Strasbourg’da CPT ve AK’den birçok heyetle görüşüldü

CPT ile Avrupa Konseyi’nin, Öcalan’ın tecrit koşulları hakkında kendilerini bilgilendirmesi amacıyla yapılan açlık grevi vesilesiyle birçok kurum temsilcileriyle görüşmeler yapıldı.

Pazartesi günü Avrupa Konseyi (AK) ve İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT)’nin bulunduğu alanda başlatılan açlık grevinin üçüncü gününde yeni katılımlar devam ediyor. Çevre kent ve ülkelerden gelen yüzlerce Kürdistanlı ve dostlarının da dayanışma amaçlı kentte geldiği görülürken, açlık grevcileri adına AKP ve CPT yetkilileriyle görüşmeler yapıldı.

Fransa Demokratik Kürt Konseyi (CDK-F) Dış İlişkiler Komisyonu’ndan oluşan 3 kişilik bir heyet dün ve bugün AK ve CPT yetkilileriyle bir dizi görüşme gerçekleştirdi. Heyet üyeleri ayrıca birçok ülkenin AK’deki temsilcilikleri ve delegasyonlarıyla da görüştü. Bu görüşmeler hakkında eylemcilere bilgilendirme yapılırken, sürgündeki yerel seçilmişler de Türk devletinin Kürtlere yönelik belediyeler ve özyönetimler üzerinden başlattığı soykırım politikalarına değindiler.

BİRÇOK PARLAMENTER HEYETİYLE GÖRÜŞÜLDÜ

Yapılan görüşmeler hakkında bugün, açlık grevcilerinin olduğu alanda bir bilgilendirme yapıldı. Dün İsveç delegasyonuyla bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyleyen heyet üyelerinden Egid Polat, Öcalan’ın durumu ve tecrit koşulları hakkında ve 3 yıldır kendisine ilişkin haber alınamaması hususunda endişelerini bildirdiklerini, konuyu izah eden bir dosyayı İsveç delegasyonuna ilettiklerini bildirdi.

Polat, İsveç delegasyonunun da kendilerine, Öcalan’ın durumunu takip ettiklerini ve bilgi sahibi olduklarını söylediğini aktardı.

AK’deki Fransız daimi temsilciler ile delegasyon üyeleriyle de bir görüşme yaptıklarını kaydeden Polat, bu görüşmenin bugüne kadar Fransız yetkilileriyle yapılan ilk görüşme olduğunu ve bu anlamda önemli bulduklarını belirtti.

Dün yapılan bu görüşmede Öcalan’ın durumu hakkında hazırlanan dosyadan sunulduğunu ve sözlü aktarımda bulunduklarını söyleyen Polat, heyete Öcalan’ın yaşamına dair endişelerini dile getirdiklerini ekledi.

Polat, Fransız heyet üyelerinin kendilerini sıcak karşıladıklarını ve konu hakkında bir yorum yapmamalarına rağmen, takipçisi olacaklarını ilettiklerini bildirdi.

Polat’ın verdiği bilgilere göre, Kürt heyeti dün ve bugün iki ayrı görüşmede Yunan parlamenterle bir araya geldi. Polat, her iki parlamenterle geçmişte de görüştüklerini, parlamenterlerin konuyu bildiklerini ve takipçisi olduklarını söyledi.

KESER: KÜRTLERİN KİMLİK VE SİMGELERİNE SALDIRI VAR

Polat’ın ardından konuşan Van İpekyolu Belediye Eşbaşkanı Veysel Keser ise, belediyelere atanan kayyumlar ile kent ve belediye işgalleri hakkında bilgi verdi. Halkın, DBP yerel yönetim modeliyle doğrudan demokrasiyi esas almaya çalıştığı, kendi talep ve önerileri üzerine stratejik planların oluşturduğunu söyleyen Keser, önemli projelere dikkat çekti.

Keser, kent ve belediyenin yönetiminin halkın doğrudan karar süreçlerine katılımıyla gerçekleştiğini, yaşamın tüm alanlarına dair ekoloji, kadın özgürlüğü ve gençliğin sorunları gibi birçok alanın yeniden kurulumunu esas aldığını hatırlattı.  

Türk devletinin bu modele karşı kayyumlarla belediyeleri işgal ettiğini, okullara, kadın kurumlarına, kooperatif ve gençlik kültür merkezlerine el koyduğunu söyleyen Keser, AKP’nin Kürtlerin tüm kazanımlarını yıkmaya çalıştığına dikkati çekti. 

80’e yakın belediye eşbaşkanının tutuklanıp, geri kalanının da onlarca yıl ceza aldıklarını ve demokrasinin bitirildiğini dile getiren Veysel Keser, HDP’nin demokratik zeminden men edildiğini söyledi. 24 Haziran’a apar topar dayatılan seçimin Kürt mücadelesi ve HDP’nin gücünü yeniden göstermek açısından bir fırsat olduğunu ifade eden Keser, “Ehmedê Xanî’nin heykelinin yıkılması, yazı yazan elinin kesilip meydana atılmasından da göstermedir ki, Kürtlere ait tüm kimlik ve tarihi simgelere karşı, saldırı ve yok etme söz konusudur” dedi.

İMRET ÖZYÖNETİME KARŞI DEVLETİN TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜNÜ ANLATTI

Cizre Belediye Eşbaşkanı Leyra İmret ise konuşmasında, demokratik yerel yönetimi orada öz savunma direnişi içinde yer alan direnişçilerin hikayeleriyle birlikte anlattı.

Kürt siyasal hareketinin 40 yıllık mücadelesiyle elde ettiği bir mevzi olan demokratik yerel yönetimin, tekçi, inkarcı ve iktidarcı yönetime alternatif olarak geliştiğini vurgulayan İmret, yerel yönetim anlayışında yaşamı belirleyen temel öznelerinin halk olduğunu söyledi.

Demokratik halk yönetimi içerisinde aktif bir şekilde yer alan Mehmet Tunç ve Asiye Yüksel gibi devrimcilerin büyük bir inanca sahip olduklarını hatırlatan İmret, 100 yıllık iktidarcı sistemin bunu kendisi açısından bir tehlike olarak algıladığının altını çizdi. İmret, bu inancın yaşamı zaman içerisinde demokratik kıldığını gören inkarcı Türk devletinin savaş ve insanlık suçlarını da işleyerek, imha etme temelinde yaklaştığını belirtti.

O süreçten özyönetim inşaası içerisinde yer alan sivil insanların büyük bir kısmının katledildiğini söyleyen İmret, “ancak onların inşaa etmek istediği yaşam hala milyonlarca insanımızın ortak hayalidir” dedi.

Açlık grevine katılan farklı kurum temsilcileri ve seçilmişlerin katıldığı toplantı yapılan konuşmalarla devam ediyor.