Bonn’daki iklim toplantılarında ‘umut’ tazelendi

Kasım ayında Almanya’nın Bonn kentinde yapılacak COP23 İklim Konferansı öncesinde yapılan hazırlık toplantılarında temsilciler, iklimle mücadelede başarı umudunu koruyor.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (UNFCC) üyesi 196 ülkenin temsilcilerinin katıldığı COP23 hazırlık toplantıları Almanya’nın Bonn kentinde yapıldı. COP23’e ev sahipliği yapması planlanan Okyanusya’daki adalar devleti Fiji’nin teknik yetersizlikleri nedeniyle iklim konferansı Kasım ayında Almanya’nın Bonn kentinde yapılacak.

COP23 hazırlık toplantılarında 2015 yılında Paris’teki COP21 konferansında kabul edilen İklim Anlaşması’nın maddelerini uygulamaya yönelik ‘kurallar dizisinin’ hazırlanmasına çalışıldı. Toplantılarda tartışılan bir diğer nokta ise, küresel ısınmanın önlenmesine ilişkin projelerin nasıl finanse edileceği oldu.

Nisan 2016’da BM gözetiminde imzalanan ve şimdiye kadar 146 ülkenin kabul ettiği İklim Anlaşması’na göre, 2020 yılından itibaren kadar küresel ısınmadan en çok etkilenen yoksul ülkelere yıllık 100 milyar dolar yardım yapılması gerekiyor.

DEVLETLERİN HEDEFLERİNİ İYİLEŞTİRMELERİ KONUSU DA TARTIŞILDI

Bonn’da 8 Mayıs’ta başlayan tartışmalarda öne çıkan konulardan biri de, İklim Anlaşması’na taraf olan devletlerin küresel ısınma hedeflerini gözden geçirmeleri idi.

Küresel ısınmaya yol açan atmosfere salınan sera etkili gazların beşte birinden sorumlu tutulan Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nin yeni yönetiminin İklim Anlaşması’na karşı tutumuna rağmen tartışmaların olumlu geçtiği bildiriliyor. ABD Başkanı Donald Trump’ın bu ay sonunda anlaşmaya yönelik tutumlarına dair yapacağı açıklama da dört gözle bekleniyor.

ISINMADAN EN ÇOK ETKİLENEN ÜLKELER HIZLICA UYGULAMADAN YANA

Ancak ABD ve Rusya gibi büyük ekonomilerin henüz tam olarak kestirilemeyen tutumlarına rağmen küresel ısınmadan en çok etkilenen ülkeler, İklim Anlaşması’nın hızlıca uygulanması yönünde bastırıyor.

Birçoğu kurak bölgelerde olan, okyanuslara kıyısı bulunan veya okyanuslardaki adalardan oluşan  48 ülkenin oluşturduğu ‘Kırılgan Ülkeler Forumu (CVF)’, İklim Anlaşması’nın hedeflerinin geciktirilmemesi için çabalıyor.

CVF’ye başkanlık eden Etiyopya’lı Debasu Bayleyegn,  küresel ısınmanın 1880 yılına oranla 1,5 derecenin altında tutulması hedefinin ‘hayati önemde’ olduğunun altını çizdi. Bayleyegn Eyasu, Paris’te varılan anlaşmanın CVF üyesi ülkeler için ‘can simidi’ olduğu uyarısında bulundu.

CVF ülkelerinin özellikle savunduğu bir diğer nokta ise, petrol,kömür ve gaz gibi atmosferi kirleten fosil enerjiler yerine yenilenebilir enerjilere yapılacak yatırımlar sayesinde oluşacak büyük istihdam fırsatı. Bu ülkeler, yeni alternatif enerji sistemlerinin on milyonlarca iş alanının yanı sıra yoksul ülkelere ‘ekonomik istikrar’ getireceğini vurguluyorlar.

SADECE KOSTA RİKA YÜZDE YÜZ TEMİZ ELEKTRİK ÜRETİYOR

Yenilenebilir kaynaklardan elektrik üretme hedefini tutturan tek örnek ülke ise Orta Amerika ülkesi Kosta Rika.

Kosta Rika Dışişleri Bakanlığı adına toplantılara katılan ve Deutsche Welle radyosuna konuşan William Calvo, ülkede belli aralıklar dışında elektriğin yüzde 100 oranında yenilenebilir kaynaklardan sağlandığına dikkat çekti.

Calvo, ülkede inşa edilecek yeni rüzgar, güneş ve diğer yenilenebilir enerji santralleri sayesinde komşu ülkelere yeşil elektrik ihracatına başlayabileceklerinin altını çizdi. Calvo, bu sayede petrol ithalatına harcanacak miktarların tasarruf edildiğini dile getirdi.

ÇİN VE HİNDİSTAN’IN OLUMLU TAVRI UMUT VERİYOR

İklim toplantılarına katılan ülke delegelerinin bu yıl bazı olumsuzluklara rağmen umutlu oldukları yorumu yapılıyor. Bunda özellikle Çin ve Hindistan gibi büyük ekonomilerin daha fazla yenilenebilir enerji yatırımlarına yönelmesi etkili oldu.

1,3 milyar nüfusuyla dünyanın 6’ıncı büyük ekonomisi olan Hindistan’da kömüre olan bağımlılığa son verilmesi yönündeki açıklamalar küresel ısınmaya karşı mücadelede umutları arttırıyor.

Yine dünya enerji tüketiminde dörtte bire yakın payla önde gelen Çin’in kömür ihtiyacı 2013 yılından bu yana artmazken, giderek daha fazla yenilenebilir enerjilere yönelmesi sayesinde petrole olan talep azalıyor. 2015 yılına kadar 103 milyar dolarla tüm dünyadaki yenilenebilir enerji yatırımlarında yüzde 17 paya ulaşan Çin, 2016-2020 arasında bu kaynaklardan üretilen elektriğe 361 milyar dolar yatırım kararı almıştı. Çin özellikle güneş ve rüzgar enerjisine yoğun yatırımlar planlıyor.

Kasım-Aralık 2015’te Fransa’nın başkenti Paris’te yapılan COP21 iklim konferasında kabul edilen İklim Anlaşması, küresel ısınmanın 21’inci yüzyıl sonuna kadar 1,5 veya en fazla 2 dereceyle sınırlandırılmasını öngörüyor. Anlaşmaya taraf olan ülkelerin birçoğu kömür, petrol ve gaz gibi fosil enerjilerin payını azaltmayı ve yenilenebilir enerjilere daha fazla yatırım vaat etmişti.

Anlaşma ayrıca küresel ısınma hedeflerini tutturmak için yatırım yapacak yoksul ülkelere yıllık 100 milyar dolar mali yardım öngörüyor.