Newroz Uysal: Türkiye ‘umut hakkı’ndan kaçamaz

Şirnex Milletvekili Newroz Uysal, ‘umut hakkı’nın AKP hükümetinin kaçabileceği, pazarlık konusu edebileceği bir mesele olmadığını belirterek, sürecin de gerekliliği olduğunu söyledi.

UMUT HAKKI

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” ile ilgili yeni bir 'eylem planı' sunan AKP hükümetinin, Önder Apo’yu 'umut hakkı'ndan muaf tuttuğunu tekrarlamasına tepki gösteren DEM Parti Şirnex Milletvekili Newroz Uysal, “Eğer Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, zamana yaymayan, bu şekli bilgilendirmeleriyle yetinmeyip gerçekten yapısal sorun olduğuna dair bir sorumluluk alırsa gerçek anlamda bunu değiştirmek mümkün” dedi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 18 Mart 2014'te Önder Apo’nun şartlı salıverilme hakkına sahip olmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmesini (umut hakkı) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) aykırı buldu. AİHM, Türkiye’den bu noktada düzenleme yapmasını istedi. AİHM, daha sonra tutsaklar Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan için de benzer kararlar verdi. Türkiye, aradan geçen 11 yıla rağmen "ihlal" kararına dair herhangi bir adım atmadı. Asrın Hukuk Bürosu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ile Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), AİHM kararının yerine getirilmesi talebiyle Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne 9 Ağustos 2022'de bir başvuru yaptı. Türkiye, başvuru üzerine verdiği yanıtta, "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan hükümlülerin şartlı salıverilmesinin mümkün olduğunu ancak istisnai olarak bazı suçlar bu olasılıktan muaf tutulmuştur” dedi. Bakanlar Komitesi, 17-19 Eylül 2024'teki toplantısında, AİHM’in ihlal kararlarını üç yılın ardından bir kez daha gündemine aldı. Komite, gerekli önlemlerin geciktirilmeden alınmasını istedi. Komite, adım atılmaması halinde Eylül 2025'teki toplantıda ara karar hazırlanacağı uyarısında bulundu.

TÜRK HÜKÜMETİ GEREKÇELERİNİ TEKRARLADI

Komite'nin işaret ettiği Eylül'e iki ay kalınca Türkiye'den yeni bir 'eylem planı' sunuldu. 27 Haziran tarihli 'eylem planı'nda Önder Apo’ya yönelik devam eden tecrit görmezden gelinerek, “Başka bireysel önlemlere gerek olmadığı" öne sürüldü. "Şartlı Tahliye" başlığı altında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının "istisnai" olduğu ve bu hükümlülerin şartlı tahliye mekanizmasından faydalanamayacağı belirtildi. Türkiye, böylece 'umut hakkı' konusunda mevzuat değişikliği yapmayacağına işaret etti. Sunulan eylem planın gerekçesinde şu ifade kullanıldı “5275 sayılı Kanun’un 107/16. maddesi uyarınca, yalnızca şu kişiler şartlı tahliyeden faydalanamaz: TCK’nın ikinci kitabının, dördüncü kısmının, 4., 5. ve 6. bölümlerinde düzenlenen; devletin güvenliğine, anayasal düzene ve millî savunmaya karşı suçları; bir terör örgütü bünyesinde işlemiş olanlar. Sonuç olarak, Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış hükümlüler için genel olarak şartlı tahliyenin mümkün olduğunu, yalnızca çok sınırlı sayıdaki ağır suçlar için bu imkânın olmadığını ifade etmektedir.”

HİÇBİR ŞEY SÖYLEMEYEN BİR PLAN

ANF’ye konuşan Önder Apo’nun avukatlarından DEM Parti Şırnak Milletvekili Newroz Uysal, AKP hükümetinin sunduğu eylem planını şöyle değerlendirdi: “5 sayfalık bir eylem planı sunulmuş. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının, ölünceye kadar olma vasfını değiştirmeye dönük bir hazırlığı olduğunu, bir kanun teklifi olduğunu, bir takvimlendirme yapacağını ya da belli bir süre öngöreceğine dair tek somut beyan yok. Ağırlaşmış müebbettin Türkiye'de herkes için ölünceye kadar olmadığı, belli suç istisnaları olduğu gibi teknik bilgilendirmelerle geçiştirilmiş. Anayasa Mahkemesi başlığı açmış ama Anayasa Mahkemesi'nin ağırlaştırılmış müebbetle ilgili vermiş olduğu bir karar yok, bu konuda bilgi vermemiş. Sadece kararı çevirdim, Yargıtay'a gönderdim, Anayasa Mahkemesi'ne gönderdim, TİHEK'ye gönderdim, ombudsmanlara gönderdim ki iç hukukta buna uygun kararlar verilsin, diyor. O günden bugüne kadar hala yüzlerce kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Eğer gerçekten Yargıtay'a gönderip ‘gereğini yap’ deseydi, bu kararların hepsinin bozulması gerekirdi.

