında artış göstermişken, şimdiye kadar yaşadığı yerleri terk etmek zorunda kalanların sayısı 3,7 milyonu aşmış durumda.

Güney Sudanlı mülteciler büyük oranda komşu ülkelere sığınmak zorunda kalıyor.

VATANSIZLARIN SAYISI 10 MİLYON

Ülkesinde veya ülkesi dışında kimliksiz olarak yaşayan bireylerin sayısı ise 10 milyon kadar olarak tahmin ediliyor. Bu rakam tahminlerden oluşsa da, 75 ülkenin UNHCR’e verdiği rakamlar ışığında ‘vatansız’ olarak yaşayan bireylerin sayısı 3,2 milyon olarak belirlendi.