Osê: Halklar Rojava devriminden umut ve güven alıyor
Ose 16-17 tarihleri arasında Rojava’nın Derik kentinde gerçekleşen 1. Devletsiz Halklar Demokratik Uluslar Konferansı’nın başarısının dünyaya önemli mesajlar verdiğini söyledi.
Ose 16-17 tarihleri arasında Rojava’nın Derik kentinde gerçekleşen 1. Devletsiz Halklar Demokratik Uluslar Konferansı’nın başarısının dünyaya önemli mesajlar verdiğini söyledi.
Cizre Kantonu Yürütme Meclisi Diş ilişkiler Başkan Yardımcısı ve Konferansın kurucularından Emine Ose 16-17 tarihleri arasında Rojava’nın Derik kentinde gerçekleşen 1. Devletsiz Halklar Demokratik Uluslar Konferansı’nın başarısının dünyaya önemli mesajlar verdiğini söyledi. Ose, “Devlet ve gerici rejimler dışında halkların çıkarlarını esas alan demokratik özerk bir sistemin geliştiği ortaya çıktı” dedi.
Cizre Kantonu Yürütme Meclisi Diş ilişkiler Başkan Yardımcısı ve Konferansın kurucularından Emine Ose ANF’nin sorularını yanıtladı.
Konferansınızın sonuçlanmasını halklar parlamentosunun inşaatı önünde yaptınız. Rojava’da öz savunmanın hassas olduğu bir süreçte dünyanın birçok ülkesinden katılımcı ile konferansın yapımı ne anlama geliyor?
Parlamentonun yerini yapmak için bir aydır çalışıyoruz. Bu parlamentonun oluşması için konferansın katılımcıları da emekleri ve destekleri ile katıldı. Dünyanın farklı ülkelerinden bu kadar insanın Rojava’ya gelmesi, bu ülkeye bir güvenin olduğunun göstergesidir. Güvenli olduğu ve bu güvenle Rojava’ya gelişler yaşanıyor. Bu konferans sürecinde özellikle asayiş ve halk savunma güçlerimizin güvenliği sağlaması onurlu bir görev yerine getirdiler.
Bu yaklaşım aynı zamanda herkese bu ülkeye gelebileceklerini, ziyaret edebileceklerinin mesajını da veriyor. Kürt halkının bu topraklarda geliştirdiği demokrasi ve öz yönetim modelini görme şansını veriyor. Buradan gelişen demokrasi modeli bir halk demokrasisidir. İdare, öz savunma, siyaset yapanlar güçlerin tümü halktan, halklardan oluşuyor. Bu yaklaşım aynı zamanda iş yapmadan bu topraklarda sadece teşhir, korkutma amacı ile siyasetlerin iç yüzünü de açığa çıkarıyor.
Rojava’ya çeteleri salan ve buraları yaşanılmaz kılmaya çalışan güçler kimsenin Rojava’ya gelmesini ve Rojava ile dayanışma içinde olmasını istemiyor. Esasta iki gün güvenli bir şekilde konferansımızı yapmamız bu karanlık ve çete odaklarının planlarını boşa çıkardı. Bu konferansın başarısı da dünyaya şu mesajı verdi, Rojava’da milletin gözünü korkutmaya çalışanlara, herkesin Rojava’ya gelebileceğinin mesajını veriyor.
Rojava’da savuma yapan bir güç vardır. Yine tüm idari işlemlerini yürütün bir güç var ve bu yabancı insanların daha fazla Rojava’ya gelmesini ve burada güvenlik içinde çalışmasının önünü açıyor.
Konferansın yapılış amacı neydi?
Birincisi bizim gibi özerk bir projeye muhtaç olan halkların ve demokratik özerk modelini esas alanları davet ettik. Konferansımıza katılanlar Katolonya’dan, Amazig, Filipin gibi bizim gibi egemenlik altında olan binlerce insan vardır. Ama demokratik çözüm güçleri yoktur.