ŞEKLİ BİR PROSEDÜR GEÇİŞTİRMESİ

Sonuç olarak da bilgilendirmeye devam edeceğini, kendisinin yeni yargı reform stratejisi belgesi ve insan hakları eylem planı hazırladığını söylüyor ama ne strateji belgesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla ne de insan hakları eylem planıyla  ilgili ne önerdiğini yazmış. Hiçbir şey söylemeyen, ağırlaştırılmış müebbet ile ilgili taahhütlerini yerine getirmeyen, bakanlığın ona sormuş olduğu soruları cevaplamayan, gerçek anlamda şekli olarak bir prosedürün yerine getirdiği bir plan olmuş.”

TEKNİĞE BOĞULAN YÜZEYSELLİK

Hükümetin, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını caydırıcı olarak kullandığını iddia ettiğini ama mahkemenin sorduğu değişim mekanizmasıyla ilgili tek bir veri olmadığına işaret Newroz Uysal, şöyle devam etti: “Mesela ne zaman değiştirecek? Değiştirirken hangi yollara girecek? DEM Partili milletvekilleri olarak kanun teklifi verdik birden fazla kez. Bu kanun tekliflerimiz nerede? Aynı zamanda Türkiye'deki insan hakları kurumları da 9'a 2 dediğimiz bir bilgilendirme sunmuştu. Yine Civan Boltan’ın avukatının Nisan 2025'te sunmuş olduğu bireysel 9'a 1 dediğimiz bir beyan var. Orada hem Anayasa Mahkemesi'nin kararları hem Meclis’te bekleyen kanun paketleri hem Türkiye'nin hala ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermesine dönük bir sürü gerçek durum var. Bunların hiçbirine cevap vermemiş, geçiştiren, yüzeysel, tekniğe boğan, sorumluluktan, yükümlülükten kaçınan bir eylem planı sunmuş.”

PAZARLIK KONUSU YAPILACAK BİR MESELE DEĞİL

DEM Parti Şirnex Milletvekili Newroz Uysal, ‘umut hakkı’nın Türkiye’nin kaçabileceği bir mesele olmadığını belirterek, şunları söyledi: “Öncelikle bu eylem planına karşı Gurban, Kaytan, Boltan ve Öcalan dediğimiz bu dört kararla ilgili bir bilgilendirme yapmak ve Eylül’de çıkacak toplantıda ara karar yazılması için talepkar olmak lazım. Komite, Eylül 2024’te ‘Türkiye Eylül 2025'e kadar bu konuda beklediğimiz adımları atmaz, somut bir ilerleme olmazsa ara karar taslağı önerisi hazırlığımız olacak’ demişti. Şu an Eylül’e doğru gidiyoruz, sunulan eylem planı var ama somut değişikliğe dair hiçbir öneri ve planlama yok. O nedenle Komite’nin Eylül 2025 tarihli oturumda Türkiye'ye Öcalan kararıyla ilgili ara karar taslağı hazırlaması ve bu konudaki değişiklik için gerçek anlamda diplomatik ve hukuksal gücünü kullanması gerekir. ‘Umut hakkı’, Türkiye'nin kaçabileceği, pazarlık konusu edebileceği bir mesele değil. Eğer Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, zamana yaymayan, bu şekli bilgilendirmeleriyle yetinmeyip gerçekten yapısal sorun olduğuna dair bir sorumluluk alırsa gerçek anlamda bunu değiştirmek çok mümkün. Bizler bunun Meclis’te çabasını veriyoruz. Zaten Türkiye'nin uluslararası taahhütlerine uyması, devam eden sürecin de gerekliliğidir.”