Halit Bey’in aşireti Halikanlar şimdi Aydın’da

Halit Bey’in aşireti Halikanlar şimdi Aydın’da

Halikanlılar Kuzey kurmancisini konuşan büyük bir Kürt aşiret olmakla birlikte, ses diyalektikleri, kadın-giyim kuşamı ve bazı ananeleri (muhtelif yörelerdeki sakinlerinin sözlü aktarımlarına göre) ve Osmanlı’nın birkaç vergi fermanındaki ibarelere göre Horasan Kürtlüðüne mensupturlar. Günümüzde daha çok Horasan, Adıyaman, Konya dolaylarında ve dil özellikleri bazında Kurmancî‘nin Serhat aðzını konuşan Patnos, Erciş, Aðrı, Doðubayazıt dolaylarında yaşamaktadırlar. Daha çok Batı Kürtlüðü aşireti olarak anılan Halikan aşiretinin Kürtçe’deki karşılıkları yaygın olarak “Xelîkan, ”Xelkî, “Xeloyî“dir. Öyle ki Konya-Ankara arasında “Xelikan” adında iki kasaba bulunmaktadır. Devletin resmiyetinde birine “Gülyazı” öbürüne “Karacadað” deniliyor. Buralarda yerleşik olan Halikanların, aðız ve anane olarak Adıyaman ve Horasan Halikanlılarına tıpatıp benzediklerini söylemek gerekir. Bu yazıda incelediðimiz Halit Bey’e tabi Halikanlılar, tahmini olarak 1800’lerin sonlarında Kaçar hanlarının baskılarından dolayı, yurtları Horasan’ı bırakarak Celalilerin yaşadıðı Serhat boylarına göç etmişlerdir.

Aðrı Ýsyanı’nın en şiddetli olduðu günlerde, Türk gazetelerine bir manşet düşer: “Ýran hududundaki Halikanlı Halit ve avenesi hududumuza girerek isyana teşebbüs ettiler.”

Sonraki günlerde bir dizi kışkırtıcı haber devam eder. Örneðin; Cumhuriyet Gazetesi’nin 4 Temmuz 1930 tarihli nüshasında şöyle bir haber geçer;

"Ýran'la münasebetimiz gergin"

“Vaziyet ehemmiyet kesbediyor. Ýran; şakilere açıktan açıða yardım ederek silah ve erzak vermektedir. Şaki Halit 100 kadar avenesiyle hudu¬da sokuldu, halkı iðfale çaðırıyor, Ýran aşiretleri hududa çadır kurdular.”

"Van 2 (A. A)-(Anadolu Ajansının hususi Muhabirinden)

Ýran'da hazırlanan ve silahlanan Ýran aşiretlerinden Helikanlı Ha¬lit Aða 100 kadar avenesiyle hududumuza sokulmuşlar ve Çıðlı Köyü etrafına yayılmışlardı. Şakiler köylüleri kendilerine iltihaka çalışmak¬ta, köylüler daðlara firar ve karakollarımıza iltica etmektedirler.”

Aynı gazetenin 13 Temmuz 1930 tarihli nüshasında ise, Halikanlılardan 20 kişinin esir düştüðü yazılıyor:

“Ýran'ın Halikânlı aşiretinden 20 kişi Erciş'te ve 60 kişi Zeylan’da maktuller(esir düşen) arasında olduðu bildi¬riliyor. Pek çok rüesa ve eşkıya kâmilen imha edilmiş ve tahmine göre çetelerin az efradı Ýran'a kaçabilmişlerdir.”

Aradan geçen bir ay kadar zamandan sonra şaşırtıcı bir haber manşete düşer; Tarih 18 Aðustos 1930.

“Halikanlı Halit Bey ve aşireti, Türkiye’ye iltica ettiler. Aşiret, Erzurum üzerinden Trabzon’a götürülüp oradan gemilere bindirilerek Ýstanbul’a gönderildi.”