İkincisi ise, Rojava üzerinde bir meşru ve haksız bir ambargo vardır. Bunu Kürt halkı üzerinden yürütmek istiyorlar, ama Rojava demokratik yönetimi içinde tüm halklar, dinler ve cinsler yerlerini alıyor. Sadece Kürt halkı olarak görmek istemiyorlar. Önder Apo’nun geliştirdiği meşruiyet tüm ezilen ve sömürülen halklar içindir. Tüm Ortadoğu halkları için bir demokratik konfedere modeldir. Böylesi geniş halklara, dillere ve tüm kültürlere hitap eden bir modeldir.
Konferansımızın esas amaçlarından birisi de bu ambargo ve karalamaları bertaraf etmektir. Konferans katılımcıları da ifade etti, artık Rojava bir gerçeği kanıtladı ki, devlet ve gerici rejimler dışında halkların çıkarlarını esas alan bir yol vardı. Bu yol demokratik özerklik sistemidir. Ve artık Rojava dışındaki halklarında bunu esas alması için ortaya çıkmış bir model vardır.
Katılımları nasıl gördünüz?
Farklı ülkelerden toplam 27 yabancı delege konferansa katıldı. Rojava yönetimin kurum ve kuruluşlarından, yine sivil toplum kuruluşlarından temsilciler katılım sağladı. Konferansa katılım, tartışma ve ortaya çıkan sonuç son derece umut vericidir.
Konferansta önemli konular tartışıldı. Kon federal sistem içinde, demokratik özek yönetim sistemi içeren konulardı. Konfederalizm, eşitlik, cinsiyet, ekoloji, halkların birlikteliği, bilim ve öz savunma alanlarında derin tartışma ve analizler yapıldı.
Farklı ülkelerden konferansa katılan delege arkadaşlarımız ile düşüncelerimiz birbirine yakın ve yer yer birbirini tamamlar nitelikteydi. Bu bizi oldukça sevindirdi, memnun oldu. Yani yürüdüğümüz yolda yalnız olmadığımızı savunduğumuz değerlerin ezilen ve sömürülen tüm halkların ortak değerleri olduğunu gördük.
Konferansta demokratik özerk yönetim sisteminin uygulama biçimi gündem oldu. Diğer halklardan ve ülkelerden gelen arkadaşlarımız, dostlarımız bu modeli kendi ülkesinde nasıl uygulanabilir noktasında görüşler sundu. Rojava çok zor şartlarda devrimsel adımlar attı. Rojava’da ortaya çıkan halklara, toplumlara umut kaynağı oldu. Halklar ortaya çıkan bu sistemden faydalanmak ve kendi ülkesinde uygulanabilir kılmak istiyor.
Rojava’da hem öz savunma, hem de yeniden inşanın yaşandığı bir süreçte geniş katılımlı bir konferans gerçekleştirdiniz. Birçok konuda tartışıldı. Rojava’ya olan alaka özellikle konferansta kimi katılımcılar Rojava’nın ideolojik ve pratiğinden yararlanmak istediğini söyledi. Bu yaklaşım Rojava’ya nasıl bir umut veriyor?
Rojava devrimi ve demokratik özerklik sistemi dünyada statüsüz olan tüm halklara çok büyük umutlar veriyor. Rojava emperyalist sistem ve bölge gericiliğinin saldırılarını en üst düzeyde yaptığı bir zeminde halkların ortaklaşmasına dayalı gelişti. Dolayısıyla halklara dayalı üçüncü yol tüm ezilen ve sömürülen halklar için tek çıkar yoldur.
Bizim gibi yıllarca egemenlik sistemi altında zülüm, işkence ve acı çekenler için büyük bir umuttur. Paradigmamızın esasına halklarla ortak bir gelecek kurma vardır. Bundan dolayı halklarla ortaklaşmak bizim için vaz geçilmez bir ilkedir. Sisteme bulamayan ve alternatif bir sistem kurmak isteyen halklarla ortaklaşmak hedefimizdir.
