Stockholm’de kadınlardan Kobanê ile dayanışma galası
Kadın Barış İnsiyatifi, Kobanê’nin yeniden inşasına katkıda bulunmak ve Rojava kantonlarıyla dayanışmak amacıyla dün akşam İsveç’in başkenti Stockholm’de Kürdistanlı ve İsveçli sanatçıların sahne aldığı bir gala düzenledi.
MURAT KUSEYRİ
STOCKHOLM / ANF
Salı, 3 Kasım 2015, 13:43
Kadın Barış İnsiyatifi, Kobanê’nin yeniden inşasına katkıda bulunmak ve Rojava kantonlarıyla dayanışmak amacıyla dün akşam İsveç’in başkenti Stockholm’de Kürdistanlı ve İsveçli sanatçıların sahne aldığı bir gala düzenledi.
İl merkezindeki Rival Oteli’nin büyük salonunda düzenlenen gala Kadın Barış İnsiyatifi’nden Latife Fegan’ın katılımcıları selamlamasıyla başladı. Kobanê ve Rojava başta olmak üzere ulusal ve sosyal kurtuluş mücadelesinde şehit düşenler için yapılan bir dakikalık saygı duruşundan sonra gecenin sunuculuğunu yapan sanatçılar Astrid Assefa ve Eva Nikell, Kobanê ve Rojava’da yaşanan son gelişmeleri katılımcılara aktardılar.
Rojava kantonlarının daha adil bir sistemin kurulmasının mümkün olduğunu tüm dünyaya kanıtladığını belirten Assefe, kantonlarda dil, inanç, din, mezhep ve cinsiyet ayrımcılığının olmadığını, eşit ve ekolojik bir toplumda tüm halkların; Kürtler, Süryaniler, Türkmenler, Çeçenler ve Arapların bir arada yaşadıklarını ve herkesin haklarının yapılan sözleşme ile güvence altıına alındığını söyledi.
Rojava’daki yapılanmanın her kademesinde kadınların temsil edildiğini hatırlatan Assefa, DAİŞ çeteleri tarafından yıkılıp yakılan Kobanê’nin yeniden inşası için verilen çabaya destek olmak gerekliliğine vurgu yaptı.
Kürt Sanatçı Ster Kurdaxi’nin keman dinletisinin ardından İsveçli sanatçılar Maria Selender ve Tuomo Haapala şiirlerini okudu.
Kobanê’nin özgürleşmesinden sonra Kobanê’ye giderek izlenimlerini İsveç’in günlük gazetesi Svenska Dagbladet’te yayımlayan Kürt Gazeteci-Yazar Mustafa Can, Fotoğrafçı Magnus Halmarsson’un çektiği fotoğrafları perdeye yansıtarak Kobanê’de izlenimlerini katılımcılarla paylaştı.
Kobanê DAİŞ kuşatması altında iken Suruç’ta çadırlarda yaşayan Kobanêlilerle görüştüğünü söyleyen Can, çok kötü koşullarda yaşayan Kobanêlilerin özlemlerinin Avrupa’ya gitmek değil Kobanê’ye geri dönmek olduğunu gördüğünü söyledi.
Can, Suruç’ta görüştüğü 75 yaşındaki Hedula Ali’nin her gece rüyasında Kobanê’deki evinin bahçesindeki zeytin ağaçlarını gördüğünü ve bir an evvel evine geri dönmek istediğini söylediğini aktardı. DAİŞ çetelerin yenilgiye uğratılmasından sonra haber yapmak için Kobanê’ye gittiğinde Ali’yi ziyaret ettiğini söyleyen Can, “Kendisiyle harabeye dönen evinin bahçesinde görüştüm. DAİŞ evini yıkmış ve zeytin ağaçlarını yok etmişti. Ama çok mutluydu. Bu yıkıntılar arasında nasıl bu kadar mutlu olduğunu sorduğumda ‘Barbarları Kobanê’den çıkardık. Onun için çok mutluyum’ dedi” şeklinde konuştu.
DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye yönelik düzenledikleri baskın ve bombalı saldırılar sırasında Hedula Ali’yi de katlettiklerini söyleyen Can, “Yakınları onu zeytin bahçesinde ölü buldular. Üzerinde çiçekli bir elbise bulunan Ali, tırnaklarını toprağa geçirmiş, yüzü kan içindeydi ama gözleri açıktı. Bu durumda eşini gören Ali’nin kocası üç gün tek bir kelime bile konuşmadı” dedi.
12 yaşlarında bir çocuğun resmini gösteren Can, çocuğun ve alilesinin yaşadığı trajediyi ve DAİŞ çetelerinin vahşetlerini şu cümlelerle özetledi.
“DAİŞ Kobanê’ye baskın yaptığında çocuğun elinde top vardı. Kendisine top oynamayı sevip sevmediğini sordular. Karşısındakilerin nasıl katliamlar gerçekleştirdiklerini duyan çocuk korkarak sevdiğini söyleyince onun gözleri önünde babasının kafasını kestiler ve şimdi fotbol oynamayı sevdiğini göster bakalım dediler. “
DAİŞ çetelerinin 9 yaşlarındaki kız çocuklarına tecavüz ettiklerini söyleyen Can, DAİŞ çetelerinin saldırılarından dolayı insanların evlerini terk ederek ilticacı olarak yaşamak zorunda kaldıklarını ve Kobanê’ye dönenlerin çok güç koşullar altında yaşam savaşı verdiklerini söyledi.
