Ferat Koçak: Abdullah Öcalan’la görüşme talebimiz sürüyor

EFFP öncülüğünde “Visit Öcalan” kampanyası kapsamında İstanbul’a 39 kişilik heyette yer alan Alman Sol Parti milletvekili Ferat Koçak, Önder Apo ile görüşme taleplerinin sürdüğünü belirtti.

FERAT KOÇAK

Avrupa Özgürlük ve Barış Platformu (EFFP), Önder Apo ile görüşmek için “Abdullah Öcalan’ı ziyaret etmek istiyorum” kampanyası başlatmıştı.

Kampanya kapsamında, dünyanın farklı ülkelerinden aralarında gazeteci, yazar, akademisyen, sendikacı, parlamenter ve hukukçuların da bulunduğu 39 kişilik bir heyet geçtiğimiz günlerde İstanbul’da buluştu.

Kürt sorununun demokratik çözümü ve Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü temelinde temaslarda bulunmak amacıyla oluşturulan heyette yer alan Federal Almanya Parlamentosu (Bundestag) üyesi, Die Linke Milletvekili Ferat Koçak ile girişim ve temaslarını konuştuk.

Geçtiğimiz hafta İstanbul’a gittiğiniz ve bir dizi kurumla görüştünüz. Bu fikir nasıl ortaya çıktı? Neyi hedefleyerek gittiniz?

Şimdi, bu enternasyonal delegasyonun, EFFP yani European Forum for Peace'in başlattığı “Öcalan'la görüşmek istiyorum” kampanyasından ilham alarak İstanbul’a gittiğini söyleyebiliriz aslında. Aynı zamanda bizim enternasyonalist arkadaşların da çabasıyla beraber, birçok ülkede bu delegasyona katılmak isteyen gazeteciler, sendikacılar, siyasetçiler --yani parlamenterler- ve özellikle avukatlar arasından ilgi gösteren, katılım sağlamak isteyenler arandı. Bu kişiler, özellikle Kürt sorunuyla geçmişte temaslarda bulunmuş insanlardı.  

Biz toplam 39 kişiydik delegasyon olarak. Hem bu meslek gruplarından gelenler vardı hem de dünyanın farklı ülkelerinden katılar arkadaşlar. Örneğin, Japonya'dan bir gazeteci ve bir parlamenter, Hindistan'dan bir insan hakları aktivisti vardı. Ondan öte, İsviçre, Belçika, İtalya, Fransa gibi Avrupa ülkelerinden katılan arkadaşlarımız oldu.

Biz de bu çerçevede delegasyona katılmak istedik. Özellikle Almanya'dan önemli bir ses çıkarmak istedik. Almanya'dan da Almanca konuşan ülkelerden de katılım gayet yüksekti. Viyana'dan gelenler vardı, Almanya'nın farklı bölgelerinden katılanlar oldu.

Delegasyonla oradaki ilk akşamımızda tanışma faslından sonra, ertesi gün -salı günü- Temmuz Konferansı’nın başlangıcı oldu. Doğrudan ilk ziyaretimiz, Sayın Öcalan’ın savunmasından sorumlu olan Asrın Hukuk Bürosu ile başladı.

Orada öncelikle bu süreçle ilgili bir bilgilendirme yapıldı; şu anda içinden geçilen aşamalar aktarıldı. Sonrasında tabii ki delegasyonun birçok sorusu vardı. Avukatlar, bu sorulara mümkün oldukça yanıt verdi. Herhangi bir kişisel değerlendirme ya da tahmine yer vermeden, gayet profesyonelce yanıt verdiler.

Bu ziyaret basına kapalıydı, bu nedenle detaylara fazla girmek istemiyorum. Ancak bu buluşma kapsamında, delegasyon üyeleri olarak Türkiye Adalet Bakanlığı’na ya da sorumlu yetkililere iletilmesini istediğimiz, Sayın Öcalan ile görüşme dilekçemizi avukatlara teslim ettik.

Yani siz orada Sayın Öcalan'la görüşmek istediğinize dair dilekçeleri avukatlara mı teslim ettiniz?

Evet, avukatlar onu Adalet Bakanlığı’na iletecek.

Peki bundan sonraki süreç açısından sizin vermiş olduğunuz dilekçenin takibini yapacak mısınız?

Bizim için önemli olan, Adalet Bakanlığı’na yapmış olduğumuz başvuruda herhangi bir zaman şartı koymamış olmamızdır. Yani mesajımız nettir: Orada Adalet Bakanlığı’na diyoruz ki, ‘Biz ivedilikle Sayın Öcalan ile görüşmek istiyoruz.’ Tarihi belirleme sorumluluğu devlettedir. Siz bize tarihi verin, biz görüşmeyi gerçekleştirmeye hazırız.

Bundan sonrası için delegasyonun bir planlaması var mı, yoksa zaten başvuru yapıldı yeterli mi denildi?

Delegasyon, bu konferansın ötesinde, Sayın Öcalan'la görüşmek için tekrar bir araya geleceğini zaten belirtmişti. Ayrıca bu delegasyonun son olmayacağı, sürecin takipçisi olunacağı ve daha geniş kapsamlı bir katılımla bir araya gelmek için çaba gösterileceği de belirtilmişti.

Aslında delegasyon, bir nevi bu sürecin takipçisi olacak. Ve Sayın Öcalan’la henüz fiziki görüşme gerçekleştiremediğimiz için, ziyaret talebimiz hâlâ sürüyor.