Halikanlılara dair Türk gazetelerinde çıkan kışkırtıcı haberlerden sonra, Halit Bey ile Türk devleti arasında neler yaşandıðı hala gizemini korumaktadır. Araştırmacıların pek deðinmediði bu suskunluk dönemine ait tek belge, Aðrı Ýsyanı sürecinde hava bombardımanlarına sıkça katılan Tayyare Pilotu Naim Bürküt’ün Almanya’da ortaya çıkan fotoðraf arşivinde yer alan, “Halikanlıların çadırlarına ait uçaktan çekilmiş fotoðraflar”dır.

AŞÝRETÝN YARISI SITMADAN ÖLÜR

Sonraki yıllarda Trakya’ya sürülen Kürtlerin aktardıklarına göre, Halikanlılar Trakya’ya daðınık şekilde yerleştirilmiş, geçen süre içinde -ki Halikanlılardan sonra Trakya’ya sürülen ilk Kürt kafilesi 1933-34 yılında gitmiştir- Halikanlıların çoðu, bataklıkların dibindeki köylere yerleştirildikleri için yaşamını yitirirler. Geri kalanların talebi üzerine Aşiret daha güneye, Aydın’ın Söke ilçesine gönderilir.

Günümüzde, Aydın’ın Söke Ýlçesi’nin Sazlı beldesinde (yöre Kürtleri Sazlıköy de der) yaşıyorlar. 2012 yazında Sazlı Beldesi’ne gidip Halikanlılarla konuştum. Beldenin yaşlılarından Ali Rıza Karademir, gelişlerini ve çektikleri sıkıntıları hala unutmamış birkaç yaşlıdan biri:

“ Evvela şarkta isyan oldu. Bizi gemi ile Ýstanbul’a getirdiler. Oradan Trakya’ya daðıttılar. Susuzluk çekiyorduk. Sonra aramızda sıtma hastalıðı görünmeye başladı. Başta kadınlardan ve çocuklardan çok kişi öldü. Bizi 12 köye yerleştirmişlerdi. Sonra devlet bizi Ege’ye gönderdi. Önce yataðan tarafına daðınık bir şekilde yerleştik. Sazlıköy’de muhacirler vardı. Yerlerini bir bir sattılar. Biz aldık. Hep Halikanlılar aldı. Burasını böylece yurt edindik.

YETÝŞKÝNLER ANADÝLLERÝNÝ KORUYOR AMA…

Sokakta oynayan çocukların aksine, yetişkinler kendi aralarında Kurmanci’nin Konya aðzını konuşuyorlar. Bu da Horasan’dan Serhat’a göç eden bu topluluðun, Kurmancî’nin Serhat aðzını hiç kullanmadıklarını gösteriyor. Kürtlüklerine sahip çıkan Halikan aşiretinin bu kolu, Sazlıköy’de daha çok tarımla uðraşıyor. Son zamanlarda Kürdistan’dan göç eden Kürt ailelerle birlikte beldenin nüfusu her geçen gün çoðalıyor. Aile baðlarının güçlü olduðu beldede özellikle belde içinden evlilikler görülüyor. Buradaki Halikanlılar toplumsal ilişkilerinde çok tutucular.

Ali Rıza Karademir konuya şu yorumu getiriyor: “Ýlk geldiðimizde, Akbük’de Kürtler vardı. Birbirimizin varlıðından haberdar olduktan sonra, birbirini ziyaret etmeler sıklaştı. Evlilikler oldu. Son zamanlarda gençler bazen dışarıdan evleniyorlar. Gelenler örf adetlerimizi bilmiyorlar.”

Halikanlı Halit’in aşireti kendi geçmişlerine dair , “şarkta isyan olmuş, biz gelmişiz” cümlesinden öteye gidemiyorlar. Yeni kuşaðın ise hiçbir şeyden haberi yok. Asimilasyon bir kez daha, 82 yıl sonra kültürel soykırımın en acı örneklerinden birini gözler önüne sürüyor.