YPG Komutanı: Türk devletinin DAIŞ'e operasyonu göstermeliktir

YPG Tıl Temir Komutanı Hawar Suruç, 1 Kasım Dünya Kobanê “Direnişin en yüksek zirvesi yaşandı Kobanê’de, Kürt halkının direnişi vardı, bunun için önemi büyüktü" dedi.

YPG Tıl Temir Komutanı Hawar Suruç, 1 Kasım Dünya Kobanê “Direnişin en yüksek zirvesi yaşandı Kobanê’de, Kürt halkının direnişi vardı, bunun için önemi büyüktü. Kobanê zaferi olunca devletler desteklerini sundular. Bu iktidarların gerçekleridir, rejimlerin hakikatidir. Kim güçlüyse destek sağlanır, herkes pay almak ister” dedi.

YPG Til Temir Komutanı Hawar Suruç, 1 Kasım Dünya Kobanê günde barbarca saldırılar ve büyük çatışmalar yaşandığını hatırlattı. Özellikle Kobanê’nin hedef alındığını söyleyen Suruç, “Kobanê’ye saldırının amacı Kürt halkının kazanımlarını Kobanê üzerinden bitirmek ve tasfiye etmektir” dedi.

‘ASIL AMAÇ KOBANÊ ÜZERİNDEN ROJAVA DEVRİMİNİ BOĞMAK’

Kobanê’nin ilk stratejik savaşın başladığı alan olduğunu belirten Suruç, çetelerin amacı ve stratejisi nerede saldırı yaptıysa orada başarı elde etmek olduğunu vurguladı. Çetelerin Kobanê’ye saldırarak başarı elde etmek istediklerini belirten Suruç, “Çetelerin amacı Kobanê üzerinden Rojava devrimini boğmak ve bitirmekti. Ayrıca Kobanê’nin coğrafik strateji konumu da ortadaydı. Ayrıca Kobanê, Afrin ve Cizirê kantonun ortasındadır. Kobanê düşerse tüm kantonlar arasında bir parçalanma olacak. Daha önemlisi kendileri de bunun farkındaydı. Kobanê, tarihi olarak da önemli direnişlerin kutsal topraklarıdır. Bundan dolayı Kobanê hedef seçilmişti. Kobanê düşerse, Afrin düşecek ve tecrit altında olacak, Cizire’de moral bozukluğu olacak. Yani kısacası Kobanê düşerse bütün Rojava düşecektir. Çeteler bunu hedefliyordu, ne kadar ağır silahları varsa, hepsini Kobanê üzerinde çalıştırdılar. Hepsi de bilinçli ve planlı bir şekilde devletlerin amacı ve desteğiyle yapıldı. Örneğinde Musul ve rejimin silahları Kobanê’de kullanıldı. Aslında Kobanê her açıdan değerlendirilmiş ve hedef halinde getirilmiştir. YPG de bunun farkındaydı, cephane olarak da sıkıntıdaydı. Bu eksikler sıkıntılar yaşanmıştı” diye konuştu.

DAİŞ, APO’CU RUHUN YENİLGİSİNE UĞRADI

DAİŞ’in o dönemde hangi kente saldırdıysa o kenti aldığını belirten Suruç, Kobanê’ye de bu amaçla saldırdıklarını söyledi. DAİŞ’in Kobanê’de kendi iktidarını sürdürmesi ve katliamlar yapmayı hedeflediğini de ifade eden Suruç şunları belirtti: “Kobanê, Rojava’da büyük bir strateji konumundadır. Bakur sınırındadır, Kobanê düşerse, Bakur Kürdistan’ı etkiler ve istediği baskıyı ve saldırı gerçekleştirebilir ve müdahale edebilirdi. Bana göre de temel hedefi de buydu ve devletlerin desteğini de almışlardı. Adı üstünde sözde DAİŞ’in ideoloji sadece rejime karşı savaşmak değil, Ortadoğu’da ve dünyada İslami bir devlet sistemi yaratmaktı. Onun içinde Kobanê’nin düşüşü Kürdistan’ın ve Türkiye’yi ve Suriye’yi de ayrıca tüm devletleri etkisi ve korkusu altına almaktı. Kobanê’yi birkaç günde alacaklarını zannediyorlardı ancak bir şey hesap etmemişlerdi. O da Apo’cu ruhun felsefesidir. Bazı ülkeler uçaklarıyla destek sunmuş olabilirler ancak, bunlar olmasaydı Kobanê düşmüştü değerlendirmesi yapanlar, Apocu ve PKK hareketinin felsefesini anlamışlardır. Kuşkusuz bir katkısı olmuştur. Ancak bu katkı fazla şahadetlerin yaşanmamasını önlemiştir. Yani Kobanê direnişinin en büyük başarısı Önder Apo felsefesi ve ruhudur. Kobanê’de bu felsefe başardı. Şehit arkadaşların harekete bağlılığı ve önder Apo’ya bağlılık başardı. Kürt halkı saldırıları boşa çıkarmıştır.”

