Euro krizi ile boðuşan Avrupa Birliði (AB) Konseyi, bugün 2014-2020 bütçesini görüşmek üzere Brükselde toplanıyor. Ekonomik krizin etkisiyle birçok ülke AB bütçesinde kesintiler önerirken, zirvede Avrupa karşıtı Britanya Başbakanı David Cameron ile Fransa Cumhurbaşkanı Hollande arasında karşılıklı sertleşme de bekleniyor.
Bütçeye hangi devletin ne kadar katıp ne kadar faydalanacaðı tartışılırken, maaşları yılda 100 bin avroyu geçtiði iddia edilen AB bürokratlarına sınırlama getirilmesi gündemde.
ABnin bugün başlayacak ve iki gün sürecek zirvesinde, birliðin 2014-2020 bütçesi üzerine çok çetin tartışmalar yaşanacak. AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barrosso, 27 ülkenin devlet ve hükümet başkanlarına sunacaðı 7 yıllık bütçeyi savunacak. Komisyon, 7 yıllık dönem için 1 trilyon 47 milyar avroluk bir bütçe öngörürken, kemer sıkma taraftarı Britanya Başbakanı David Cameron ise, 886 milyar avroluk bir bütçe önerisiyle geliyor. Ýki öneri arasındaki yüzde 20lik fark dikkat çekerken, ABnin Britanyanın önerdiði bütçe ile 7 yıl boyunca işlemesi neredeyse imkansız gibi.
Öte yandan, AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy, iki öneri arasında uzlaşma saðlamak için 985 milyar avroluk bir bütçe önerisiyle geliyor. Bu da, aradan geçen zamana ve enflasyona raðmen AB bütçesinde 2007-2013 dönemine göre yalnızca 10 milyar avroluk bir artışa tekabül ediyor.
Fransa ve Ýtalya ise, Britanyanın isteðinin aksine AB bütçesinde bu denli sert bir kısıntıya gidilmesine karşı çıkıyorlar. Kulislerde, özellikle Ýtalyanın bütçede yapılacak kısıntılara karşı veto hakkını kullanacaðı konuşuluyor. Hollanda ve Finlandiyanın ise Camerona destek vermesi bekleniyor.
BRÝTANYA ÝMTÝYAZINI, FRANSA SÜBVANSÝYONLARI KORUMA DERDÝNDE
Bugünkü zirvede Britanya ve Fransayı karşı karşıya getirecek olan bir diðer konu ise, bütçeye üye devletlerin yaptıkları katkı payı. Britanya, 1985 yılından bu yana AB bütçesine yaptıðı katkı payının yıllık 5-6 milyar avroluk kısmından muaf tutuluyor. O yıllarda AB bütçesinin yüzde 80lik kısmı tarımsal sübvansiyonlara ayrılıyordu ve Britanyada tarım ekonominin sadece yüzde 1-2lik bir kısmına denk geliyordu. Bu nedenle, AB bütçesine katkı payı düşük tutuluyordu.
Tarımsal sübvansiyonlardan en çok yararlanan ülke olan Fransa başta olmak üzere, diðer büyük üye devletler Britanyanın ödemesi gereken bu payları karşılamak zorunda kalıyordu. Başını Fransanın çektiði AB üyeleri, Britanyanın bundan böyle bu imtiyazdan yararlanmasına karşı çıkıyorlar ve bütçeye ekonomik büyüklük ve nüfus oranına göre katkı sunmasını istiyorlar. Bunun nedeni ise, AB bütçesinin artık sadece yüzde 40lık bir kısmının tarımsal sübvansiyonlara ayrılıyor olması.
AB içinde tartışmaya yol açan tarımsal sübvansiyonların bütçe içindeki payı düşmüş olsa da, başta Fransa gibi tarımın önemli bir sektör olduðu ülkeler için oldukça önemli. Fransada tarım sektörünün 2011 yılındaki net cirosu 71 milyar avro olurken, Fransız çiftçisi ABden 9,7 milyar avroluk sübvansiyon aldı.
Cumhurbaşkanı François Hollandeın özellikle Britanyanın önerdiði bütçe kesintisinden etkilenecek tarımsal sübvansiyonları korumak için çaba harcaması bekleniyor.
CAMERON : YILLIK 100 BÝN AVRO KAZANAN AB BÜROKRATLARI VAR
Başta Yunanistan olmak üzere bir çok üye ülkenin krizle boðuştuðu ABde, Britanya Başbakanı David Cameronun diðer ülkelere karşı argümanları ise oldukça fazla. Bunlardan biri de, AB bütçesinden özellikle bürokratlara yüklü maaşlar ödenmesi. 2014-2020 bütçesinde hizmet ve işleyiş giderleri için 63 milyar avroluk bir harcama kalemi öngörülüyor. Ancak, Ekim ayında Financial Timesa konuşan Cameron, ABnin 55 bin çalışanından yüzde 16sının yıllık 100 bin avrodan fazla kazandıðını iddia etmiş ve bunun kabul edilemez olduðunu söylemişti.
Cameronun iddiası tam olarak doðrulanmasa da, AB Konseyi Başkanı Herman van Rompuy ilk elden 500 milyon euroluk bir kesintiye gidileceðini açıklamıştı. Aralarında Fransa ve Almanyanın olduðu bazı ülkeler ise, bütçenin işleyiş ve hizmet kaleminden 2020 yılına kadar 5 ila 15 milyar avro arasında bir kesinti yapılmasından yanalar.
AB kurumlarında görev alan bürokratların normal devlet bürokratlarına göre daha fazla kazandıkları ise bir gerçek. AB Komisyonu ise, bürokratların üye devletlerin en yetkin memurlarından seçildiklerini ve bu nedenle yüksek maaş almalarını normal bir durum gibi yansıtıyor.
Öte yandan, şimdiden bu bütçede öngörülen kesintilere karşı AB kurumlarında çalışan bürokrat ve memurların greve gitmeye hazırlandıkları ancak erteledikleri bildirildi. 500 kadar AB çalışanı 8 Kasım günü greve gitmiş ve ödeneklerinde yapılması planlanan kesintileri protesto etmişlerdi.
ABDEKÝ KRÝZ DERÝNLEŞECEK
Bütçe tartışmalarını fırsat bilen ve AB karşıtlıðıyla bilinen Britanya başbakanının bütçeye dönük önerilerinin birlik içindeki krizi daha da derinleştireceðinden korkuluyor. Ýngilizlerin önemli bir kesiminin ülkelerinin ABden çıkmasını istiyor olması da, Cameronun daha rahat hareket etmesini saðlıyor.
AB çevreleri ve medya, 2 gün sürecek zirvede herhangi bir uzlaşma beklemiyorlar. Hatta, Almanya Başbakanı Angela Merkelin şimdiden 2013 Ocak ayında ikinci bir zirve düzenlenmesini istediði de konuşuluyor.
ABnin 2014-2020 bütçesinin geleceðini belirsiz kılan bir etken de, ilk defa Avrupa Parlamentosu (AP)nin onayına sunulacak olması. AB Konseyinde yapılacak tartışmaların en geç 2013de sonuçlanması halinde, bütçe APye sunulabilecek. Bütçenin 2013 yılı sonuna kadar onaylanamaması halinde ise, 2014 bütçesi 2013 yılı baz alınarak belirlenecek. Yani her halükarda, yeni AB bütçesini kurumlar arasında zorlu bir maraton bekliyor.