AİHM Hasankeyf davasını sonuçlandırmalı​

Hasankeyf için uzun yıllardır mücadele eden Prof. Dr. Ahunbay, AİHM’e taşıdıkları Hasankeyf davasının zaman kaybedilmeden Ilısu Barajı’nın durdurulması yönünde sonuçlanmasını istedi.

GAP projesinin bir unsuru olarak 1950’li yıllardan bu yana gündemde olan, 1997 yılında çıkarılan kararname ile yapımına yeniden başlanan Ilısu Barajı projesi tüm toplumsal tepkilere rağmen hayata geçiriliyor. AKP döneminde yapımına hız verilen baraj inşaatı kapsamında Hasankeyf’te bulunan önemli eserlerden Zeynel Bey Türbesi Mayıs ayı içerisinde taşındı.

Hasankeyf’in sular altında bırakılmasına karşı açılan dava iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine 2006 yılında Avukat Murat Cano, tarafından AİHM’e taşındı. AİHM, davayı, 19 Kasım 2015 tarihli yazı ile öncelikli dava olarak değerlendirmeye karar verdiğini bildirirken, Av. Cano, Hasankeyf’in sular altında bırakılmasının “kültürel işkence” olduğunu savunarak, AİHM’nin davayı “insan hakları” çerçevesinde ele almasını istedi. AİHM’e taşınan dava dilekçesinde imzası bulunan, Hasankeyf’i sular altında bırakacak olan Ilısu Barajı projesine karşı 90’lı yıllardan bu yana mücadele veren, mimar, restorasyon uzmanı ve mimarlık tarihçisi Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, AİHM’nin davayı zaman kaybetmeden sonuçlandırmasını gerektiğini belirterek, AİHM, kararını geciktirdikçe Hasankeyf için “Geri dönülemez” noktaya gelineceğini söyledi.

‘AİHM, “İNSAN HAKKI” OLARAK ELE ALMALI’

Dicle Nehri’nin milyonlarca yıl aşındırarak oluşturduğu muhteşem bir peyzaj, tarih öncesine uzanan yapıları, Ortaçağ köprüsü, kilise, cami değişik yapı ve evleri ile muhteşem bir kültürel miras olan Hasankeyf’in, sular altında kalmasının büyük bir kayıp olacağını belirten Prof. Ahunbay, Hasankeyf’in doğa ve insan etkisi ile oluşmuş eşsiz bir değer olduğunu ifade etti.

Türk hükümetinin bilirkişi raporları ile dava sürecini etkileyerek Ilısu Baraj projesine karşı açılan davayı baraj projesi lehine sonuçlandırdığını anımsatan Prof. Ahunbay, davanın, iç hukuk yolları tükendiği için AİHM’e taşındığını kaydetti. Prof. Ahunbay, dava dosyasında Hasankeyf’in sular altında bırakılmasının “Kültürel işkence” olarak ele alındığını belirterek, “Kültür mirasının “insan hakkı” olarak korunması önemlidir, AİHM’nin bu yönde karar vermesi önemlidir” dedi.

‘AİHM, VAKİT KAYBETMEDEN KARAR VERMELİDİR’

Prof. Ahunbay, AİHM’nin bir an önce dava sürecini Ilısu Barajı’nın durdurulması yönünde sonuçlandırması gerektiğine dikkat çekti. Hasankeyf, için henüz “Geri dönülemez” noktada olmadıklarını söyleyen Prof. Ahunbay, projenin şu anda durması halinde Hasankeyf’in kurtarılabileceğini bunun için de AİHM’in vakit kaybetmeden vereceği kararın önemini vurguladı.

 ‘PARÇALARI BAŞKA ALANA TAŞIMAK DOĞRU DEĞİLDİR’

Hasankeyf’in yok edilmesi sürecinin Zeynel Bey Türbesinin taşınması ile birlikte yeni bir aşamaya geçtiğini aktaran Prof. Ahunbay, Hasankeyf’te bulunan tarihi unsurların parça parça, sağlıksız şekilde taşınarak başka bir alanda bir araya getirilmesinin bir anlam ifade etmediğini belirtti. Bundan sonra yapılacak her türlü müdahalenin Hasankeyf’e zarar vereceğini belirten Prof. Ahunbay, Hasankeyf, için yapılacak en doğru şeyin Ilısu projesinin durdurulması olacağını söyledi.