AB, kadına yönelik şiddetle mücadeleye yönelik ilk mevzuatını kabul etti

Avrupa Birliği Üye Devletleri, ortak bir tanım üzerinde mutabakata varılamaması nedeniyle tecavüzü kapsam dışında bırakan ve kadına yönelik şiddetle mücadeleyi amaçlayan ilk Avrupa mevzuatını kabul etti.

Yönergeye Nisan ayında Avrupa Parlamentosu tarafından yeşil ışık yakılmıştı. 27 üye devleti temsil eden AB Konseyi de kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin bu ilk AB mevzuatını onayladı. Bu resmi kabul son yasama aşaması oldu.

Metin, kadın sünneti, zorla evlendirme, mahrem görüntülerin rıza dışı paylaşımı ve siber zorbalığı Avrupa düzeyinde suç haline getiriyor. Suça bağlı olarak bir ila beş yıl arasında değişen asgari cezalar öngörüyor. Direktif, mağdurun bir çocuk ya da eş veya eski eş olması gibi daha ağır cezalar gerektiren ağırlaştırıcı durumlar öngörüyor. Ayrıca şiddetin ilgili makamlara bildirilmesini kolaylaştırmayı amaçlıyor.,

Avrupa Konseyi’ne başkanlık eden Belçika’nın Adalet Bakanı Paul Van Tigchelt, “Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet süreklilik arz eden suçlardır. Bu yasa, AB düzeyinde, faillerin ağır bir şekilde cezalandırılmasını ve mağdurların ihtiyaç duydukları tüm desteği almalarını sağlayacaktır” dedi.

Metin, özellikle bir AB ülkesinden diğerine farklılık gösteren tecavüzün yasal tanımı konusunda aylardır yoğun tartışmalara konu oldu. Avrupa Komisyonu tarafından Mart 2022'de sunulan taslağın 5. Maddesi, tecavüzün rızanın yokluğuna dayalı bir tanımını öngörüyordu. Avrupa Parlamentosu ile Belçika, Yunanistan, İtalya, Lüksemburg ve İsveç gibi ülkeler de aynı çizgiyi izledi.

Ancak aralarında Fransa, Almanya ve Macaristan'ın da bulunduğu bir düzine Üye Devlet, AB'nin bu alanda yetkisi olmadığını ve bir temyiz durumunda metnin Avrupa mahkemeleri tarafından bozulma riski taşıdığını savunarak tecavüzün mevzuata dahil edilmesine karşı çıktı.

İspanya Eşitlik Bakanı Ana Redondo Salı günü Brüksel'deki bir toplantıya gelirken “Bu direktifin biraz daha iddialı olmasını isterdik” dedi. Renando, bununla birlikte, mevzuatın “iyi bir başlangıç noktası” olduğunu düşündüğünü belirtti.

Üye devletlerin yönergeyi ulusal mevzuatlarına aktarmak için üç yılları olacak.