Xerib: Halkın talebi, demokratik bir sistem

Xerib, Güney Kürdistan'da gelişen siyasi ve ekonomik kriz sonrası KDP’nin ve Rudaw televizyonunun KCK’yi suçlayıcı açıklama ve yayınlar yapmasının kabul edilemez olduğunu ve bunun gerçekle alakası olmadığını söyledi.

KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Diyar Xerib, Güney Kürdistan'da gelişen siyasi ve ekonomik kriz sonrası KDP’nin ve Rudaw televizyonunun KCK’yi suçlayıcı açıklama ve yayınlar yapmasının kabul edilemez olduğunu ve bunun gerçekle alakası olmadığını söyledi.

Xerib, “24 yıldır Güney Kürdistan'da demokratik bir sistemi geliştirmeyen bölge yönetimi ve siyasi partiler bugün yaşananlardan sorumludur” dedi. Halkın haklı tepkisine saldırıyla cevap veren, katlederek, yaralayarak susturmaya çalışan güvenlik güçlerinin kesinlikle yargılanması gerektiğini de söyleyen Xerib, halkın da tepkilerini mutlaka demokratik temelde ortaya koyması gerektiğini vurguladı.

‘KCK OLARAK YARDIMA HER ZAMAN HAZIRIZ’

Güney Kürdistanlı siyasi güçlerin KCK’nin sorunların aşılması konusunda sorumluluk almak istemesine olumsuz yaklaştıklarını da ifade eden KCK Genel Başkanlık Konseyi Üyesi Diyar Xerib şöyle konuştu: “Biz KCK olarak bu krizin aşılmasında yardımcı olacağımızı daha önce çeşitli vesilelerle açıkladık. Bizim uzun bir tecrübemiz var. Güney Kürdistan’daki hükümetle, siyasi partilerle bu tecrübeyi paylaşmak istedik. Ancak bunu kabul etmediler. Son olarak Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Sayın Cemil Bayık bu yönlü yardıma hazır olduğumuzu bir kez daha açıkladı. Fakat yine krize sebep olan siyasi partiler olumlu yanıt vermediler. Ama biz her zaman yardıma hazırız.”

İki ayı aşkın bir süredir siyasi partilerin sürekli ortak toplantılar yaptığını, ancak sorunun çözülemediğini belirten Xerib, “Bu halkı daha fazla bir basınç olarak, sıkışma olarak yansıyor. Aylardır memurlar maaşları ödenmiyor. Ekonomik kriz gittikçe derinleşiyor. Halk yoksullaşıyor. Halkı sonsuza kadar aç bırakamazsınız, çaresiz koyamazsınız. Siyaset çare üretmedi mi bir süre sonra halkta oluşan bu sıkışma tepkiye dönüşüyor.

Bu tepki halktan demokratik şekilde gelişirse çok daha iyi olur. Halkın sistemin değişip demokratik bir öze evrilmesi talebine biz KCK olarak da destek veriyoruz. Zira biz de Güney Kürdistan’daki demokratik bir sistemin olmasını istiyoruz. Sistemin adil olması gerekir, halkın hakkının verilmesi gerekir. Ancak halktan tepkilerini demokratik bir şekilde ortaya koymasını istiyoruz. Eğer böyle olmazsa tıpkı 2011 yılında olduğu gibi halkın bu taleplerini yanlış şeyler için kullanacaklar olacaktır. Bu bizim açımızdan bir kaygıdır. Halkın, gençlerin, aydınların ve sorunların demokratik temelde çözülmesini isteyenler bu konuda uyanık olmalı” diye konuştu.

Sorunun bazı siyasi çevrelerin arasındaki soruna dönüşürse iyi olmayacağını da kaydeden Xerib, dolayısıyla tepkilerini ortaya koyanların buna dikkat etmesi gerektiğini de sözlerine hakları.

“Halk bence Germiyan, Raperin, Süleymaniye’de KDP’yi, diğer yerlerde ise farklı partiler hedef alıyor. Bu doğru değildir. Bu halkın haklı taleplerini özünden uzaklaştırır” diyen Xerib, yine güvenlik güçlerinin silahla karşılık vermesinin, sivilleri öldürmesinin de kabul edilemez olduğunu belirtti.

Sivilleri öldürenlerin mutlaka adalet önünde hesap vermesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Xerib şunları ifade etti: “Bugünkü durum 2011’deki gibi olmamalı. Halktan insanları katledenler cezasız kalmamalı.

Şimdi bu tür halkın tepkilerinin ortaya çıkmasından sonra KDP’ye bağlı basından bizim hareketimizi sorumlu tutan yayınlar yapıldı. Bu tümden gerçekleri çarpıtmaktır. Herkes KCK’nin tavrını biliyor. Biz sürekli demokratikleşmenin taraftarı olmuşuz. Ancak Güney Kürdistan halkından çok geniş bir kesim Önder Apo’ya gönül vermiş. Hatırlarsanız, seçimler sürecinde de özellikle Goran Hareketi ve YNK taraftarları kendi seçim mitinglerinde ‘Bijî Serok Apo’ sloganları atıyorlardı. O dönemde kimse onların KCK’li, PKK’li olduğunu söylemiyordu. Eğer bugün önderliğimiz zindanda demokratik bir sistemin Kürdistan'da gelişmesi için mücadele veriyorsa bu da halkta karşılık buluyorsa bu bizim hareketimizin suçlanmasına neden olamaz. Bu halkın duygusudur.

Önder Apo’ya gerçekten gönül vermiş halka tepkilerini demokratik temelde ortaya koyması gerektiğini söylüyoruz. Çağrımız da halka budur. Yine tabii KDP kesinlikle ortaya çıkan durumları da bizi suçlayacak şekilde değerlendirmemelidir. Çünkü bu doğru değildir. Bu sorunları özünden saptırmadır ve sorunların da çözümüne engel olur. KCK hem Güney Kürdistan için hem de tüm Kürdistan'da sorunların çözümü için mücadele ediyor. Dolayısıyla bu tür açıklamalar, propagandalar kesinlikle gerçeklerden uzaktır. Umarım KDP ve ona bağlı basın da bu tür suçlayıcı tutumlardan uzak durur. Aslında siyasi taraflar başkalarını suçlamakla sorunun nedenlerini ve dolayısıyla çözüm yollarını da bulamaz.”