Cumartesi Annelerine 400. haftada binlerce kişi eşlik etti. Ýlk günkü gibi kararlı ve acılı olan aileler, yakınlarını kaybeden devlete seslendi: "Asla vazgeçmeyeceðiz, asla affetmeyeceðiz.
Hasan Ocak'ın 21 Mart 1995 tarihinde kaçırılarak işkenceyle öldürülmesinin ardından başlatılan Cumartesi eyleminin bugün 400. haftası. Ellerinde kaybedilen yakınlarının fotoðrafları ve karanfilleriyle saat 12.00'de Galatasaray'da buluşan kayıp yakınlarına, binlerce kişi eşlik etti. Ýlk günkü gibi kararlı ve acılı olan aileler, yakınlarını kaybeden devlete seslendi: "Asla vazgeçmeyeceðiz, asla affetmeyeceðiz.
Bugünkü eyleme BDP Milletvekilleri Pervin Buldan, Sebahat Tuncel, Sırrı Sakık, Sırrı Süreyya Önder, Ýstanbul Baðımsız Milletvekili Levent Tüzel, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ESP Genel Başkanı Figen Yüksekdað, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, Toplumsal Bellek Platformu'ndan Zeynep Altıok ve Canan Kaftancıoðlu da katıldı.
'ADALET, VÝCDAN VE AHLAK ÝÇÝN'
Eylemde ilk olarak söz alan Cemil Kırbayır'ın aðabeyi Mikail Kırbayır, kardeşinin kaybedilmesinden bu yana 10 hükümet, 6 başbakan, 16 adalet bakanının deðiştiðini hatırlattı, "Ancak, hala kardeşimin mezarı yok" dedi. Devletin, kardeşini işkenceyle öldürdüðünü kabul ettiðini belirten Kırbayır, "Bize mezar yerini açıklayın" çaðrısını yaptı. Kırbayır, adalet, vicdan ve ahlak mücadelesini sürdüreceklerinin altını çizdi.
'AYNI KARARLILIKLA KATÝLLERÝN PEŞÝNDEYÝZ'
Gazeteci Ferhat Tepe'nin annesi Zübeyde Tepe, "Aynı kararlılıkla katillerin peşindeyiz" dedi. Başbakan Erdoðan'a seslenen Tepe, "Çocuklarımızın katillerini bulun, kemiklerini verin" diye konuştu.
'SÝZ MERAK ETMEYÝN, BÝZ BURADAYIZ'
Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, Baba Ocak ve Hasan Ocak'ı anarak konuşmasına başladı, "Siz merak etmeyin, biz buradayız. Adaletini buluncaya kadar buradan ayrılmayacaðız" dedi.
Kazım Alpsoy'un eşi Erdoðan Alpsoy, eşinin kaçırılmasının ardından yaptıkları tüm girişimlerin sonuçsuz kaldıðını hatırlatarak, "Hem eşimin, hem de tüm kayıplarımızın bulunması için bu meydanı terk etmeyeceðiz" diye kararlılıðını belirtti.
Fehmi Tosun'un eşi Hanım Tosun, kaybedenlere, "Elinizi vicdanınıza koyun" çaðrısını yaptı. Tosun da, "Adaleti aramaya devam edeceðiz, peşlerindeyiz" dedi.
'8 AYDIR DNA TESTÝNÝN SONUÇLANMASINI BEKLÝYORUZ'
Seyhan Doðan'ın kardeşi Hazni Doðan, anne ve babasının kardeşinin mezarına sarılamadan hayata veda ettiðini hatırlatarak, şöyle konuştu: "Geçtiðimiz Şubat ayında kendi ellerimizle yaptıðımız aramada, 11 kişiye ait kemikler bulduk. Öyle bir vahşetti ki, öldürmekle kalmamışlar, yakmışlar, sonra da bir kuyuya atıp üzerine beton dökmüşler. Şimdi yeni bir işkence yaşıyoruz. 8 aydır DNA testinin sonuçlanmasını bekliyoruz."
'LÝSTENÝN BAŞINDA BAŞBAKAN VAR'
Kenan Bilgin'in aðabeyi Ýrfan Bilgin, kaybedenler listesinin başına Başbakan Erdoðan'ı da eklediðini belirterek, "Bu nedenle Başbakan'dan bir beklentim yok. Ben halklara, namuslu, vicdanlı insanlara, demokratik kurumlara, siyasi partilere sesleniyorum. Bu işin peşini bırakmayalım. Katilleri ancak halk yargılayacaktır" diye konuştu.
Nurettin Yedigöl'ün kardeşi Muzaffer Yedigöl de, kardeşinin 31 yıl 7 aydır kayıp olduðunu hatırlatarak, 12 Eylül yargılamasını tiyatroya benzetti.
'ARTIK KEMÝKLERÝMÝZÝN PEŞÝNDEYÝZ'
Rıdvan Karakoç'un aðabeyi Hasan Karakoç, sessiz kalmanın, suç ortaklıðı olduðunu söyledi, "Farkında mısın, kaybettiklerimizin canlı bedenleri için deðil, artık kemikleri için buradayız. Bu kemiklere ne yaptınız? Bunu öðrenmek istiyoruz. Yakınlarımızdan kalan birkaç parça kemiðin peşindeyiz. Bu acıyı anlayabiliyor musunuz?" diye sordu.
