Tuðluk: Sayın Öcalan barışın lideridir

Tuðluk: Sayın Öcalan barışın lideridir

Cezaevlerinde 67 gün devam eden açlık grevlerinin Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çaðrısıyla sona erdiðinin altını çizen DTK Eşbaşkanı Aysel Tuðluk, “Sayın Öcalan barışın lideridir. Açlık grevlerinin sonlandırılması herkese bir mesajdır. Bu konudaki en büyük sorumluluk AKP’ye aittir” dedi. BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak da Kürt Halk Önderi Öcalan’ın bir kez daha tarihsel rolünü oynadıðına dikkat çekti.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çaðrısı üzerine cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatırarak 67 gün açlık grevini sürdüren PKK ve PAJK'lı tutsakların sabah saatlerinde açlık grevlerini sonlandırdıklarını açıklamaları üzerine açlık grevindeki BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, DTK Eş Genel Başkanı Aysel Tuðluk ve BDP Ýstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder DTK binasında basın toplantısı düzenledi.

Cezaevlerinde verilen kararların kendilerine rahat bir nefes aldırdıðını ifade ederek sözlerine başlayan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, dün cezaevlerinde yaptıkları görüşmelerde tutsakların, "Sayın Öcalan'ın açıklamaları bizim için esastır" dediklerini hatırlattı. Türk cezaevlerinde bulunan PKK ve PAJK'lı tutsaklar öncülüðünde 12 Eylül'de başlatılan süresiz dönüşümsüz açlık grevlerinin 60'ıncı gününde 'talepleri taleplerimizdir' diyerek kendilerinin de açlık grevine başladıklarını hatırlatan Kışanak, "Bu grev amacına ulaşmıştır" dedi.

Kışanak sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu 68 gün Türk siyasal tarihinde önemli bir direniş sayfası olarak, Kürt direniş tarihinde ise önemli bir süreç olarak yer aldı. Bu 68 gün hem Türkiye siyasal tarihi hem de Kürt halkının mücadelesi açısından önemli bir dönüm noktası oldu. Bu süreçte milyonlar 'talepleri bizim de talebimizdir' diyerek ayaða kalktı. AKP'nin tüm olumsuz yaklaşımlarına karşı Kürt ve Türkiye halkları büyük bir direniş ortaya koydu. AKP Hükümeti'nin talimatıyla polisin şiddetine raðmen sokakta direniş büyüdü. "

KIŞANAK: ÇAÐRI TÜRKÝYE’YÝ KAOSUN KIYISINDAN ALDI

Kritik aşamaya ulaşan açlık grevleri süresince yapılan eylemliliklerde halkın maruz kaldıðı polis şiddetine de deðindiði konuşmasında Kışanak, Öcalan'ın çaðrısının Türkiye'de yaşanacak bir kaosun, felaketin önüne geçtiðini ifade etti. "Sayın Öcalan bir kez daha lider ve önder olduðunu ortaya koyan tarihsel bir duruş sergilemiştir. Ýnsan yaşamına ne kadar deðer verdiðini gösterdi ve bu eylemin sonuçlanmasında önemli bir katkı sundu. 60 günden sonra her an ölüm haberi duyacaðımız kaygısıyla yaşadık. Dün Ýmralı'dan gelen çaðrı nefes aldırdı. Bu çaðrı, Türkiye'yi kaosun kıyısından alan bir çaðrı olmuştur. Sayın Öcalan tarihsel rolünü oynamıştır" diye konuştu.

Açlık grevlerinin sona ermesine raðmen sorunların bitmediðini ifade eden Kışanak, "Kürt sorunu hala yerini koruyor. Bu nedenle sonuç alınıncaya kadar çalışmaların devam etmesi gerekiyor. Kürt Hareketinin Önderi Sayın Öcalan en önemli kilit role sahiptir. Kendisinin özgürlük koşulları saðlanarak kendisi ile müzakerelerin yürütülmesi gerekiyor" dedi.

Kışanak, "68 günlük direniş milyonların irade beyanıdır" ifadesini kullandıðı konuşmasını son olarak, "Biz hükümetin de bu irade beyanına saygı göstermesini ve dikkate almasını, bu yönde adım atmasını bekliyoruz" diyerek tamamladı.

TUÐLUK: ÖCALAN’IN ÇÖZÜMDEKÝ ROLÜNÜ GÖRÜN

Açlık grevindeki DTK Eş Genel Başkanı Aysel Tuðluk ise, konuşmasına cezaevlerinden ölümler çıkmadan açlık grevinin sonuçlandırılmasından mutluluk duyduklarını belirterek başladı.

Türk cezaevlerinde bulunan siyasi tutsakların, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlük koşullarının saðlanması ve Kürt dilinin önündeki tüm engellerin kaldırılması talebiyle açlık grevine başladıklarını hatırlatan Tuðluk, "Tutsaklar bu eyleme başlarken ciddi siyasi nedenleri vardı. Kendi konforları için başlamadılar. Tutsakların talepleri siyasi ve meşrudur. Ýstedikleri Kürt sorunun çözümü ve onurlu bir yaşamdı. Bunu kararlı bir şekilde devam ettirdiler" diye konuştu.

