Amerikan bilim insanlarının yaptığı çalışmada, küresel ısınma ile bunun sonucu olarak dünyanın farklı ülkelerinden Avrupa Birliği (AB) ülkelerine yönelik iklim mültecilerinin sayısı hesaplandı. Araştırmada, 2000 ile 2014 yılları arasında AB ülkelerine iltica başvurusu yapan 103 ülkenin vatandaşlarına dair veriler de incelendi.

YILLIK 660 BİNE KADAR EK MÜLTECİ

Buna göre, küresel ısınmanın etkilerinden kaçarak ülkesini terk eden ve AB ülkelerine sığınanların sayısı 2100 yılına kadar yıllık 98 bin ile 660 bin arasında artış gösterecek.

Küresel ısınmanın 2100’e kadar 1,8 derece artması durumunda yıllık iltica başvurusu sayısının ortalama yüzde 28 artacağı hesaplandı. Bu senaryoya göre küresel ısınmaya yol açan sera etkili gazlar önümüzdeki on yıllarda artmaya devam edecek ve yüzyılın ikinci yarısından sonra ise düşüşe geçecek. Ancak bu, araştırmadaki en iyimser senaryo olarak görüldü.

Küresel ısınmanın günümüzdeki ritminde kalması halinde ise 2100 yılına kadar 2,6 ile 4,8 derece arasında bir artış söz konusu olacak. Bu ise 2100’e gelindiğinde savaşlar veya ekonomik nedenlerle AB’ye gelen göçmenlere ek olarak 660 bini aşkın ek mülteci geleceği anlamına geliyor.

AB’DEKİ REKOR İLTİCA BAŞVURULARI DAHA DA ARTMIŞ OLACAK

Araştırmada yer alan Columbia Üniversitesi ekonomistlerinden Wolfram Schlenker, küresel ısınmanın etkilerinin yoğun olarak görüldüğü güney yarımküredeki yoksul ülkelerden göçün artacağına işaret etti. AB’de halen kabul edilebilecek mülteci sayısı üzerine devam eden tartışmalara dikkat çeken Schlenker, küresel ısınmanın AB’deki ‘umutsuz göçmen’ sayısını aşırı düzeyde arttıracağının altını çizdi.

AB istatistik kurumu Eurostat verilerine göre 2000’li yılların sonlarına doğru yıllık 250 bin civarına gerileyen iltica başvuruları, özellikle 2013 yılından itibaren artışa geçti. 2013’te 431 bin, 2014’te 627 bin olan iltica başvurularının sayısı 2015’te 1 milyon 323 binle rekor bir düzeye ulaşmıştı. 2016 yılında ise 1 milyon 257 bin başvuru yapıldı.

Science dergisindeki senaryoların gerçekleşmesi halinde 2100 yılına kadar AB ülkelerinde göçmen kökenlilerin oranı oldukça yüksek bir düzeye ulaşmış olacak.

KÜRESEL ISINMA İLE ÇATIŞMALAR ARASINDA BAĞ VAR!  

Dünya ülkeleri 2015’te Paris’te düzenlenen COP21 konferansında yeni bir iklim anlaşması üzerinde uzlaşmış ve bu anlaşma Nisan 2016’da Amerika Birleşik Devletleri (ABD) dahil olmak üzere ülkelerin çoğunluğu tarafından imzalanmıştı. Ancak yeni ABD Başkanı Donald Trump, sera etkili gazların küresel ısınmaya yol açtığı tezine karşı çıkmış ve Haziran ayında anlaşmadan çekildiklerini duyurmuştu.

Daha önce yapılan birçok araştırmada da, küresel ısınmanın artmasıyla birlikte çok sayıda güney yarımküre ülkesinde şiddet olayları ve savaşların artacağına dikkat çekilmişti.

Britanya’daki Nature dergisinde 2011 yılında yayınlanan bir araştırmada, Pasifik’te devam eden El Nino fenomeni ve kuraklıklar ile şiddet olayları ve savaşlardaki artış arasında bağ olduğu savunulmuştu.

SURİYE SAVAŞINDA DAHİ KÜRESEL ISINMANIN ETKİSİ VARDI!

Küresel ısınma ile savaşlar arasındaki bağı savunan bir başka araştırma ise 2015 yılında Amerikan Bilimler Akadamiesi yayınları (PNAS) tarafından duyurulmuştu. Bu araştırmada, Suriye’de 2011 yılında başlayan ve şimdiye kadar 500 bin kişinin yaşamına mal olan çatışmaların nedenleri arasında 2006-2010 yılları arasında Ortadoğu’da görülen kuraklıklar da etkili oldu.