‘KOBANÊ ZAFERİ ERDOĞAN’I ŞOKE ETTİ’

Gece gündüz Bakur halkının sınırlarda nöbet tuttuğunu, inanarak mücadele ettiğini ve oynanan komployu boşa çıkardığını da söyleyen Suruç, “Tabi en önemlisi Önder Apo’nun seferberlik çağrısıdır. Çağrı tüm Kürt halkını seferberliğe itmiştir. Bizim bu gerçeği göz önünde bulundurmamız gerekir hakikat budur. Bu savaş normal bir savaş değildi, hareket yıllardır savaşıyor, bunun bilinci ve tecrübesi ile savaşan Apo’culuk militanı kazanmıştır. Gerçek bu ki Kobanê gibi sert bir savaş yaşanmamıştır. Bakur’da yıllarca Türk devleti aylarca operasyon yapmıştır, ancak başarıya ulaşamamıştır. PKK tarihinde böyle bir savaş yaşanmadı. Çünkü düşman farklı bir düşmandı. Teknik farklıydı, coğrafya farklıydı, YPG yeni bir hareketti ve tecrübesizdi. O yüzden çok zorluklar yaşandı, ama yine de halk ve sonuçta DAİŞ Kobanê’de gömüldü. Bütün dünya anladı ki DAİŞ’in karşısında savaşacak tek güç Kürt hareketidir ve Kürt gençleridir. Bunu da tüm Ortadoğu ve dünyaya ispatlamıştır. Devletlerin Kobanê üzerinde durmasının asıl amacı buydu. YPG direndi ve tüm dünya bunu iyi gördü. Direnişin en yüksek zirvesi yaşandı Kobanê’de, Kürt halkının direnişi vardı, bunun için önemi büyüktü. Kobanê zaferi olunca devletler desteklerini sundular. Bu iktidarların gerçekleridir, rejimlerin hakikatidir. Kim güçlüyse destek sağlanır, herkes pay almak ister. Herkes bu zafere ortak olmak ister. DAİŞ karşısında savaşacak güç yoktu, büyük direnişleri sergileyen tek güç Kürt hareketidir. Kobanê zaferinden kuşkusuz rahatsız olan devlet ve güçler vardı, bunlardan biri de Türk devleti ve Recep Tayyip Erdoğan’dır. Şok etkisi yarattı, çünkü böyle bir direniş beklemiyorlardı.”

‘TÜRK DEVLETİNİN DAİŞ’E OPERASYONU GÖSTERMELİKTİR’

Özellikle Türk hükümeti ve yetkilileri sürekli basında “Kobanê düştü düşecek” propagandası yaptığını hatırlatan Suruç, böylece halkın moralinin bozulmasını, direnişin kırılmasını istediğini belirtti. Ne kadar kara propaganda yapılırsa yapılsın, ne kadar gerçek dışı haberler yapılırsa yapılsın Apocu ruh ve militan çizgisinin buna izin vermediğini söyledi.

Türk devletinin DAİŞ’in Kobanê’ye saldırısı ardından bütün sınırların açıldığını söyleyen Suruç, “Bunlar bilinçli ve sinsice yapılan planlardı” diye devam etti. Kürt Özgürlük Hareketi’ni DAİŞ ile tasfiye etmeyi hedeflediklerini belirten Suruç, bu planların alt üst olduğunu da sözlerine ekledi.

‘TÜM FARKLILIKLARLA BİRLİKTE MÜCADELEYİ YÜKSELTECEĞİZ’

DAİŞ’e destek olanlar, kuruluşunda bulunanların, DAİŞ’in denetimden çıktığını, başlarına, hatta tüm dünyanın başına bela olacağını gördüğünü vurgulayan Suruç, ama Türk devletinin bunun hesabını yapmadığını, tek derdinin Kürtleri nasıl yok etmek olduğu için DAİŞ’i desteklediğini vurguladı. Türk devletinin tüm politikasını, siyasetini bunun üzerinde yürüttüğünü de ifade eden Suruç, “Türk devletinin politikalarını, Kürt hareketi ve Kürt halkı boşa çıkardı. Kobanê direnişi ezilen halkların temsiliyeti konumuna geldi. Kobanê savaşına katılanlar, cephelerde bulunanlar özgürlüğe, insanlığa inanlardır. Sayıları azda olsa sembolikte büyük anlamı var. Türk, Arap, farklı toplumlarla birlikte mücadele edeceğiz. Her zaman farklı isimlerle çeteler ortaya çıkarılmıştır, aynı güçler tarafından, amaç aynıdır, köle yaratmaktır ve hegemonyalarını sürdürmektir. Ancak bu politika hiçbir zaman toplumda karşılığını bulmayacaktır. Her zaman bu tür güçlere karşı kendini savunacak hareketler olacaktır. Örneği de Kobanê’de ispatlanmıştır. Duygusal bir ağırlık oldu, çünkü toplumun özgürlüğünü ve topluma öncülük yapan yılların kadroları şehit düştü. Çok büyük bedeller ödedik. Bunu unutmamak lazım bedel ne kadar büyük olursa amaçta o kadar büyüktür. Ondan tarihi bir direniş sergilendi Kobanê’de” dedi.

‘KOBANÊ AGİTLERİN DESTANIDIR’

Kürtlerin yüzyıllardır köleliğe karşı savaştığını da belirten Suruç, şunları söyledi: “Kürtler direniş bayrağının sembolü olmuştur. Miştenur da bunun örneğidir ve çetelere büyük darbe vurulmuştur. Halk büyük moral aldı. Kobanê bu açıdan çok büyük tarihsel rol oynadı. YPG kadroları için büyük şanstı, Kobanê gibi tarihe tanıklık etmiş, bir direnişin içinde yer almak tarihsel bir şanstır. Kobanê Agitlerin destanıdır. Kobanê bir tarihtir. Kobanê’nin sembolleri şehitlerimizdir. Kobanê destanlar, kitaplar yazılacak bir şehitler kervanıdır. Bu şehitler verilmeseydi, DAİŞ şu an tüm Ortadoğu’da katliamlar yapmış olacaktı ve çok ağır bedeller ödeyecekti. Kobanê’den sonra DAİŞ etkisiz kaldı ve güçlü saldırılar yapamaz oldu. Artık hayali bir çete var. Sadece işte rahatsızlık vermek için küçük küçük eylemler yapıyor. Artık DAİŞ’in bir etkisi yoktur.”