Britanya’daki meclis ve komünler, alanda faaliyet yürüten PYD, PJAK, Kongra-Star, kadın ve gençlik örgütlerinin çatı örgütü olan Civaka Azad 10’uncu Olağan Kongresi, Londra KCC binasında gerçekleşti. Tüm komün, meclis ve hareketlerden delegelerin katıldığı kongre, Kürdistan Özgürlük Şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladı.
Divan seçimi ile başlayan kongre, şehit düşen PKK’nin kurucu kadrolarından Rıza Altun ve Ali Haydar Kaytan’a adandı.
Önder Apo’nun 27 Şubat çağrısının selamlandığı kongre, “Demokratik Toplum ve Barışı İnşa Ediyoruz” ve “Genç Başladık, Genç Başaracağız” şiarı ile gerçekleşti. Kongrede sık sık, “Şehîd Namirin”, “Bijî Serok Apo” ve “Jin Jiyan Azadî” sloganları atıldı.
Kongreye video-konferans yöntemiyle bağlanan Kongra-Gel Eşbaşkanı Remzi Kartal, Ortadoğu’daki gelişmeler Önder Apo’nun çağrısı, PKK’nin feshi kararı ve önümüzdeki süreçte meclislerin temel görevlerine ilişkin bir değerlendirmede bulundu. Önder Apo’nun çağrısının tüm insanlığa dönük olduğunu söyleyen Remzi Kartal, demokratik ve ekolojik bir sistemin inşası ve sistemini geliştirmenin temel sorumlulukları olduğunun altını çizdi.
Sadece Kürdistan ve Ortadoğu değil tüm dünyadaki eşitsizliklere, baskılara, hegemonik savaşlara, eril zihniyete ve ekolojik kırıma karşı Demokratik Toplum Sosyalizmi’ni yaşamsallaştırma iddiasını taşıdıklarını kaydeden Kartal, tüm örgütsel yapılarının komünal örgütlemeyi yaşama geçirmesi gerektiğini kaydetti.
Halk diplomasisinin önemine dikkat çeken Kartal, Britanya’da tüm toplumsal kesimleri içine alacak demokratik komünal bir toplumsal örgütlenme sağlamak gerektiğini ifade etti.
Kartal’ın ardından tüm yapıların raporlarının yer aldığı Civaka Azad 10’uncu Kongre raporu okundu. Raporda Civaka Azad’ın özgür toplum birlikteliğini amaçladığını ve bu amaca uygun bir örgütlenme ve kurumsallaşma sorumluluğu üstlendiği ancak bunun tam anlamıyla pratiğe dönüştürülemediği ifade edildi.
CIVAKA AZAD ÖZELEŞTİRİ VERDİ
Civaka Azad’ın örgütlenme modeli olarak diaspora yaşayan Kürtler açısından muazzam bir sistem olduğu ifade edildi, devamla şu tespitler yapıldı: “Ancak, merkezi ve katı ideolojik terminolojiyle sınırlandırılan, kolektif olmayan ilişki statüsüyle şekillenen yönetim pratiği, toplumun birlikteliği amacından sapmıştır. Birey ve toplum ilişkilerimiz, Önder Apo’nun da ifade ettiği gibi, çürüme noktasına ulaşmıştır. Halkla örgütlenme ilişkilerimiz, bir tarikatın bireyle kurduğu ilişkiye ya da servet-selamet bağına benzer bir hâl alma eğilimindedir.
Oysa Kürdistan özgürlük mücadelesinde birey-toplum ilişkisi; hak ve hukukun korunması, farklılıkların demokratik birlikteliğinin güçlendirilmesi ve kurumsallaşması amacına dayanır. Ancak, kendini tekrar eden, değişime direnen ve yenilenme konusunda geri kalan bir noktadayız.
Örgütsel ve siyasal raporun ağırlıklı olarak bir özeleştiri içermesiyle birlikte; Önder Apo’nun Demokratik Toplum ve Barış Paradigması ile Kürt özgürlük mücadelesinin tarihsel birikimi doğrultusunda, demokratik komünal sistemi inşa etme konusunda kararlılık beyan edilmiştir.
PARADİGMA YAŞAMSALLAŞMALI
Raporun ardından delegeler yoğun tartışmalarda bulunurken, özellikle ahlaki topluma doğru ilerlerken komünlerin, radikal demokrasinin ve farklılıkların eşitliği ilkesini benimseyen örgütsel modelin hayata geçirilmesinin önemi vurgulandı. Civaka Azad’ın; ulusal birlik, toplumsal sorunlar ile sosyal ve kültürel kurumsallaşma konularındaki görev ve sorumlulukları hatırlatılarak, Önder Apo’nun paradigması doğrultusunda özgürlük bilincini bireyden topluma, her alanda yaşamsal kılmanın zamanı geldiği ifade edildi.
DİRİLİŞTEN ÖZGÜRLÜĞE
PKK’nin 12. Olağan Kongresi’nin selamlandığı kongrede, Kürt halkının yüzyıllık bir mücadele geleneğine sahip olduğu, ancak PKK’nin, adı dahi anılmayan ve varlığı inkâr edilen bir halkı inkârdan dirilişe, dirilişten özgürlük yoluna taşıdığı dile getirildi.
Zihniyet değişmediği sürece, raporların hazırlanmasının ya da doğruyu ifade etmenin bir sonuç getirmeyeceği vurgulanan konuşmalarda, şu ifadelere yer verildi: “On binlerce yoldaşımız zindanda; dağlarda gerillalar, kimyasal silahlara karşı canıyla, bedeniyle, ruhuyla bir halkın özgürlüğü için direndi, savaştı, şehit düştü. Eğer dağlarda, taşlarda uyuyan ve bir halkın onuru, özgürlüğü, idealleri uğruna aylarca tünellerde savaş yürütenleri kalbimizde ve zihnimizde hissedemiyor; buna göre örgütlenmiyor ve yaşamıyorsak, ne rapor ne de tüzük bir anlam ifade eder.”
Örgütsel raporun ardından yeni döneme ilişkin öneriler alındı ve tartışıldı. Öneriler arasında, Britanya’da bulunan halkların demokratik, siyasal, kültürel ve beşeri yapılarının demokratik modeli olan konfederasyon ve federasyon örgütlenmesinin ele alınması gerektiği ifade edildi. Yeni dönemde, Dış İlişkiler, Eğitim ile Hak ve Adalet yapılarının yeniden ele alınarak daha kurumsal ve işlevsel bir yapıya kavuşturulması gerektiği belirtildi.
Yapılan tartışma ve konuşmaların ardından seçim gündemine geçildi. Seçimlerde; Dış İlişkiler, Basın, Kültür, Disiplin, Denetleme ve Eğitim gibi komiteler için oylamalar yapıldı ve yeni yönetimler oluşturuldu. Britanya Civaka Azad’ın 10. Kongresi’nde eşbaşkanlığa Songül Maraş ve Êriş Silêmanî seçildi.