Vejdin Avcıl'ın aðabeyi Behçet Avcıl da, kardeşinin kemiklerini toplu mezardan çıkarttıkları, DNA testi ile kimliðinin belirlendiðini ancak hala cenazenin teslim edilmediðini anlattı, "Cenazemizi verin" dedi.
'MEZARLARIMIZ BU TOPRAKLARIN HER YERÝNE DAÐILDI'
Hasan Ocak'ın annesi Emine Ocak, anadilinde yaptıðı konuşmada, kayıpları buluncaya kadar Galatasaray'da oturmaya devam edeceklerini söyledi, "Biz mezarımızı bulduk ancak mezarlarımız bu toprakların her yerine daðıldı. Bütün mezarlarımızı buluncaya kadar vazgeçmeyeceðiz. Hepiniz benim Hasan'ımsınız. Saðolun" diye konuştu.
Hayrettin Eren'in aðabeyi Faruk Eren, kardeşinin 20 Kasım 1980 tarihinde kaybedildiðini hatırlattı, "32 yıl önce bugün kardeşim, bu günlerde Gayrettepe'de idealleri için direniyordu" dedi. Hasan Ocak'ın kaybedilmesinin bir milat olduðunu vurgulayan Eren, "Hesap soruncaya kadar vazgeçmeyiz" dedi.
'O KARANFÝLLERÝ KOYACAK MEZARLARI BULMALIYIZ'
Öldürülen işadamı Savaş Buldan'ın eşi Pervin Buldan da, "Ailelerimizin karanfilleri ellerinde kalmamalı. O karanfilleri koyacak mezarlarımızı bulmalıyız" diye konuştu.
'UNUTTURMAK ÝSTÝYORLAR'
Konuşmaların ardından ÝHD Ýstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına açıklamayı Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak yaptı. "Asla vazgeçmeyeceði, asla affetmeyeceðiz" diyerek açıklamaya başlayan Ocak, devletin kayıpları unutturmak için sistematik bir çaba içinde olduðunu belirtti, "Kaybettiðimiz sevdiklerimiz bilinmesin, duyulmasın, unutulsun istiyor. Bu çaba, bu istek yönetenler deðişse de deðişmiyor. Kayıplarımızı ve onları kaybedenleri geçmişte bırakmamızı istiyorlar. Sarılmayan yaraların, tutulmayan yasaların, geçmişi bugüne taşıdıðını bilmiyorlar" dedi.
'MUKTEDÝRLERÝN GÜCÜNE BOYUN EÐMEYÝN'
400 haftadır devleti yönetenlere seslendiklerini hatırlatan Ocak, şöyle konuştu: "Kayıplarımızın akıbetlerini açıklayın, faillerini yargılayın. Yalnız yönetenlere deðil, 400 haftadır bu meydandan siyasetçilere, savcılara, basın mensuplarına, akademi dünyasına da sesleniyoruz: muktedirlerin gücüne boyun eðmeyin."
Maside Ocak, topluma da seslendi, "Susmayın, susarak kaybedenleri cesaretlendirmeyin" dedi.
HAYRETTÝN EREN NASIL KAYBEDÝLDÝ?
Cumartesi Anneleri, 400. haftada Hayrettin Eren'in dosyasını açıkladı. 26 yaşındaki Hayrettin Eren, 21 Kasım 1980 tarihinde arkadaşı Ahmet Öztürk ile buluşmaya gittiði Saraçhane'de gözaltına alındı. Önce Karagümrük Karakolu'na götürüldü. Haberi alan ailesi karakola gitti, gözaltı defterinde onun adını gördü. Görevli polisler, Eren'i, Gayrettepe Siyasi Şube'ye gönderdiklerini söyledi. Kullandıðı otomobili emniyetin bahçesindeydi ama oðlunu sormak için giden anne Elmas Eren'e, "Gözaltında böyle bir yok" denildi. 8 kişi Eren'in gözaltına alındıðına tanık olduðunu açıkladı. Ancak tüm başvurular sonuçsuz kaldı.
5 Şubat 2011 tarihinde Başbakan'la görüşen Cumartesi Anneleri'nden 85 yaşındaki Elmas Eren, "Senden oðlumun mezarını istiyorum. Tek bir kemiðine bile razıyım" dedi.
Baba Kemalettin Eren'in ömrü oðlunun akibetini öðrenmeye yetmedi, 24 Ocak 2012 tarihinde bir mezar taşına sahip olamadan, son nefesini 'Hayrettin'i aramaktan vazgeçmeyin' diyerek verdi.
Hayrettin Eren, kaybedildiðinde Mehmet Aðar, Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü Siyasi Şube Müdür muaviniydi. Oðlunu soran Elmas Eren'e, "el kol" işareti yaptı.
Komisyon adına açıklamayı okuyan Maside Ocak, Eren'in kaybedilmesinden Mehmet Aðar ve görev kaðıdında kolayca bulunacak sorgu timi ile 12 Eylül cuntacılarını sorumlu tuttuklarını söyledi.
Ocak, "Mehmet Aðar'a, cuntacılara gösterilen özeni, onların kaybettiði oðlunu arayan Elmas Eren'den esirgeyen hükümet, kaybedenlerle saf tutmaya devam ediyor. Buradan bir kez daha sesleniyoruz; kayıplarımız bulunmadan ve failler yargılanmadan asla vazgeçmeyeceði, asla affetmeyeceðiz. Kaybedenlerin, işbirlikçilerin peşlerinde olacaðız."
Cumartesi Anneleri, önümüzdeki hafta 41. haftada yeniden buluşmak üzere eyleme son verdi.