Nalîn Amed hep PKK’liydi

PKK saflarında şehit düşen Nalîn Amed (Netice Katar) gitmeden önce 1992’de katledilen dayısının intikamını alma sözüne yer verdiği günlüğünü ailesine bırakarak saflardaki yerini aldı.

Amed'in Lice ilçesinde 7 Mart'ta çıkan çatışmada yaşamını yitiren HPG’li Netice Katar (Nalîn Amed) ailesine haber verilmeden Bağlar Yeniköy'deki kimsesizler mezarlığına defnedilmişti. Ailenin teşhis için başvurusu üzerine yapılan DNA testinin sonuçları çıktıktan sonra aile mezarı açıp cenazeyi aynı mezarlık içinde farklı bir bölüme defnetmişti. Nalîn Amed hakkında konuşan aile bireyleri onun PKK saflarına katılmadan önce etrafında olup bitenleri günlüğüne kaydettiğini 1992 yılında kontralar tarafından katledilen dayısının intikamını almak istediğini her fırsatta dile getirdiğini söyledi. Nalîn’in annesi Rindê Katar, kızının evde döşekte asla yatmadığını, sürekli yerde yattığını, bunun sebebini ilk başlarda anlamadığını, fakat kızı saflara katıldıktan sonra buna anlam verdiğini anlattı.

KORUCULUK DAYATILAN DAYISININ İNTİKAMI İÇİN ANT İÇMİŞTİ

Pasur’un (Kulp) Hewrê (Yayık) köyünde kaldıkları dönemde devlet tarafından kendilerine koruculuk yapmaları konusunda dayatma yapıldığını dile getiren anne Rindê Katar, “Maddi durumumuz kötüydü. Köyde ufak tefek işlerle geçimimizi yapmaya çalışıyorduk. Bize koruculuk yapmamız konusunda dayatmada bulundular bunu kabul etmediğimiz için köyümüzü terk etmek zorunda kaldık” şeklinde konuştu.

Kardeşi Abdurrahman Ay’ın da koruculuk dayatmasını kabul etmediği için 1992 yılında kontralar tarafından katledildiğini kaydeden Katar, o günleri şu sözlerle anlattı: “Kardeşim katledildiğinde kızım 2 yaşlarındaydı. Kardeşim korucu olmayı kabul etmediği için kontralar tarafından katledildi. Kızım olayları anlamaya başladıktan sonra sürekli olarak dayısının katledilmesini kabul edemediğini söylüyordu. Dayısının intikamını alacağını her fırsatta dile getiriyordu.”

‘ASLA DÖŞEKTE YATMAZDI’

Kızının PKK saflarına katılacağını bilmediğini ancak kızından sürekli şüphelendiğini vurgulayan Katar, “Hasta olduğum için üzüleceğimi düşündüğü hiç bir şeyi bana söylemezdi gizli tutardı. Bazen çok üstüne giderdim yine de bir şey söylemezdi daha sonra gelip bana sarılarak ‘kızdın mı’ diye sorardı. Ben kendisine gözümü dahi çıkarsan ben sana kızamam derdim, sarılıp öperdim” diye konuştu.

Katar, “Kızım evde döşekte asla yatmazdı. Yalvarırdım ‘Kızım niye yerde yatıyorsun? Yatağında yat’ diyordum fakat bu konuda beni dinlemezdi. İlk başta bu davranışlarına anlam vermiyordum. PKK saflarına katıldıktan sonra kendini oradaki şartlara alıştırmak için yerde yattığını anladım” diyerek, Nalîn’in PKK’ye katılmayı kafasına çok önceden koyduğunu söyledi.

‘9 YIL DAĞLARDA YAŞADI’

Yakınlarının taziyesine katılmak için köye gittiği sıralarda Nalîn’in haber vermeden PKK saflarına katıldığını sözlerine ekleyen anne Katar, Nalîn’in saflarda olduğu dönemde sürekli kendisine haber gönderdiğini söyledi. Gitmeden önce komşusunun küçük çocuğunu sıcaklıkla öptüğünü ve ‘Artık son görüşüm olabilir’ dediğini öğrendiğini söyleyen Anne Katar, kızının o günden sonra yaklaşık 9 yıl dağlarda yaşadığını belirtti.

‘KIZIMI TOPRAĞA VERDİĞİM GÜN ONUN DÜĞÜN GÜNÜDÜR’

Kızının şehadet haberini üzerinden kırk gün geçtikten sonra aldığını ifade eden anne Katar, kızının kimsesizler mezarlığına gömüldüğünü, uzun uğraşlar sonucu cenazesini alabildiğini söyledi. Kızının mezarının belli olduğunu bilmenin bile insanı bir nebze rahatlattığını vurgulayan Katar, kızını gömdüğü gün mezarın başında cenaze merasiminde bulunanlara kına yaktığını aktardı. Anne Katar, kızı için bazı isteklerinin olduğunu ancak bunları yerine getirememiş olmanın burukluğuyla yaşadığını belirterek kızını toprağa verdiği günün kızının düğünü olarak addettiğini ağıtlar yakarak bunu kutladığını söyledi.

