Kandil neden bombalanıyor?- Amed Dicle
25 Temmuz gecesi Medya Savunma Alanlarına Türk ordusunun başlattığı hava saldırısından sonra, Erdoğan ve ekibinin savaş sürecin tekrar başlattıkları herkesin ortak fikri.
25 Temmuz gecesi Medya Savunma Alanlarına Türk ordusunun başlattığı hava saldırısından sonra, Erdoğan ve ekibinin savaş sürecin tekrar başlattıkları herkesin ortak fikri.
25 Temmuz gecesi Medya Savunma Alanlarına Türk ordusunun başlattığı hava saldırısından sonra, Erdoğan ve ekibinin savaş sürecin tekrar başlattıkları herkesin ortak fikri.
Bu saldırılarda gerillanın üslenebileceği tahmin edilen yüzlerce bölge bombalandı. Bu bölgelerde yerleşik ve yaylalara gelmiş binlerce sivil insan yaşıyor. Birçok sivil saldırılarda yaralandı.
Kürt tarafı, bu saldırıları bir savaş ilanı olarak değerlendirdi. Ancak, bu savaş ilanına, henüz savaş ilanı ile cevap vermiş değil. AKP'nin savaş ve kaos planının bilincinde olarak hareket ediyor. PKK hareketi, karşı tarafın savaş konseptinin farkında, iki yıldır dayatılan bu savaş konseptini savaşsız bir şekilde boşa çıkarmaya uğraşıyor. Ama buna rağmen tablo değişmiş değil. Gelinen noktada, artık siyasal çözüm arayışları, Erdoğan ve gizli savaş kabinesi devre dışı kaldıklarında anlam kazanabilir.
Türk savaş uçaklarının Kandil ve diğer gerilla alanlarını bombaladığı saatlerde, Kobanê'nin batısındaki YPG mevzilerine de aynı anda tank ateşi yapıldı. 4 savaşçı yaralandı.
Zor Mixar köyü Fırat nehrinin hemen yanında, Cerablus'un tam karşısındadır. Yani, Kobanê'den Cerablus'a gider yolda Zor Mixar son duraktır. Aynı köye 26 Temmuz akşamı yine 7 tank mermisi atıldı. Bir saat sonra Kobanê-Tel Abyad arasında, sınırın sıfır noktasındaki Tıl Fındır köyünde YPG aracı Türk askerleri tarafından tarandı.
Yoğun hava saldırılarında, en çok ve en şiddetli bombalanan noktalara odaklandığımızda, AKP'nin, Rojava özelinde Kürt hareketini kırma amacıyla tehlikeli bir savaş başlattığını görebiliriz. Saldırılar başka yerde olabilir ama namlunun ucunda Rojava var. 'Kürt hareketi Rojava'da kırılırsa genel anlamda kırılır' diye düşünüyorlar.
AKP hükümeti, Tel Abyad'tan sonra, YPG'nin Cerablus'a gitmemesi gerektiğini Rojavalı yetkililere resmen bildirdi. Ama Cerabus'un IŞİD'ten alınacağını da biliyor. Bu durumu engellemek istiyorlar. IŞİD oradan çıkarılsa bile, yerine kendi istedikleri bir grubun yerleşmesini arzu ediyorlar. Bunun için Mınbıclı ve Cerabluslu bazı kişileri eğitiyorlar. Fakat bu çok büyük bir yanılgı.
Kandil'e yönelik hava saldırısı, Rojava'daki yenilginin bir rövanşıdır. 2013'ten beri savaşın bittiği ve cenazelerin gelmediğine dair belirlemeler asla doğru değildir. Rojava'dan cenaze gelmeyen gün yok. Türkiye, çözüm adı altında PKK'yi askeri anlamda Rojava'da, IŞİD aracılığıyla kırmayı amaçladı. Ancak PKK değil, IŞİD yenildi. IŞİD ile ortaklığa dair oluşan algıyı dağıtmak için, PKK ve IŞİD'i aynı kategoriye koyarak tabloyu tersine göstermeye çalışıyorlar.
AKP, Rojava zemininde IŞİD üzeri savaşı yürütemeyecek duruma geldi. Burada kullandığı silahı değiştirmek zorunda. Kürtleri kendine sorun olarak gördüğü ve başka grupları motive edemediği için, koalisyon içine aktif şekilde girmeye çalışıyor. IŞİD ile savaşıyorum diyerek, ABD-Koalisyonun gücünü PKK'ye karşı arkasına almayı hesaplıyor.
Kandil'e yönelik saldırı ABD'nin bilgisi dahilinde oluyor. ABD, Türkiye'yi, Suriye'de IŞİD'e karşı kullanmak istiyor. IŞİD-Türkiye ilişkisi bitirildiğinde, IŞİD'in bitirilmiş olacağını biliyor. Ancak bu; oluşacak yeni Suriye'de Türkiye'nin güçlü bir aktör olacağı anlamına gelmiyor. Türkiye ise, bu çıkışla Suriye meselesinde etkili olup, Kürtlerin aktör olmasını engellemeyi amaçlıyor.
ABD, bu saldırılara onay vererek, Kürt hareketine, Rojava zemininde başlayan ilişkilerin stratejik olmadığına dair mesajlar veriyor. Genel anlamda zayıf bir Kürt hareketini kendi çıkarları için daha uygun görüyor.
Bu saldırı denkleminde yer alan bir diğer güç ise KDP. Açıkçası AKP'den daha kötü bir rol oynuyor. İşte yaşadığı sıkışmışlık, Rojava'da bir karşılık bulamamasından dolayı zor günler yaşıyor. AKP ile yaptığı kader ortaklığının KDP'ye ağır bir fatura çıkardığı görülüyor. 'AKP başarırsa, bende başarmış olurum' diye düşünüyor. PKK'den doğacak boşluğu kendince doldurma telaşında. Neçirvan Barzani'nin Kandil'e yönelik hava saldırısından sonra, 'biz muhatap olmaya hazırız' demesi ve hava saldırılarını desteklemesi bunu gösteriyor. Daha ziyade, KDP, son bir ayda, gerillaya ciddi anlamda fiziki zorluklar çıkararak bu hava saldırılarında imha olmaları için zemin hazırlıyordu.
Halk Savunma Merkezi Komutanlığının açıklamasındaki şu cümle, gelişmelerin nasıl bir seyir alacağını gösteriyor;
'25 Temmuz, (saldırıların olduğu gün) AKP'nin siyasi ve askeri anlamda en büyük hatasını yaptığı gün olarak tarihe geçecektir.'
Yani; Erdoğan ve etrafındaki klik, yazılacak yeni tarihte, tıpkı destekledikleri barbar IŞİD ile aynı sayfada, yenilmiş olarak yer alacaklardır.