Şahin Kardeşler Müzik Grubu Kürtçe iki şarkı, İsveçli sanatçı Rigmor Gustavsson da Elise Einarsdotter’in piyanosu eşliğinde İsveçce şarkılar söylediler. Cirkus Cirkor Grubu akrobasi gösterisi yaparken, Sınır Tanımayan Palyaçolar’dan Nalle Laanale Kobanê ve ülkesini terk ederek başka ülkelerde yaşamak zorunda kalan ilticacılarla dayanışmanın önemine değindi.
Anita Wall’ın Karin Boye’nin çocuklar için yazdığı iki şiiri okumasından sonra Suruç’tan gelerek galaya katılan Çiya Hicran Çiçek, Kobanê ve Suruç’taki gelişmeler hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Suruç’a gelmek zorunda kalan Kobanêlilere yönelik çalışmalar hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulunan Çiçek, Kobanê’nin direnişin sembolü olduğunu, insanların birleştiğinde ve kararlı mücadele ettiklerinde başarıya ulaşabileceklerini gösterdiğini vurguladı.
YPG ve YPJ’nin Kobanê’den DAİŞ çetelerini kovmalarından sonra dış dünyanın Kobanê ve Rojava kantonlarına olan ilgisinin azaldığını söyleyen Çiçek, uluslararası kurum ve kuruluşlar yardım etmediği için Kobanê halkının DAİŞ çetelerinin döşedikleri mayınları temizlemek zorunda kaldığını ve pek çok kişinin mayın patlaması sonucu yaşamını yitirdiğini söyledi.
Kobanê’nin yeniden inşası için dış dünyaya sorumluluklar düştüğünü hatırlatan Çiçek, “İnandığımız değerler üzerine inşa ettiğimiz bu sürece herkesin destek vereceğine inanıyorum. Kobanê yeni bir yaşam, eşit ve özgür bir toplum sisteminin mümkün olduğunu gösterdi” cümleleriyle konuşmasını sonlandırdı.
Daha sonra Kadın Örgütleri Ağı tarafından Kobanê’de çekimi yapılan İngilizce alt yazılı bir belgesel gösterildi. Kobanê’de değişik alanlarda çalışan kadınlarla yapılan söyleşilerin yer aldığı filmin gösteriminden sonra Kadın Örgütleri Ağı, 5 bin kronluk bir çeki Kobanê’nin yeniden inşasına katkıda bulunmak için galayı düzenleyenlere verdi.
DAİŞ çetelerinin Kobanê’ye yönelik saldırıları öncesi ve sonrası pek çok kez Kobanê’de bulunan ve olanları dünya basınına duyuran Gazeteci Joakim Medin, kendi çektiği resimleri göstererek Kobanê ve Rojava’daki gelişmeleri anlattı.
Resimlerini çektiği ve söyleşiler yaptığı genç iki YPJ savaşcısının DAİŞ çetelerine karşı savaşırken yaşamlarını yitirdiklerini söyleyen Medin, Kobanê’nin DAİŞ çetelerinden temizlenmesinin büyük bedeller ödenerek gerçekleştiğine ve pek çok gerillanın yaşamını yitirdiğine dikkat çekti.
Medin, DAİŞ kovulduktan sonra Kobanê’ye gidişinde şehri tamamen yıkılmış bir halde bulduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Ben Kobanê’nin üç dönemine; DAİŞ saldırısından önce, saldırı sırasında ve sonrası gelişmelere tanıklık ettim... Bugün burada Kobanê’nin yeniden inşasına katkıda bulunmak için bir araya gelmemizi önemsiyorum. Kobanê DAİŞ çetelerine karşı gösterdiği direnişten dolayı tüm dünyada direnişin sembolü oldu. Kobanê aynı zamanda ilticacıların yaşadıkları dramların sembolüdür. Cansız vücudu Türkiye sahillerine vuran 3 yaşındaki Aylan Kürdi Kobanêliydi. Üçüncü olarak da onbinlerce insan enkaz haline gelen evlerine döndükleri için Kobanê semboldür. Halk gönüllü olarak Kobanê’ye döndü. Dönen bu insanlara barınacakları konutlar inşa etmek dış dünyanın sorumlulukları arasındadır. Rojava kantonları ve Kobanê yeni bir Suriye’nin nasıl inşa edilebileceğini gösteriyor.”
Ancak dış dünyanın Kobanê ve Rojava kantonlarına yaptıkları yardımları son derece yetersiz olarak gördüğünü söyleyen Medin, “Kobanê direniş sırasında gelişmeleri yakından izleyen medya da şu anda Kobanê olanlara karşı ilgisiz. Birçok yönden sembol haline gelen Kobanê’ye olan bu ilgisizliği anlamak mümkün değil. Geçmişte kadın gerillaların DAİŞ çetelerine karşı direnişlerini gündeme getiren medya, Kobanê’de siviller ölürken olanları görmezden geliyor. Yeniden inşa edilmeye çalışılan Kobanê’ye yer vermiyor. Kobanê halkı medyanın bu tutumundan hayal kırıklığına uğradı” şeklinde konuştu.
Bengi Efrini, Vera Vinter, Emilia Amper, Pedram Shahlai, Lena Swanberg, Daniel Bingert’in enstrümanlarını çalarak şarkı söyledikleri, tiyatro sanatçıları Serpil İnanç’ın Şair Şerko Bekes’in Halepçe şiirini, Kemal Görgü’nün de kendi yazdığı bir çocuk masalını okuduğu gala Armanç Müzik Grubu’nun Kürtçe şarkı ve türküleri söylemesiyle sona erdi.