RSF: Basın özgürlüğü küresel ölçekte ilk kez ‘zor’laştı

Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Dünya Basın Özgürlüğü Günü arifesinde yıllık endeksini yayınladı.

RSF’nin Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre 180 ülkenin dörtte üçünde medya ve gazeteciler "sorunlu", "zor" ya da "çok ciddi" durumlarla karşı karşıya bulunuyor. 

Merkezi Paris’te bulunan RSF, "ilk kez" durumun küresel ölçekte "zorlaştığını" vurgularken özellikle ABD örneğinde görüldüğü üzere ekonomik kısıtlamaların ağırlığına işaret ediyor.

Norveç dokuz yıldır üst üste sıralamanın zirvesinde yer alırken, ABD, iki sıra gerileyerek Sierra Leone'nin ardından 57. sıraya düştü. Türkiye son çeyrekte, iki sıra kaybederek 159’uncu sırada yer aldı. 

SİNSİ EKONOMİK BASKILAR

RSF, “Gazetecilere yönelik fiziksel saldırılar basın özgürlüğüne yönelik saldırıların en görünür yönü olsa da, daha sinsi olan ekonomik baskılar da büyük bir engeldir. Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'ndeki ekonomik gösterge 2025 yılında düşmeye devam ederek daha önce görülmemiş kritik bir seviyeye ulaştı. Sonuç olarak, basın özgürlüğü durumu ilk kez dünya çapında ‘zor’ hale geldi.” dedi.

“Basın özgürlüğünün dünyanın pek çok yerinde endişe verici bir düşüş yaşadığı bir dönemde, genellikle hafife alınan önemli bir faktör medyayı son derece kırılgan hale getiriyor” diyen RSF, bu faktörün “ekonomik baskı” olduğunu belirterek, şöyle sıralıyor: 

“Mülkiyetin yoğunlaşması, reklamcıların ya da finansörlerin baskısı, kamu yardımlarının yokluğu, kısıtlanması ya da şeffaf olmayan bir şekilde dağıtılması…”

Endeksin ekonomik göstergesiyle ölçülen bu veriler ışığında şu durum çok açık bir şekilde ifade ediliyor: “Medya bugün bağımsızlığını garanti altına almak ile ekonomik olarak hayatta kalmak arasında bir mengeneye sıkışmış durumda.”

MALİ BAĞIMSIZLIK ŞART

RSF’nin editöryal müdürü Anne Bocandé, şunları ifade ediyor: "Çoğulcu, özgür ve bağımsız bir medyanın güvence altına alınması, istikrarlı ve şeffaf mali koşullar gerektirir. Ekonomik bağımsızlık olmadan özgür basın olamaz. Haber medyasının ekonomisi zayıfladığında, kalite pahasına reyting yarışına kapılırlar ve kendilerini sömüren oligarkların ya da kamusal karar alıcıların kurbanı olabilirler. Gazeteciler yoksullaştığında, dezenformasyon ve propagandanın şampiyonları olan basın düşmanlarına karşı koyacak araçları da kalmaz. Gazeteciliği destekleyen ve güvenilir bilgi üretimini garanti altına alan bir medya ekonomisini yeniden tesis etmemiz gerekiyor ki bu da mutlaka maliyetli bir üretimdir. Çözümler mevcuttur, ancak bunların geniş ölçekte uygulanması gerekmektedir. Mali bağımsızlık, kamu yararına hizmet eden özgür ve güvenilir bilginin garanti altına alınması için hayati bir koşuldur.”

Endekse göre Tunus (129., -11) ve Arjantin (87., -21) dahil olmak üzere "dünyadaki ülkelerin neredeyse üçte birinde", "sürekli ekonomik zorlukların bir sonucu olarak haber medyası düzenli olarak kapanıyor.

Nikaragua (172., -9) ve Afganistan (175., +3) gibi otuz kadar ülke de "son yıllarda gazetecilerin sürgün edilmesine yol açan kitlesel kapanmalarla" öne çıkıyor. 

İsrail ordusunu "haber merkezlerini tahrip etmek ve yaklaşık 200 gazeteciyi öldürmekle" suçlayan RSF'ye göre Filistin'de (163., -6) durum "felaket"; Haiti'de (112., -18) "siyasi istikrarın olmaması" ise "medya ekonomisini de kaosa sürüklüyor.

GAFAM BASINI BOĞUYOR

Daha genel olarak, sektör ekonomisi, "büyük ölçüde düzenlenmemiş" platformları reklam gelirlerinin giderek artan bir payını ele geçiren ve "manipüle edilmiş veya yanıltıcı içeriğin yaygınlaşmasına" katkıda bulunan GAFAM (Google, Apple, Facebook, Amazon ve Microsoft) tarafından "boğulmakta”.

Finlandiya (5.) ve Avustralya (29., +10) gibi "iyi konumdaki" ülkelerde bile, "çoğulculuğa yönelik bir tehdit" olan medya yoğunlaşması "dikkat edilmesi gereken bir nokta" olmaya devam ediyor.

Örneğin Fransa'da (25., -4) “ulusal basının önemli bir bölümünün birkaç büyük servet tarafından kontrol edildiğini” kaydeden RSF, “editoryal personelin gerçek bağımsızlığını” sorguluyor.

Bu kategoriye yeni giren yedi ülke de (Ürdün, Hong Kong, Uganda, Etiyopya, Ruanda, Kırgızistan ve Kazakistan) dahil olmak üzere 42 ülkede basın özgürlüğünün durumu “çok ciddi” olarak tanımlanıyor.

Eritre, Kuzey Kore ve Çin'in ardından son sırada yer alıyor.