Türkiye, Rojava’yı ve öncülük ettiği demokratik özerk yapıyı tasfiye etmek için aralıksız çalıştı ve çalışmaya devam ediyor. Politikalarını özetlemek gerekirse, Rojava’yı tamamen ortadan kaldırmayı hedefliyordu. Türkiye’nin sınır bölgelerinde yaşayan Kürtleri sürüp yerlerine, Türkiye’deki iki milyon sığınmacı Arap’ı yerleştirmeyi planlıyorlardı. Kürtleri komşu olarak bile görmek istemiyordu.
Erdoğan bu planını BM Genel Kurulu’nda elinde Suriye haritasıyla dünyaya duyurdu. Kürtlerin Efrin’den Derik’e kadar yaşadığı bölgeyi 30 km derinliğinde bir “güvenlik bölgesi” olarak gösterdi. Sanki bu bölgeler boşmuş, içinde kimse yaşamıyormuş gibi, dışarıdan iki milyon insanı getirip yerleştireceklerdi.
İki milyon Arap getirip yerleştirilseydi, Baas rejiminin uyguladığı Arap Kemeri politikasından daha yıkıcı bir durum ortaya çıkabilirdi. Baas rejimi, Arapları getirip Kürt nüfusunu seyrelttiğinde, Kürtleri bölgeden sürmemişti. Ama Türkiye, işgal ettiği bölgelerde Kürtleri barındırmadı. Efrin’de olduğu gibi etnik temizlik yaptı. Bu plan uygulansaydı, tam anlamıyla bir jenosit (soykırım) yaşanmış olacaktı.
SDG’nin DAİŞ’e karşı yürüttüğü savaş dünyanın gözü önünde oldu. Uluslararası toplumun geniş bir kesimi bu savaşın bir şekilde içindeydi ve ne olup bittiğini yakından takip ediyordu. Buna rağmen Türkiye, Kürtlere karşı açık ya da örtülü şekilde El Nusra ve DAİŞ çetelerini destekledi, bu çetelerle ittifak kurdu. İttifak kurduğu çetelerden El Nusra, daha sonra isim değiştirerek HTŞ oldu.
HTŞ’ye yatırım yaparak onu Şam’a yönlendiren Türkiye, kendi kontrolündeki SMO adlı paramiliter grupla da Şehba ve Tıl Rıfat’a saldırılar düzenledi. Hedefi, Rojava ve Özerk Yönetimi tamamen ortadan kaldırmaktı. Bu doğrudan saldırıların yanı sıra, HTŞ’yi de özerk bölgelerin üzerine sürmeye çalıştı.
Şam’ın geçici yönetimine gelen HTŞ’nin SDG komutanlığıyla mutabakat imzalaması sürecinde de Türkiye devredeydi. Kürtlerin statü taleplerinin veya özerkliklerinin tanınmaması için baskı yaptı. HTŞ yönetiminin mevcut yaklaşımı ise, Baas rejimini aratır durumda. Kürtler anasını görmesin diye Suriye’ye merkeziyetçi ve anti-demokratik bir rejim dayatarak, bütün halkları karanlığa gömüyor.
Erdoğan, Trump’ın yönetime gelmesiyle birlikte SDG’yi devre dışı bırakma çalışmalarını hızlandırdı. Trump’ın halkların özgürlükleriyle ilgili bir herhangi bir hassasiyeti veya kaygısı yok. Filistinlilere yaklaşımı ortada: Gazze yıkılmış, halk ölüm ve açlıkla pençeleşiyor. Trump’ın bulduğu çözüm ise Gazzelileri farklı ülkelere dağıtarak bölgeyi bir arsa gibi değerlendirmek!
Erdoğan nihayetinde ABD ve HTŞ ile üçlü bir çalışma kararı çıkarmayı başardı. Uzun süredir ABD’ye “SDG’yi bırakın, onların yaptıklarını biz yapalım” diyordu. Ancak ABD, savaşta tutarlı ve ciddi olan SDG’yi tercih ediyordu. Erdoğan, ‘’DAİŞ’e karşı mücadeleyi biz yürütelim, DAİŞ’li tutukluları HTŞ’ye devredelim’’ şeklinde alternatif öneriler sundu. Bugüne kadar ABD yönetimi bunu kabul etmiyordu; ancak Trump, şimdi bu plana onay veriyor. DAİŞ’li tutukluların HTŞ’ye devri, esasen onların serbest bırakılması anlamına geliyor. DAİŞ, El Kaide ve HTŞ’nin ideolojileri ile zihniyet yapıları birbirinden hiç farklı değil.
Bu planın özü, ABD’nin SDG ile çalışmayı bırakmasını sağlamak ve SDG’yi etkisizleştirmek. Hedef, SDG’nin uluslararası ilişki ve dayanaklarını ortadan kaldırmak, SDG’yi yalnızlaştırmak ve özerk bölgenin kazanımlarını tamamen yok etmek.
Türkiye, daha önce Rusya ve İran’la Astana süreci adıyla ortak toplantılar yaptı. Astana’da yapılan tek şey, özerk bölgeyi gayri meşru ilan etmek ve bütün uluslararası platformlardan dışlamak oldu. Astana’nın diğer bir yanı ise Rusya ve İran’ı oyalayarak HTŞ’yi Baas rejimine karşı saldırıya hazırlamaktı.
Türk hükümeti şimdi İmralı’da Önder Apo’yla görüşmeler yapıyor ve “Kürt-Türk kardeşliğini sağlayalım” diyor. Önder Apo, PKK’nin varlığını sonlandırma ve silahlı mücadeleyi durdurma yönünde tarihi bir adım atarak büyük bir sorumluluk üstlendi. Eğer Türkiye kendi Kürdünü kabul edecek ve kardeşlik hukuku oluşturacaksa, neden Suriye’de Kürtleri ezme, tasfiye etme ve uluslararası alanda yalnızlaştırma planları yapıyor?