Seyit Rıza ve arkadaşlarını anan MAZLUMDER, "Dersim halkının ve Seyit Rıza'nın hakkı derhal teslim edilmeli, Dersim trajedisinin araştırılması için acilen tarihçilerden oluşan bir baðımsız komisyon kurulmalıdır" diyerek Seyit Rıza için iade-i itibar talebinde bulundu.
MAZLUMDER Genel Merkez 2012 yılı içerisinde almış olduðu anma etkinlikleri çerçevesinde Ýskilipli Atıf Hoca, Said Nursi ve Şeyh Saidden sonra Seyit Rıza ve arkadaşlarını Elazıð'da asıldıkları Buðdaycılar Meydanı'nda andı.
MAZLUMDER adına açıklamada bulunan Av. Nurettin Bozkurt, "Yakın tarihte bu topraklarda hafızaların asla unutamayacaðı, sorumlularının asla aklanamayacaðı bir katliam ve sürgün yaşanmıştır" dediði açıklamasında, bu trajedinin en önemli ayaðı olan Seyit Rıza ve arkadaşlarının katlinin bu meydanda gerçekleştiðini belirtti.
Seyit Rıza ve arkadaşlarının katledilmeden önce dile getirdiði Evladı Kerbelayık! Bîhatayık! Ayıptır, zulümdür, cinayettir sözlerinin 5 yıldır bu meydanda yankılandıðını ifade eden Av. Bozkurt, "Önceden hazırlanan raporlarda önceden katliam ve sürgün planı belli olan ancak yalanlarla hilelerle bundan 75 yıl önce bi hatabinlerce evladı Kerbela bu topraklarda zulüm görmüş, vahşice cinayetlere kurban olmuşlardır. Kendisinin önce asılması yönündeki tüm ısrarlarına raðmen gözleri önünde evladı ve arkadaşları asılan Seyit Rızanın son nefesini verdiði yerde, ensemizde resmi tarihin yalanlarla dolu nefesini hala hissetmekteyiz" dedi.
Dersim katliamına ilişkin resmi belgeler açıklandıkça, Dersim isyanları olarak bilinen olaylardaki 'isyan' söyleminin esasında dönemin yetkililerince yıllar önceden işlenen cinayetleri meşrulaştırmak amacıyla planlandıðını ifade eden Av Bozkurt, Türk Başbakanı Tayyip Erdoðan'ın da "Dersime yapılan operasyonları bir isyanın bastırılması olarak zihinlerde meşrulaştırılmaya çalıştıðına dikkat çekti.
Üzerinden 75 yıl geçmiş olmasına karşın Dersim ve Seyit Rıza gerçeðinin devletin en üst yetkilileri tarafından dile getirilmesine raðmen bu gerçeðin üzerinin örtülmeye çalışıldıðını kaydeden Av. Bozkurt, Erdoðan'ın yaptıðı Dersim katliamı için özür dilemesinin önemli olduðunu da sözlerine ekledi. Bozkurt sözlerini şöyle sürdürdü: "Ancak bu açıklamalardan sonra Dersim olaylarını büyük bir facia olarak ifade eden başbakanın ve hükümetin, hakikatin araştırılması, gün yüzüne çıkarılması ve yaşanan tahribatı ve yaraları sarıcı tek bir adımına rastlanmamıştır. Böylesi bir trajediyi devlet adına kabul edip özrünü diledikten sonra sadece CHP yi ve dönemin yetkililerini sorumlu tutmak, geçmişin izlerini silmek adına hiçbir şey yapmadan ve yönde araştırma komisyonu kurulması talebini oy birliði ile reddeden hükümetin bu meseleyi siyaset malzemesi yapması elbette ki bir özür beyanı olarak kabul edilemeyecektir. Devletin sürekliliði ve bütünlüðünden sürekli dem vuranların, devletin geçmişte işlediði günahlar söz konusu olduðunda devleti aklayıp o dönemin sorumluluk mevkilerindeki şahısları ve partileri yargılamaya gitmesi ciddiyetten uzak, yaraları daha da kanatıcı ve devleti aklama operasyonu olmaktan öteye gitmemektedir. Nitekim bu tavır yakın tarihteki darbelere ilişkin davalarda ve JÝTEM davasında da karşımıza çıkmıştır."
Siyasi iktidarın bu şekildeki tutumuyla tarihle yüzleşemeyeceði gibi yaşanan bu trajedilerin hafızalardan ve vicdanlardan silinmesi de mümkün olmadıðının altını çizen Av Bozkurt, "Devlet, Dersim halkının ve Seyit Rıza'nın ismini resmi kayıtlarında ve tarih kitaplarında kirletmekten vazgeçsin. Yalan tarih bilgileri resmi kayıtlardan silinerek kamu otoritesince Dersim halkının ve Seyit Rıza'nın hakkı derhal teslim edilsin. Dersim trajedisinin araştırılması için acilen tarihçilerden oluşan bir baðımsız komisyon kurulsun" diye vurguladı.