Elbette Rojava’da ortaya çıkan model herkes için umut ve güven kaynağıdır. Herkes bu modeli benimseyip, güçlü görüyor. Onda umut ve güven buluyor. Önderliğin projesi sadece Kürt halkı için değil artık dünya ezilen insanlığı için umut kaynağı oluyor.
Halkların birlikteliği, yakınlaşması bu modeli kendileri için esas alması Ortadoğu’da en büyük devrimdir. Bu devrime var olan sistemler değil, halklar öndelik edecektir.
Kadın değerleri üzerine gelişen Rojava devriminden birçok halk etkileniyor. Konferansta da birçok çevreden kadınlar vardı. Kadın ve özellikle Rojava kadınları üzerine birçok tartışma da yapıldı. Bunu neye yorumluyorsunuz?
Rojava devriminde en fazla dikkat ve ilgi çeken yön kadının katılımı ve öncülük düzeyidir. Kadının katılımında dünyanın hiçbir yerinde gelişmeyen demokratik ölçüler Rojava’da gelişti. Aslında tüm dünyada kadın erkek eşitliğinden, adaletten bahsedilir. Ancak fiiliyatta kadın sadece bir süs eşyası ve sistemin kölesi durumundadır.
Konferansta tartışılan birçok ülkenin kadınlarının durumunu anladık. Kendileri de söylüyor. Şimdiye kadar hayatın her alanında hakkını alan Rojava kadınıdır diyorlar. Bunun için verdiği Rojava kadınlarının tüm dünyaya öncülük yapabileceklerinin umudunu görüyorlar. İkincisi de fili bir çalışmadır, şekli değildir. Kadın istismarı değil, kadın sadece kendisi için değildir yeryüzünde bir çalışma yürütülüyor.
Kadın demokrasi, kadı özgürlük?
Evet, tüm bu kavramlar birlikte ve tümü de yaşamın her alanında pratiğe geçiriliyor. Rojava’da kadın somut olarak yaşamın tüm alanlarında yer almakla kalmıyor, öncülük yapıyor. Bunun içindir ki, herkesin ilgisin çekiyor. Çok objektiftir bir modeldir. Konferansta dikkat ettiysek, yörenin göçer kadınlarından tutalım, en üst düzeydeki yönetime kadar tüm kurum ve yaşam alanlarından kadınlar konferansa katılarak düşünce ve karar düzeyini ortaya koydu. Hayali değil, onların ilgisi bu reel gerçeklik çekti ve bunu da gezerek gözleri ile gördüler.
İkincisi ise Rojava’da örgütlenen kadın örgütleme tarzını çok ilerici bir düzey olarak değerlendirildi. Değerlendirmeleri de bu yöndeydi. Kadın sorumluları nasıl örgütleme yapacaklar, halklardan sorumlu olanlar nasıl bir yönetimi kendileri için esas alacaklar, savunma alanında, eşitlik ve örgütlemede önemli konuları ele aldılar. İnanıyorum ki tümü Rojava ile ancak diyalog içinde oldukları sürece özerkliklerini ilan edebilirler, örgütlenebilirler ve tecrübelerimizden faydalanabilirler.
Parlamentonun önünde bir açıklamanız oldu. Parlamento Rojava devrimi ve özellikle kadın için nasıl bir işlev görecek?
Esas olarak özerk yönetimimiz üzerinde etkide bulunsun ki, tüm halklar onun çatışı altında yan yana gelsin. İkincisi de manevi bir yönü vardır. Rojava’da halklar, kominler, meclisler bu çatı altında bir araya gelerek sorunlarını tartışacak ve çözüm arayacaklardır. Yapımı ilk merhaledir, bunun ikinci ve üçüncü aşamaları vardır. Açılışından sonra halk burayı işlevli bir şekilde kullanacaktır.