GÖRÜNTÜLÜ

Devrimle tüm halklar Newroz’u kutluyor

TEV-ÇAND Eşbaşkanı Sümeyye Mihemed, Rojava Devrimi ile birlikte Newroz’un bütün halklarla kutlandığını belirterek, “Bu Newroz’da her halkın kültürünü sergileyeceği bir kutlama havasında olacak” dedi.

NEWROZ

Newroz kutlamalarında 1992’de sahne alan Sümeyye Mihemed, “Tutuklanmayı, şiddeti ve ölümü göze alarak Newroz’u kutluyorduk” diye konuştu. 

Rojavayê Kurdistan’da 1980’li yılları öncesi Koma Şoreş, Koma Gulistan, Koma Azadî ve Koma Gelerî û Folklorî Kurdî a Cizre adlı birçok kültür ve sanat grubu bulunuyordu. Farklı farklı siyasi partilere bağlı olan bu gruplar, bir süreye kadar halkı etrafında toplayabilse de 1983’te Avrupa’da sahne alan Koma Berxwedan, Rojavayê Kurdistan’da yaşayan Kürt halkının sesi oldu. 1985’te Dirbêsiyê’de dünyaya gelen Mezopotamya Demokratik Kültür ve Sanat Hareketi (TEV-ÇAND) Eşbaşkanı Sümeyye Mihemed, Koma Berxwedan’ın müzikleriyle büyüdü; 7 yaşında kültür ve sanat faaliyetlerine dahil oldu. 1992’den beri kültür ve sanatın gelişmesine katkı sağlayan Sümeyye, o yıllardaki Newrozları ANF’ye anlattı.


NEWROZ HAZIRLIĞI GİZLİCE YAPILIRDI

Newroz yaklaştığında ailelerin harekete geçip hazırlığa başladığın belirten Sümeyye Mihemed, şunları söyledi: “O dönemlerde rejimin saldırıları hiç durmazdı. Önder Apo, o dönemler Rojava’daydı. Önder Apo’yla tanışan halk daha direngen olmuştu. Saldırılara, zulme boyun eğmiyordu. 3-4 yaşlarındaydım. Annem Önder Apo’nun resmini göstererek ‘Önderimiz’ demişti. Böylesi bir aile ortamında büyüdüm. Newroz’un anlamını derinden yaşayan ve ne olursa olsun Newroz’u kutlayan bir aile geleneğiyle yaşadım. Ulusal elbiseler dikilirdi. Önderliğin resimleri ve parti bayrağı ayarlanır, rejimin eline düşmesin diye o güne kadar saklanırdı. Her aile elinden geleni yapardı. Kolektif bir hazırlık söz konusuydu. Newroz ya bir mahallede ya da büyük olan bir evde kutlanırdı. Ateşin yakılmasıyla rejimin saldırısı eş zamanlı olurdu. Zaten Newroz’u kutlayan aileler bilinirdi. Bu nedenle o evler çembere alınırdı ki hazırlıklar yapılamasın, Newroz ateşi yakılmasın.” 

İMKÂNLARI KENDİLERİ YARATIR

Sümeyye Mihemed, 1992’nin ardından kutlanan Newrozları iyi hatırladığını; 7 yaşında kültür faaliyetlerine dahil olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: “O dönemlerde evimiz Dirbêsiyê’deydi. Newroz’dan birkaç ay önce hazırlıklara başlar, provaları da evlerde yapardık. Kültür ekiplerinin bir araya gelme imkânı yoktu. Müzik, folklor ve tiyatro ekipleri farklı yerlerde ve günlerde toplanır, prova yapardı. Zaten elbiselerin hazırlanması uzun sürerdi. Müzik aletleri de şimdiki gibi fazla değildi. Bir darbuka, tamburumuz vardı bazen her şehirde de olmazdı o tambur, darbuka. İmkânları kendimiz yaratırdık. Her bir şehirde aynı şarkı söylenirdi, aynı folklor ve tiyatro oynanırdı. Bazen ise müzik ekibinde olan kişi tiyatro da oynardı, halay da çekerdi, spiker de olurdu.”

UZAK VE TENHA KÖYLERDE KUTLAMA 

Dirbêsiyê’deki Serhildan Müzik Grubu ve Serêkaniyê’deki Şehit Mizgîn Müzik Grubu’nun imkanlarıyla Newroz’u karşıladığını belirten Sümeyye Mihemed, şunları paylaştı: “2000 yılı öncesine kadar da Serhildan Müzik Grubu’ndaydım. Ekip olarak çevredeki şehirlerin kutlamalarına da katılıyorduk. 2000’de Serêkaniyê’de yaşamaya başladım. Serêkaniyê’deki örgütlülük Dirbêsiyê kadar güçlü değildi. Diğer şehirlerin desteğiyle ancak birkaç yıl Şehit Mizgîn Müzik Grubu’nu örgütledik. Dirbêsiyê gibi Serêkaniyê’de de Newroz hazırlığı evlerde yapılıyordu. Bazı evlerin bahçesi büyüktü. Hem o evlerde hazırlık yapılırdı, bazen de o evlerde kutlama yapılırdı. Bir süre sonra tenha ve uzak köyleri de hazırlık ve kutlamalar için belirledik. BAAS rejiminin baskılarından dolayı tenha ve uzak köyleri seçerdik. Newroz kutlamalarında hatta hazırlık aşamasında BAAS rejimi saldırıları nedeniyle katledilenler ve tutuklananlar olmuştu. Daha 13 yaşındaydım. Kardeşimle birlikte rejim tarafından tutuklandık. Bir hafta boyunca sözlü ve fiziki şiddete maruz kaldık ama direnmekten vazgeçmedik. Bizim gibi binlercesi vardı, hatta aylarca, yıllarca tutuklu kalanlar olurdu.”

