Kürdistan doğası, HES ve barajlarla yok ediliyor

Kürdistan coğrafyasının yok edilmesi için her türlü tekniği kullanan Türk devleti, bölgede bulunan tüm akarsular da HES ve barajlar yaparak, doğal yaşamı yok ediyor.

Türk devleti, Kürdistan’da bulunan tüm nehir, akarsu, dere ve çay üzerinde HES ve barajlar yaparak bir doğa katliamı gerçekleştiriyor. Yaptığı HES ve barajlar ile bölgenin kaynaklarını yağmalayan devlet, bir yandan da doğaya zarar veriyor. Bölgede yapılan HES barajlar genellikle güvenlik amacıyla yapıldığından dolayı hiçbir yeterli bir faydayı sağlayamadığı gibi hem doğanın hem de kültürel yapının yok olmasına neden oluyor. Bölgede gerçekleştirilen bu HES'ler ve barajlar ise AKP kendi yandaşlarına rant sağlanması amacıyla yaptırılıyor.

HES VE BARAJLAR DOĞAL YAŞAMI YOK EDİYOR

Yapılan HES ve barajlar nedeniyle akarsu ve derelerde bulunan canlıların yok olması ve kaynak suları ile bitkilerin kurumasına sebep oluyor. Santral inşası çalışmaları sırasında çevre kirliğine yol açıyor. Tarımda kullanılan suyun HES nedeniyle kesilmesi sonucu tarım alanları yok oluyor. HES’lerin ve barajların doğa verdiği zararın yanı sıra, hastalıklarda artışa neden oluyor. Yapılan barajlar sonucu buharlaşma nedeniyle topraktaki tuz oranının yükselmesine ve tarım arazilerinin yok olmasına neden oluyor. Tüm bunların yanında, bitki örtüsünün yok olması sonucu sel ve heyelan gibi doğal olaylarında artış meydana geliyor.

GÜVENLİK BARAJLARI İNSANSIZLAŞTIRMAYI HEEDFLİYOR

Devletin bölgede yaptığı HES ve barajların temel hedefi ise Kürdistan coğrafyasında göller, göletler yoluyla gerillanın geçiş yollarını kapatmak istiyor Kürt akarsuların özgür aktığı vadi ve ovaları HES ve baraj yoluyla yok etmeye çalışan devlet, bu yollarla insanların tarım alanlarını ve hayvancılık faaliyetlerini yok etme yoluna gidiyor. Halkın ekonomik kaynaklarını kurutarak onları bu yolla göçe zorlayan devletin bu politikalarına karşı insanlar yerlerini ve yurtlarını terk etmeyerek gerekli yanıtı veriyor.

‘HES VE BARAJLAR GÜVENLİK AMACIYLA YAPILIYOR’

DTK Van Ekoloji Komisyonu Üyesi Fatih Şahin, Van’da ve diğer şehirlerde yapılan ve yapılacak baraj ve HES’lerin, tamamının güvenlik amacıyla yapıldığını söyledi. Yapılan baraj ve HES’lerin bölgeye hiçbir fayda ve yarar taşımadığını belirten Şahin, hem doğanın hem de kültürel yapının yok olmasına sebep olduğunu vurguladı. Şahin, “Bölgeye yapılan ve yapılacak HES ve barajların maliyeti ile bir ilin ekonomik, sosyal, kültürel, sağlık ve eğitim alanlarında fayda sağlaması gerekirken, güvenlik barajı ve HES’lerin yapımıyla yandaş şirketlere peşkeş çekilmektedir. Enerji politikaları adı altında HES ve barajların bölge halkına vereceği zarar, bölgenin flora ve fauna yapısında hayati zararlar vermektedir” dedi.

‘HES VE BARAJLARIN DOĞAYA VERDİĞİ ZARARLAR SAYMAKLA BİTMEZ’

HES ve barajların doğaya verdiği zararları saymakla bitmediğini dile getiren Şahin, “Van Muradiye şelalesine yapılan HES doğa harikası olan şelalenin yok olmasına sebeptir. Gür ve özgür akması engellenmiş, adeta tutsaklaştırılmıştır. HES’lerle can suyu dahi yeterince verilmeyip, su güzergahında yaşayan endemik bitkilerin soyları tükenme noktasına gelmiştir. HES'lerin yapıldığı güzergahta kaynak suları kurumuştur. HES' in çamurları Bendimahi nehriyle Van Gölü’ne ulaşıp, Van balığının yumurtlama alanlarında kirliliği ile tehdit oluşturmaktadır. Kanispi berraklığı HES’lerle tutsaklaşacak, Murat Nehri dünyanın en tatlı ve güzel suyu olmaktan çıkacak, rafting sporu dahi yapılamayacak. Botan Nehrinin sorbelek balığı ve su samurlarının nesilleri tehlikeye girecektir. Yapılacak güvenlik barajlarından dolayı Zilan, Çatak ve Derbasti (Xumar) bölgeleri büyük zarar görecek. Yer altı sularının tuzlanmasına sebeptir. Muradiye Şelalesi, Bendimahi Nehri, Murat Nehri ve Kanispi’yi yok edip, aynı zamanda turizmi yok etmektir. Barajlarla 1933 yılında yaşanan Zilan katliamının da üzerini örtbas etmektir. Van’daki tek ormanlık olan Çatak ormanlarının yok etmektir. Birçok canlının besin alanı olan habitatlarının yok olmasına sebeptir. Kır, köy yaşamını bitirip, üretici durumundaki köylüyü metropollere gönderip tüketici durumuna getirmektir” dedi.

‘ENERJİ İÇİN BAŞKA ALTERNATİFLER VAR’

HES'lerin yapılmadan Çevre Etki Değerlendirme Raporlarının hazırlanması, çevreye, doğaya, tarihi ve kültürel değerlere zarar verilmeden yapılması gerektiğini belirten Şahin şunları söyledi:

"Norveç, İsveç ve birçok ülke çöp satın alırken birçok şehirde çöplerin geri dönüşümle enerji elde ediyor. Enerji için başka alternatifler varken, ne yazık ki Van'da çöpler Özalp yoluna dökülüp, rüzgar ve sel sularıyla çevreyi doğayı ve yeraltı sularını kirletmektedir. Van kanalizasyonunun arıtılmadan Van Gölüne boşaltılması Van Gölü'ne ciddi zararlar vermektedir. Kurulacak biyolojik arıtma ile Van Gölünün temizlenecek ve çıkacak tortu ve çamur ile enerji ve elektriğe çevrilmesi bir alternatif olacaktır. Dünyanın en çok güneş alan ikinci ülkesi olan Türkiye’de ise birinci il olan Van'ın güneş enerji sistemlerinden(GES) yaralanması bir alternatif olacaktır. Yüksek dağlara ve iyi rüzgar alan boğazlara sahip olan Van'ın RES’ler'den yararlanması da ayrı bir alternatif olabilir.”