Önder Apo özgür çalışır olmalı

Kürt sorunu çözülecek, Kürt- Türk birliği sağlanacaksa Önder Apo’yu İmralı’da tutmanın ne anlamı olabilir? Tarihsel sorunlar mı çözülecek, yoksa bireylerden intikam mı alınacak? Önder Apo Kürt halkına karşı rehin tutularak barışa ve çözüme hizmet etmez.

ÖNDER APO

Önder Apo tarihi bir adım atarak PKK’nin varlığını ve silahlı mücadeleyi sona erdirdi. Kürt halkının geleceğini ve Türkiye’nin değişimini belirleyen bu adımı tutuklu bulunduğu koşullarda attı. Önder Apo Kürt halkının öncüsü ve baş müzakerecisi olarak tutuklu bulunuyor. Bu olağan bir durum değil. Doğal olan tarafların serbest ve eşit koşullarda görüşmesidir.

AKP-MHP ittifakı bu tarihi soruna açıktan ve cesaretli biçimde sahip çıkmalıyken hala istenenin çok uzağındalar. MHP daha istekli ve önde görünüyor. Bahçeli’nin açıklamaları daha olumlu ama AKP adım atmak yerine yükü İmralı’nın sırtına bindirmenin peşinde. İnce hesaplar yaparak geciktiriyor ve oyalamaya çalışıyor. Bir yandan sürecin bozulmasına izin vermeyelim diyor bir yandan da süreci uzatıyor.

AKP bu defa daha avantajlı. Çünkü başta CHP olmak üzere muhalefetin büyük kesimi çözümü ve süreci desteklediğini belirtiyor. AKP, CHP’yi katarak ulusal mutabakatı sağlamış olacak. Ama CHP’yi dışlayarak, operasyona tabi tutarak sürecin dışına sürmeye çalışıyor. Bu girişimler ortamı geriyor, süreci riske ediyor. Erdoğan bir yandan süreci dikkatle, hassasiyetle yürütüyoruz diyor bir yandan da tehlikeye atacak adımlar atıyor.

Türkiye aydınları, demokrasi güçleri süreci istendiği gibi sahiplenmiyor. Egemen bakışın etkilerini üzerlerinden atamıyorlar. Çekingen ve ürkekler. AKP hükümeti tarafından baskılandılar. Hala kendilerine gelemediler, rollerini oynayamıyorlar demek yanlış olmaz. Genelde bir bekleme ve izleme tutumu görülüyor. Unutulmamalı ki, demokrasi ve barış beklemeyle ve kendiliğinden gelmez. Bunun için mücadele ve örgütlenme gereklidir.

Fatih Erbakan gibilerinin tutumu da savaşa hizmet ediyor. Erbakan’a sorulsa ben savaş yanlısı değilim diyecek. Ama milliyetçilik ve egemen ulus bakışı her tarafından akıyor. "Öcalan serbest bırakılamaz. Bunun için şehit analarının oluru alınmalı vb.’’ diyor. Ama Kürtlerin de anaları var. On binlercesi yaşamını yitirdi. Binlerce köy yakıldı, hapishaneler Kürtlerle dolu, bunu nereye koyacağız? Sadece asker anaları mı mağdur? Ayrıca bu ciddi ve dürüst bir politik yaklaşım değildir. Topu başkalarına atmaktır. O analar mı çocuklarını asker yapıp savaş alanına sürdü? Savaşın karar alıcıları asker anaları değildi, iktidardı, siyasi karar alıcılardı. Siyasi yapılar bunun sorumluluğunu üstlenmeli, paylarına düşeni almalı ve özeleştiri vermelidir. Fatih Erbakan onlar Kürtlerin haklarını almalarını sağlamak için ne yaptılar? Savaşın durması ve demokrasinin gelişmesi için hangi mücadeleyi verdiler, bunları sorgulamalıdırlar.

Asker analarını öne sürüp intikamcı ve çatışmacı bir ortamın alevlenmesini isteyenler var. Tarihi ve toplumsal sorunlar böyle çözülmez. Tersine politikaya yön verenler, önderlik iddiasında bulunanlar sorumluluk üstlenirler ve halkı da aydınlatırlar. Barış ve demokratik ortamın gelişmesi için halkı eğitir ve hazırlarlar. Burada kullanılan dil ve yaklaşım olumsuzdur, sorunludur. Erbakan gibileri Kürt sorununu nasıl çözeceklerini, çözüm programlarını halka sunmalıdırlar.

Önder Apo’nun hapiste tutulması, Kürtlere karşı koz ve rehin olarak kullanılması doğru mudur? Erbakan dahil bütün muhalefet ve iktidar çevreleri bu soruyu kendilerine sormalıdır. Kendilerinin temsilcisi, baş müzakerecisi rehin ve tutukluyken görüşme ve anlaşma masasına oturmasını kabul ederler mi? Açık ki, bu kabul edilemez diyecekler. Ama iş Kürtlere geldi mi, bunu savunuyorlar. Bu yaklaşım ahlaki ve adil değildir. Kürtleri hala aşağı görme var. Çok üstenci ve kibirli bir bakış sergileniyor.

Kürt sorununun ağırlığını ve yakıcılığını anlamayanlar ve hissetmeyenler ezberlerini tekrar ediyorlar. Yüz yıldır denenmiş ve sonuç almamış politikalardan vazgeçmiyorlar. Bundan çıkar sağlayanlar var. Ama sorgulamayan ve yüzeysel yaklaşanlar da çok. Bir de işin hukuki boyutu da incelenmiyor, dikkate alınmıyor. Hamaset önde. Önder Apo zaten verilen cezayı yatmış durumda. Normalde serbest bırakılması gerekir. AİHM on yıl önce karar aldı. Türkiye’nin yasal düzenleme yaparak umut hakkını tanımasını istemiş. Avrupa Konseyi de bu konuda Türkiye’yi uyardı, kararlara uymasını istedi. Ayrıca Türkiye anayasasında da taraf olunan uluslararası sözleşmeler iç hukukun üstündedir deniyor. Görüldüğü gibi Önder Apo’nun yasal olarak da bırakılması gerekiyor.

Kaldı ki Kürt sorunu çözülecek, Kürt- Türk birliği sağlanacaksa Önder Apo’yu İmralı’da tutmanın ne anlamı olabilir? Tarihsel sorunlar mı çözülecek, yoksa bireylerden intikam mı alınacak? İktidarı ve muhalefetiyle Türkiye’deki siyasi güçler soruna daha ciddi yaklaşmak zorundalar. Önder Apo Kürt halkına karşı bir rehin olarak tutularak barışa ve çözüme hizmet edilemez. Bir taraf istediği gibi çalışacak diğer taraf da bir hücrede eli kolu bağlı tutulacak. Bu durum adil değildir. Bu durum barışa ve çözüme hizmet etmez. Önder Apo çözüm için beklediklerinden daha büyük adımları hızla attı. Buna uygun adımlar atılmalı ve Önder Apo özgür çalışma ortamına kavuşmalıdır.

Kaynak: Yeni Özgür Politika