Çalaðan: Kürt kadınları militarist şiddet maðduru

Çalaðan: Kürt kadınları militarist şiddet maðduru

AKP rejimi tarafından sekiz ay cezaevinde tutulan KESK Kadın Sekreteri Canan Çalaðan, Türkiye de kadına yönelik şiddetin artmasında on yıldır uygulanan hükümet politikalarının etkisi olduðunu kaydetti. Kürt kadınlarının durumuna dikkat çeken Çalaðan, “Kürt kadınları bu ülkede ciddi bir biçimde militarist şiddete uðruyor” dedi.

Bundan 48 yıl önce Dominik Cumhuriyetinde, diktatörlüðe karşı özgürlük mücadelesini yükselten Mirabel kız kardeşler, diktatörlüðün askerleri tarafından, tecavüz edildikten sonra vahşi bir şekilde katledildiler. Mirabel kız kardeşlerden birinin kod adının Kelebek olmasından dolayı; “Kelebekler” adıyla anılan ve katledildikleri 25 Kasım tarihi, 1981 yılında Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda alınan bir kararla “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak kabul edildi. Aradan geçen yarım yüzyılda kadına yönelik şiddet durmadı. Bugün yine dünyanın dört bir köşesinde kadınlar, alanlara çıkıyor.

KESK ve KESK’e baðlı bileşenlerine yönelik 13 Şubat 2012 tarihinde gerçekleştirilen operasyonlar sonucu tutuklanarak Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderilen ve 8 aylık tutukluluðun ardından 4 Ekim günü serbest bırakılan KESK Kadın Sekreteri Canan Çalaðan Türkiye’de artan kadın şiddetine ilişkin ANF’ye konuştu.

AKP hükümeti döneminde kadına yönelik şiddetin arttıðına dikkat çeken Çalaðan, “Kadın erkek eşit deðildir" söyleminde bulunan Türk Başbakanı Tayyip Erdoðan'ın ve hükümetin cinsiyetçi politikalar yürüttüðüne dikkat çekti.

‘AKP POLÝTÝKALARI ŞÝDDETÝ BESLÝYOR’

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde KESK olarak yine alanlarda yerlerini alacaklarını belirten Çalaðan, AKP hükümetinin hayata geçirdiði politikaların bir sonucu olarak kadına şiddetin sistematik bir şekilde arttıðının altını çizerek, “Türkiye’de şiddet her geçen gün sistematik olarak, çok yönlü bir şekilde tırmanıyor. Son on yılda şiddetin artması, AKP’nin neo-liberal, tekçi, muhafazakâr politikalarla çok yakından alakalıdır. Biz, gerek hükümet yetkililerinin söylemlerin ile gerekse ortaya koyduðu politikalarıyla bu erkek egemen zihniyeti topluma daha da yerleştiren bir alt yapı olduðunu ve bunun da şiddeti beslediðini düşünüyoruz” dedi.

Kendisi gibi düşünmeyen toplumun her kesimini hedef alan mevcut siyasi iktidarın, özellikle emek ve cinsiyet özgürlüðü mücadelesi yürüten kadınları hedef haline getirerek sindirmeye çalıştıðına işaret eden Çalaðan, “Şiddet özellikle bu ülkede kamu alanında çalışan bizim kadın emekçilerin hayatında, fiziksel, cinsel, psikolojik ekonomik şiddet, militarist yani bizzat devlet şiddeti olarak her gün birkaç biçimiyle yer alıyor” diye kaydetti.

‘KÜRT KADINLARI CÝDDÝ ANLAMDA MÝLÝTARÝST ŞÝDDETE UÐRUYOR’

“AKP bugün bu sorunlara karşı çözüm üretmek yerine uyguladıðı politikalarla sorunları daha da derinleştiriyor” diyen Çalaðan, Kürt kadınlarının ise etnik kimliklerinden dolayı iki defa şiddete maruz kaldıklarını ifade etti. Çalaðan kadın hareketin yıllardır kullandıðı “Emeðimiz, kimliðimiz bizimdir” sloganını hatırlatarak “Çalışan kadın olduðumuz için emeðimizle, sırf kadın olduðumuz cinsel kimliðimizle ve aynı zamanda ait olduðumuz etnik, ulusal kimliklerimizle de şiddete maruz kalıyoruz. Bunun yanında Türkiye’de 30 yıldır devam eden bir sancı, bir acı, kirli bir savaş var. Bütün savaşlarda öncelikli olarak hedef kadınlar oluyor. Savaşın bire bir en aðır yıkımını yaşayanlar olarak da Kürt kadınları bu ülkede ciddi bir biçimde militarist şiddete uðruyor” diye konuştu

ERKEK YARGI KORUYOR

Erkek yargı sistemine de deðinen Çalaðan, “Bu ülkede, taciz ve tecavüz davalarının faili olan, kadın cinayetleri işleyen erkekler çok büyük ceza indirimlerinden yararlanarak her gün sokaklarda dolanıyor. Ancak şiddete hayır diyen, savaşa karşı barış isteyen, emeði ve kimliði için örgütlenen ve mücadele eden emekçilere yönelik çok ciddi bir saldırı söz konusu. 2009 yılından bu yana sistematik olarak devam eden operasyonlarda KESK hedef haline getirildi. Ve bu operasyonlar sonucu 14’ü kadın olmak üzere 67 üyemiz tutuklandı ya da gözaltına alındı. KESK nezdinde Türkiye’de yürütülen emek mücadelesine ve cinsiyet özgürlüðü mücadelesine hukuksuz bir biçimde gözdaðı verilmek isteniyor” diye konuştu ve bu saldırılara karşı örgütlü mücadelelerini sürdüreceklerini kaydederek sözlerini tamamladı.