Cezaevlerindeki açlık grevlerinin sonlandırılmasından sonra kendilerinin de grevlerini sonlandırdıklarını belirten Tuðluk, "Biz defalarca Kürt meselesinde Sayın Öcalan'ın rolüne, bu mesele çözülmek isteniyorsa Sayın Öcalan'ın muhatap alınması gerektiðini ifade ettik" dedi.

"Çok ciddi gelişmelerin yaşanacaðı bir sürece giderken Sayın Öcalan çaðrıda bulundu" diyen Tuðluk, demokratik kamuoyunu da Öcalan'ın çözümdeki rolünü görmeye çaðırdı.

Tuðluk, "Açlık grevleri boyunca vicdanlar harekete geçti" ifadesini kullandıðı konuşmasında, "Ortaya çıkan bu toplumsal iradeye saygı gösterilmelidir. Kürt sorunun çözümü noktasında bu direniş yol göstermiştir. Açlık grevlerinin sonlandırılması herkese bir mesajdır ve bu mesaj doðru deðerlendirilmelidir. Bu konudaki en büyük sorumluluk AKP'ye aittir. Cezaevlerindeki 67 günlük açlık grevi uyarı eylemidir. Bu eylem karşısında AKP Hükümeti, adım atmalıdır. Sayın Öcalan, sadece Kürt halkının deðil Türk halkının da özgürlüðü için mücadele ediyor. Sayın Öcalan barışın lideridir" diye konuştu.

ÖNDER: KULAKLARIMIZDA 12 EYLÜL MÝMARLARININ SESÝ ÇINLADI

Ýstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ise sözlerine, "68 günlük bu eylemde kulaklarımız 12 Eylül mimarlarının sesi ile çınladı. Kenan Evren, Hikmet Sami Türk ne diyorsa bu devletin homurtuları da o oldu" diyerek başladı.

Tahrir'de yaşananları anımsatan Önder, "Bugün Türkiye'de olan Tahrir'in ta kendisidir. Kürt evlatları cezaevlerini Tahrir'e çevirmiştir" şeklinde konuştu.

Zırhlı araçlar ve polisin ablukaya alarak OHAL'i aratmadıðı Diyarbakır'da polisin hallka yönelik uygulamalarını da eleştiren Önder, "Bir devlet kendi halkına karşı böyle bir önlem alamaz. Her türlü hak aramaya karşı düşman hukukuyla yaklaşarak kardeşlikten söz etmek tam bir aymazlıktır" dedi.

Siyasi iktidarın uygulamaları karşısında "Kürtler umut etmeyi bıraktı" ifadesini kullanan Önder, "Sen sadece annelerin oturduðu bir çadıra 38 gaz bombası atarsan senden umut edilecek bir şey kalmamıştır. Umut etmeyi bıraktılar çarenin kendi ellerinde olduðunu gördüler. Evlatlarının yanında durarak bunu tüm Türkiye halklarına gösterdiler aslında. Bununla Türkiye siyasi tarihine ve demokrasi tarihine de altın bir çivi çaktılar. Kürtler bu kibirli beyzadelere bir türlü eylem beðendiremiyor. Bakın işte Gandi var şu var bu var... Gandi yapınca bilgelik oluyor, Kürtler yapınca gundilik oluyor. Demokratik siyaset alanı bu kadar daraltılmasaydı Türkiye'nin gündemi ne savaşla ne de açlık greviyle dolmazdı" diye konuştu.

Kürtçe savunmaya ilişkin "Hükümet zaten bunu verecekti" söylemlerini de eleştiren Önder, "Bunu söyleyenler açsınlar Anayasa komisyonunda hükümetin neyi savunduðuna neyi reddettiðine baksınlar, bi zahmet görsünler" diyerek AKP Kongresi'nde ana dil için ret oyu kullanıldıðını hatırlattı. Ve "Bu hak Kürtlerin barışçıl mücadele metotları ile söke söke aldıðı bir hak olarak tarihimizde çok seçkin bir yere oturmuştur" diye ekledi.



Son olarak cezaevlerinde 67 gün direniş sürdüren siyasi tutsakların eyleme destek veren herkese teşekkürlerini ileten Önder, tutsakların açlık grevlerine ilişkin hakaretlerde bulunan siyasi iktidara mesajlarını ise, "Vebalimizi alıp yükümüzü hafiflettiniz, teşekkür ederiz" diye ironik şekilde teşekkürde bulunduklarını aktardı.

Konuşmaların ardından açlık grevinde olan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, DTK Eş Genel Başkanı Aysel Tuðluk, DTK Daimi Meclis üyeleri, BDP'li Milletvekilleri ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e karanfil daðıtıldı. Açlık grevcileri kendilerine daðıtılan karanfilleri basın emekçilerine daðıtarak onlara da teşekkür etti.