HALK GÜVENLİĞİ SAĞLARDI

Sümeyye Mihemed, 1998 ve 2012 yılı Serêkaniyê Newroz’una dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Newroz’dan bir gün önce kültür ekipleri bir araya gelir, kutlamanın yapılacağı yere giderdi. Güvenliği sağlamak önemliydi. Bir kültür grubuna saldırı olduğu zaman diğer grubun darbe yememesi için farklı evlere dağılırdık. Şehirden 4-5 saat uzaklıktaki köyleri seçerdik. Ardından Newroz’un kutlanacağı alana giderdik. O gece sahneyi yapardık. Tabii bizim gibi bir gün önceden gelen yurtsever ailelerin sayısı fazlaydı. Birileri jeneratörü korurdu. Birileri sahne hazırlığını yapardı. Birileri alanı temizlerdi. Birileri süsleme yapardı. Birileri bayrakları ve Önderliğin resimlerini gizlice alana ulaştırırdı.

1998’DE EYN HİSAN KÖYÜNDE

Serêkaniyê’de 1998’de Newroz çok coşkulu kutlandı. Kutlamanın gerçekleştiği köyün adı Eyn Hisan’dı. Çeşmeleri, yeşilliği ve doğasıyla tanınırdı. Cennet misali bir köydü. Halkın alana girişi engellenirdi. Zaten sahne çevresinde herkesin bir görevi vardı. Öyle belirlenen bir görev değildi. Doğal gelişen bir sorumluluktu. Newroz sahasına ulaşan halk, çıkışın kolay olmayacağını biliyordu. Tutuklanmayı, şiddeti ve ölümü göze alarak, Newroz’unu kutluyordu. O dönemde birçok kültür üyesi göz altına alınmıştı ve aylarca tutuklu kalmıştı. Ele geçmeyen kültür üyelerinin ailelerine baskın yapılmıştı. Aile üyelerinden birini alarak o kişiye ulaşmaya çalışırlardı. Şiddete uğrayan halkın da haddi hesabı yoktu. Devrimci şarkılar söylerdik. Koma Berxwedan’ın seslendirdiği Bilind Apo, Vaye PKK Rabû ve gerilla şarkıları söylenirdi. O dönemlerde bir kadın gerilla tarafından seslendirilen ve kaydedilen ‘Ez Keçika Dêrsimî Me’ şarkısı elimize ulaştı ve Serêkaniyê Newroz’unda seslendirdim. Böylesi Newroz kutlamalarımız her yıl olurdu.

SAVAŞ KUTLAMAYI DURDURAMADI

Çetelerin 2012’de Serêkaniyê’ye saldırdığı ve köylerini ele geçirdiği bir süreçti. Ona rağmen de şehir merkezinde bulunan Şehit Rüstem Cûdî Parkı’nda görkemli bir kutlama yapıldı. Güvenlik riski olmasına rağmen binlerce insan toplandı. 2012 yılı Newroz’unun diğer Newrozlardan farkı kutlamanın Eyn Hisan köyünde olmamasıydı. Bu köyde kutlama gelenek haline dönmüştü, biraz buruktuk fakat kutlamamızı coşkuyla tamamladık. Ta ki 2019 yılı Newroz’una kadar kutlamamalarımız Şehit Rüstem Cûdî Parkı’nda yapıldı. Eyn Hisan köyünün savaş kalıntılarından temizlenmesi ardından 2019 yılı Newroz’unu Türk devleti işgali nedeniyle son kez Eyn Hisan köyünde kutlamıştık.”

DEVRİMLE KUTLAMALARIN ATMOSFERİ DEĞİŞTİ

Sümeyye Mihemed, 19 Temmuz 2012’de Rojava Devrimi’yle Newroz kutlamalarının farklı boyutlara ulaştığını belirterek, şunları ekledi: “Rojava Devrimi’yle beraber tüm kutlamalar gibi Newroz’da halklarla beraber kutlanmaya başlandı. İlk dönemler Kürt ve Arap halkı beraber kutlamaya başladı. Tabii böylesi bir tablonun ortaya çıkması kolay olmadı. Yavaş yavaş diğer halklarla da ortaklaşan kutlamalar oldu. Özellikle 2022’de birden fazla ortak faaliyetlerimiz oldu. Özellikle 2023’te gerçekleşen festivallerle halkların kardeşliği yoğun hissedildi. Dolayısıyla 2023 yılı Newroz’una da bu ruh yansıdı. 2023’te sadece Kürt ve Arap halkı değil, Türkmen, Ermeni, Çerkes, Süryani, Asuri halklarla ortak kutlamalar yapılarak zirveyi yaşadığımızı söyleyebilirim. 2024 yılı Newroz’u da her bir halkın kültürünü sergileyeceği bir kutlama havasında olacak.”