Suriye'deki gelişmelere ilişkin açıklamada bulunan DTK, "Başta, Serêkani'de yaşayan halkımız olmak üzere ne pahasına olursa olsun halkımız hiçbir yerde, hiçbir yerleşim alanında yaşadıðı toprakları terk etmemelidir. Tüm halkımız ve demokrasi güçleri de halkımızın bu kazanımlarına sahip çıkmalıdır" dedi.
Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Suriye'deki gelişmelere ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Ortadoðunun diktatöryal yönetimlerinden biri olan Suriye tarihinin en kanlı iç savaşını yaşadıðına işaret edilen açıklamada, demokratik deðerleri, halkların özgürlük taleplerini esas almayan yönetimlerin hem dışarıdan gelen müdahalelere hem de içeriden böylesi bir iç savaş yaşamasının kaçınılmaz olduðu ifade edildi.
Yıllardır kimliksiz bir şekilde büyük bir baskı ve zulüm altında yaşayan Suriye'de ki Kürtler hem Esadtan ve Esadtan farkı olmayan muhalif güçlerden uzak durarak tarafsız bir çizgi izleyerek öz yönetimini ilan ettikleri belirtilen açıklamada, "Bu öz yönetim demokratik özerklik ilanı baðımsız bir devletin ilanı olmadıðı gibi, Suriye bütünlüðü içinde demokratik, özgür, eşit ve birlikte yaşamanın da ifadesi olmuştur. Savaşmadan çatışmadan demokratik evrensel deðerler çerçevesinde Suriye'de ki Kürtlerin Rojava'da ilan ettiði özerkliði Türkiye başta olmak üzere Uluslar arası kurum ve kuruluşlar tanımamakta ısrar etmektedir. Suriyenin en istikrarlı ve güvenli bölgesi olan Rojava son günlerde ÖSO olarak ifade edilen silahlı çetelerin saldırılarına maruz kalarak savaşın içine çekilmek istenmektedir.
Kendi Kürt sorununu çözmeyen Türkiye, Kürtlerin kazanımlarına da tahammül etmemektedir. Hiçbir halk desteði olmayan silahlı çete olmaktan başka bir anlam ifade etmeyen, ÖSO ya verdiði destekle de bunu göstermektedir. Halklarımızın gönüllü birlikteliðine, Türkiyenin demokratik geleceði ve çıkarlarına hizmet etmeyen Kürt karşıtlıðı politikalardan Türkiye zaman geçirmeden vazgeçmelidir. Yüzünü Kürtlere dönerek tıpkı geçmiş tarihsel süreçler gibi stratejik ortaklıðı yaşama geçirmelidir" denildi.
Kürt halkı ile yapılacak olan stratejik ortaklık, eşit ve gönüllü birlikteliðin, dünya siyasetini etkileyen, gelişen büyüyen bir Türkiye gerçeðini ortaya çıkaracaðı kaydedilen açıklamada,
"Esadtan farklı bir düşüncesi olmayan, Kürtlerin kazanımlarına ve demokratik deðerlere saldıran, Kürt coðrafyasını kan gölüne dönüştürmek isteyen, talancı, silahlı çete ÖSOya sınırlarını kapatmalı ve barınmalarına müsaade etmemelidir" ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, Ortadoðunun demokratikleşmesi ve Kürt halkının kazanımları açısından tarihi bir dönemi içerisinde olunduðuna dikkat çekilerek, bu süreçte Kürt halkının ulusal birliðinin daha fazla anlam kazandıðı ifade edildi.
Kürt halkının topraklarından göç ettirmeyi amaçlayan bu saldırılara karşı direnişlerin büyütülmesi gerektiðinin altı çizilen açıklamada son olarak şöyle denildi: "Başta, Serêkani'de yaşayan halkımız olmak üzere ne pahasına olursa olsun halkımız hiçbir yerde, hiçbir yerleşim alanında yaşadıðı toprakları terk etmemelidir. Tüm halkımız ve demokrasi güçleri de halkımızın bu kazanımlarına sahip çıkmalıdır."