Anne Katar o gün okuduğu ağıtı bir daha şöyle okudu:

“Min got daweta keça min e dayê qûrban melorîne

Heyran di got êdî her roj li cem diya xwe bî

Min got hesret dilê dayîka te de mayî dayê qûrban wan çiya geriya

Min got lawo çiyayê metîna digeriya waa digerîya

Min got dayê qûrban tû neyê Tirkiyeyê ohooy dayê qûrban

Min got dayê qûrban çavê dayîka te rijîya ez werim bêriya te dikim

Ew hesret dilê dayîka te da mayî

Silav ji min re şand got dayê tû îda qûrbanê werî ba min

Wê rê girtî bû ez ne çûme, ew hesret dilê diya wî da mayî

Ez şermiya keça xwe me dayê qûrban

Ez nagirîm û ez nagirîm

Serê gelê Kurdîstanê sax be

Serê gerîllayê wî sax be

Serê serokê min sax be û serokê me bi xêr û xweşî were di nava me de

Li hev bi civînê û aşîtiyek derxe dayê qûrban

Heyran keça min gerîya li ser serê diya xwe

Heyran min nizanî bû heşt meha ser serê dîya xwe firiya

Çûye Licê ez qûrbanê

Ne silavek û ne gaziyek wî çil rojê keça min qediya dayê qûrbana te be

Gava kir goristan ji min re got dayê ev heqê dîya te ye

Heyran min got cihê te tev bo îmanî

Tû kewaniya mala xweyî

Got dayê tû jêhatî û ez bi te serbilindim.”

‘HİÇ BİR ÇOCUĞUN DOĞUM GÜNÜNÜ KAÇIRMAZDI’

Nalîn ile birlikte büyüdüğünü hem kardeş hem arkadaş olduklarını belirten Nalîn’in ablası Xecê Katar, “Kıyafetlerimizi bile birlikte kullanırdık” sözleriyle kardeşi ile olan bağlarını anlattı. Nalîn’in kendisine göre siyasi ve toplumsal olaylara daha duyarlı olduğunu ve ilgi duyduğunu söyleyen Katar, dayısının şehit edilmesinin Nalîn üzerinde büyük etkiler yarattığını belirtti.

 

Nalîn’in PKK saflarına katılmadan önce kuzeni ile sürekli birlikte gençlik çalışmalarında yer aldığının altını çizen Katar, “Çocukluktan beri kopmadılar birbirlerinden hep birlikte çalıştılar zaten katılımları da art arda oldu. Çok samimiydik ama benimle katılacağı yönünde bir paylaşımı olmadı. Bize hissettirmemeye çalışırdı. Günlüğü vardı her şeyi oraya not ederdi. Günlüğü görmemize izin vermezdi. Gittiği gün günlüğü bize bırakmış yazdıklarını sonradan okuduk” sözlerine yer verdi.

Katar, Nalîn’in çocukları çok sevdiğini çocukları mutlu etmek için her şeyi yaptığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı: “Nalîn çocuklara çok bağlıydı tanıdığı hiç bir çocuğun doğum gününü kaçırmazdı hepsine doğum günü pastasını kendisi yapardı. Çocuklar mutlu olunca o da mutlu olurdu. Fotoğraflarına bakarsanız Nalîn’in gülmeyi çok sevdiğini de anlarsınız hemen hemen tüm fotoğraflarında güldüğü görülür.”

‘SESİNDE KÜRDİSTAN AŞKI VE ÖZGÜRLÜĞÜ BİRLEŞİYOR’

Nalîn’in sesinin güzel olduğunu ancak bu sesi evdeyken fazla dinleme şansları olmadığını söyleyen Katar, internetteki videolardan sesini dinlediklerini belirtti. Nalîn’i dinlediği zaman dağların bağrından gelen bir sesi hissettiğini dile getiren Katar, “Sesinde Kürdistan aşkı ve özgürlüğü birleşiyor” ifadelerini kullandı.

‘ÇOK ŞEN BİR ÇOCUKTU’

Nalîn’in evinde kızıyla birlikte büyüdüğünü söyleyen şehit edilen dayısının eşi Hediye Ay, “Nalîn kızım gibiydi zaten kızımla birlikte çıkış yaptılar. Köyde yaşadığımız dönemde sürekli bizim evde kızımla oynardı başka yere gitmezdi. Çok şen bir çocuktu” diye konuştu.

‘ŞEHİT CENAZELERİNE HEPİMİZDEN ÖNCE GİDERDİ’

Nalîn’in büyük kuzeni Saadet Aydemir, kendisinin çocuklarını büyütmesinde Nalîn’in büyük emeği olduğunu hastalandığı dönemde çocuklarına Nalîn’in baktığını söyledi. Aydemir, Nalîn’in 2006 yılı olaylarında yaşamını yitirenlerin cenazelerine kendilerinden önce katıldığını belirterek Nalîn’in gençlik çalışmalarında o dönemde çok aktif olduğunu dile getirdi.

Nalîn’in şehadet haberinin kendisini çok derinden etkilediğini sözlerine ekleyen Aydemir, “Hepsi bizim şehidimizdir hepsine üzülüyoruz tabi ki ama Nalîn’in bende ayrı bir yeri vardı o yüzden çok etkilendim. İnanmakta zorluk çekiyordum” ifadelerine yer verdi.

‘PKK ŞEHİTLERİN PARTİSİDİR’

PKK’nin şehitler partisi olduğunu ifade eden Aydemir cenazeyi defnettiği günü şu sözlerle ifade etti: “Mezarlığa gitmeden önce dimdik ayakta durarak Nalîn’i türkülerle uğurlamayı düşünüyordum. Fakat Nalîn’in kanlı bedenini görünce yapamadım. O an hissettiklerimi dile getirecek kelime bulamıyorum.”