Görevden alınan akademisyen öğrencilerini bırakmıyor

İhraç edilen akademisyenlerden Emrah Günok, “Üzerimize düşeni yapmamızın tam zamanıdır. Bir öğrencim kalsa dahi Açık Akademi'de ders vereceğim” dedi.

Barış İmzacısı akademisyen Emrah Günok, “Bizi bir şekilde akademisyenlikten attılar ama ruhumuzdaki akademisyenliği çekip alamadılar. Dolayısıyla memuriyetten atılmak bu işi bir kenara bırakmak için bir mazeret teşkil etmeyecektir” diye konuştu.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (VYYÜ) Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nde akademisyen olan Yrd. Doç. Dr. Emrah Günok, Olağan Üstü Hal (OHAL) kapsamında 29 Nisan'da  yayımlanan 389. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildi. Günok, Van’da çeşitli kurum ve yerlerde Açık Akademi'de öğrencilere Felsefe dersi vermeyi sürdürüyor. Günok, “Barış metninin altına imzamı attığım için pişman değilim. Yine olsa yine o metnin altına imzamı atarım. Memuriyetten uzaklaştırılmış olabilirim ama öğrencilerime ders vermeye devam edeceğim” dedi.

SESSİZ KALAMAZDIK

Barış Metni'ne atılan imzanın, o dönem yaşananlara karşı tepki verme ve sessiz kalmama meselesi olduğunu hatırlatan Günok, şöyle konuştu: “Akademisyenliğin ve akademinin anlamına ilişkin bir eylemdi. Üniversite, içine girdiğimiz sınıflarını gezdiğimiz, dekanı ile görüştüğümüz ve rektörü ile karşılaştığımız o binanın adı değil. O bir kurum ve kurum olarak soyut bir varlıktır. Akademisyenlik evrenselliğe ulaşmaya çalışan, tarihsel koşullandırmaların üzerine çıkıp o tarihi anlatma isteği ve becerisinde olan doğruluğun, hakikatin peşinden koşan insanların temel aktivitesidir. Bizi bir şekilde akademisyenlikten atılar ama ruhumuzdaki akademisyenliği çekip alamadılar. Dolayısıyla memuriyetten atılmak bu işi bir kenara bırakmak için bir mazeret teşkil etmeyecektir. Burada derse katılmak isteyen öğrencilerimle Açık Akademi'de ders vermeyi sürdüreceğim.”

BU TARZI SÜRDÜRMEK LAZIM

Başka bir kentte gitse dahi ders vermeyi sürdüreceğini ifade eden Günok, çünkü akademinin, iktidarın onay vermeye devam ettiği ve bir şekilde fonlamakla övündüğü kurum olmadığını söyledi. Günok, "Biz kendimiz evrensel bilgiye onay veriyoruz. Bu tarz akademileri, etkinlikleri ve dersleri hükümete karşı devam ettirmek gerekir” şeklinde konuştu.

BİLGİ DEĞİL BİAT ÜZERİNE

Daha yapacak birçok işlerinin olduğunun altını çizen Günok,  şöyle devam etti: "Bilgi üzerinden değil, biat üzerinden üniversiteleri akademisyenlerle doldurdukları barizdir. Çok yakın zamanda bizim boşalttığımız alanlara iktidara yakın kişiler alacaklar. Şimdi nasıl ki medyanın tamamı iktidar yandaşları tarafından istila edilmişse koşulların daha da sertleşebileceğinden endişe etmekteyim. Buna dönük önlemleri almak zorundayız. Bunun için mücadeleye devam etmeliyiz."

İHRAÇLAR FIRSATA DÖNÜŞEBİLİR

Bilginin bir mücadele aracı olduğunu, mücadelenin bilgiyle devam etmesini salık veren Günok, Türkiye tarihinde çok önemli bir dönem yaşandığını, aslında bunun kıymetinin bilinmesi gerektiğini söyledi. Erdoğan’ın “darbeye şükretmesi” gibi işten atıldıklarına ve bu yaşadıklarına şükredebileceklerini düşündüğünü paylaşan Günok, "Çünkü tarihsel bilinç başka türlü gelişmez. Bu tarihselliği bir fırsat olarak değerlendirip bu dönemde yapılması gerekenleri yapmaya devam etmeliyiz” dedi.

KENARA ÇEKİLMENİN ZAMANI DEĞİL

İhraç edildikleri için evlerine kapanmayacaklarını vurgulayan Günok, yapılması gerekinin suskun ve yalnız halde bir kenara çekilmek değil, tam tersine mücadele etmek olduğunu ifade etti. "Bir araya gelip akademinin sadece bir bina değil, kafalarımızın içinde olduğunu da gösterip öğrenme iştahımızın olduğunu göstermeliyiz" diyen Günok, son bir öğrenci dahi kalsa o dersi vereceğini söyledi. Günok, ihraç edilmiş akademisyenlerin bir araya gelerek bu ağı daha da geliştirmelerini önerdi.

AKADEMİ TÜRKİYE’YE HEP YABANCIYDI

Akademi fikrinin Türkiye’ye her zaman yabancı bir fikir olduğunu anımsatan Günok, “Zaten Türkiye’de akademi var mıydı ki bu kadar kolay yok oldu" diye sordu. Günok, "Akademi bugüne kadar Türkiye’nin gerçekten önemli kurumlarından biri olarak kendini göstermiş olsaydı bugün bu kadar kolay bir üflemenin sonucunda kart gibi devrilmezdi. Sapasağlam olduğu yerde dururdu” ifadelerini kullandı.

ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPALIM

Küsmenin yeri ve zamanının olmadığına işaret eden Günok, şunları ekledi: “Tam tersine sevinçli, mutlu ve öfkeli olmanın yeri ve zamanıdır. Bugün örgütlü bir nefretin arkasında mutlu bireyler olarak üzerimize düşeni yapmalıyız.”