Kuzey Afrika temsilcisi Amazigli Sana Süleyman Mansuri, üç günlük Rojava izlenim ve incelemeleri sonucunda Amazig halkı olarak Rojava’nın demokratik özerk yönetim sistemini esas almak istediklerini belirtti.

Rojava’nın Dêrik kentinde “devletsiz demokrasi” sloganıyla düzenlenen Yeni Dünya Zirvesi kongresine katılan ve sunum yapan Amazig (Mağrib) temsilcisi Mansuri, YPG/YPJ güçlerinin çetelere karşı mücadelesinin ezilen tüm halklara umut kaynağı, YPJ direnişinin de dünya kadın hareketlerine güç ve moral verdiğini belirtti.

DAIŞ çetelerine karşı duruşlarının Kürt ve Rojava kadınlarının dünya ve insanlık gündemine girmesini sağlayan şey olduğunun altını çizen Amazigh-Kuzey Afrika temsilcisi ve aynı zamanda gazeteci olan Sana Süleyman Mansuri, “üç günlük Rojava izlemim ve gezilerimizde gördüklerimin dışında Rojava ve Kürt kadınları üzerinde birçok araştırma yaptım, yazılanları okudum. Kürt kadınları özgüçleriyle DAIŞ çetelerini durdurabildi. Burada yaptığım gezide Kürt kadınının yaşamın tüm alanlarında aktif olduğunu gördüm. Umut ediyorum ki, herkes Rojava ve tecrübelerinden olumlu dersler çıkarabilsin. Rojava kadınlarının aktivite ve gücünden faydalanıp dersler çıkaralım. Bundan dolayı, sizler çok iyi işler başardınız” dedi.

Dış güçler ile yerel güçlerin iktidar savaşı arasında kaldıklarını ve öz savunma alanında zayıf oldukları için her an toplu katliamlarla yüz yüze olduklarını söyleyen Amazigh ve Kuzey Afrika temsilcisi Mansuri, “Devrimin başında Suvara adında kimi kesimler çıktı. Devrimden sonra bu çevreler farklı alanlara götürüldü. Şimdi ise yapılanlar bizi felakete sürükleyebilir. Önümüzdeki günlerde eğer biz de Rojava gibi öz savunma ve özerk sistemizi oluşturabilirsek belki halkımız için önemli şeyler yapabiliriz” diye konuştu.

Karşı karşıya bulundukları tehlikeye rağmen bir şeylerin yapılması gerektiğini söyleyen Mansuri, “sesimizi herkese duyurmak için çabalıyoruz” dedi. Mansuri, Özerk yönetim sistemine ihtiyaçları olmasına rağmen öz savunma alanında zayıf olduklarını ve bunu sağlamanın yol ve yöntemlerini aradıklarını belirtti.

Kendilerine ait bir ideoloji ve bakış açılarının olduğunu ifade eden Mansuri, “Rojava’nın ideolojik yapısı ve demokratik yönetim siteminden yararlanmak istiyoruz” şeklinde konuştu.

Amazigh halkının yaşadığı coğrafyanın çok önemli ve doğal özellikleri olduğuna dikkat çeten Mansuri, “Bu özellikler ve doğal yapısı Amazigh halkının kendi kendisini yönetmesine yeterlidir” dedi.

Rojava’da bulunduğu süre içinde birçok yere giderek demokratik özerklik sisteminin oluşum ve işleyişi hakkında detaylı araştırma yaptığını ve bu konuda pozitif düşündüğünü belirten Mansuri, “tüm bu süreç içinde bu modeli ülkemizde nasıl uygulayabiliriz diye düşündüm” dedi.

Rojava’da halkların iradesine dayalı yeni bir dünya yaratıldığına dikkat çeten Mansuri, herkesin gelip bu sistemi görmesi, tanıması ve destek sunması çağrısında bulundu.