Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İmralı Heyeti Üyesi Sırrı Süreyya Önder için Avusturya’nın başkenti Viyana’da anma etkinliği düzenlendi.

Demokratik Kürt Toplum Merkezi (DEM-KURD) tarafından organize edilen etkinlik, Kürdistan Özgürlük Şehitleri ve Sırrı Sürreyya Önder’in anısına bir dakikalık saygı duruşuyla başladı.
Etkinliğin açılış konuşmasını DEM-KURD Eşbaşkanı Yıldız A., yaptı. Yıldız A., “Onun yoldaşları olarak derin bir hüzün içerisindeyiz. Hayalini kurduğu, özlemini duyduğu barışı görmeden gözlerini yummasına rağmen toplumsal barışı sağladı. Mücadelesine ve anısına bağlı kalacağız” dedi. Ardından Önder’in yaşamına dair sinevizyon gösterimi sunuldu.

Civaka Azad Eşbaşkanı Ahmet Zirek, Önder’in şahsında tüm devrim şehitlerini anarak şunları söyledi: “Bu vedadan dolayı çok üzgünüz. O bir savaşçıydı, sinemacıydı, siyasetçiydi. Herkes için mücadele etti. Türkmen bir aileden gelmesine rağmen Kürt, Alevi, Süryani kimliğini de sahiplendi. Ülkemizde milyonların sevdiği bir figürdü. İnsanlığın vicdanıydı.”

“Önder Apo’nun, Kürt ile Türk halklarının başı sağ olsun” diyen Siyasetçi Hozan Botan ise, “Tarih iki insanı yazar; Yaşamın hayalini kuranlar ve yaşamın tercihini yapanlar. Çünkü hayalini kuranlar hiçbir güce, iktidara, zorbalığa boyun eğmez, hayalleri büyüktür. Sırrı Süreyya Önder de böyle bir devrimciydi. Sadece barışta değil, savaşta da Kürt’ün, Alevi’nin, Êzidî’nin, Süryani’nin, Türkmen’in militanıydı. En yoğun saldırıların olduğu zamanlarda öndeydi; Gezi’de, Maraş’ta, Sivas’ta… Bir tercih yaptı: Doğru yaşam. Devletin hiçbir teklifini kabul etmedi. Katıldığı tüm TV programları tartışmalı geçti, çünkü kimseye boyun eğmedi. Ne savunduysa korkmadan ifade etti. Zindandaki duruşu da aynıdır. Bu yüzden Sırrı Süreyya Önder bugün faşistleri, milliyetçileri, gerici İslamcı zihniyeti ve devleti elinde tutanları bile bir araya getirdi. Çünkü o büyük bir devrimciydi. Önder Apo’nun öğrencisiydi.”

Son olarak Önder’in okul arkadaşı Doç. Dr. Ahmet İnan bir anısını anlatarak, duygularını paylaştı: “Önder, küçüklüğünden beri hukuksuzluğa tahammül edemezdi. Türk olduğu halde beni bir Kürt gibi korurdu. Küçükken okulda Türkçe bilmediğim için çok ayrımcılık ve faşist yaklaşımlara uğradım ama Sırrı beni hep korudu. Onun duruşu beni her defasında büyülüyordu. Onu saygı ve minnetle anıyorum.”