KCK: Tüm güçler AKP’nin saldırılarına karşı tutum takınmalı

KCK, AKP'nin eylemsizlik kararını fırsat bilerek gerillayı sıkıştırmaya çalıştığını, siyasi soykırım operasyonlarını arttırdığını belirterek, eylemsizlik çağrısı yapan güçleri AKP'nin saldırılarına karşı tutum almaya çağırdı.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, AKP Hükümetinin eylemsizlik kararını fırsat bilerek gerillayı sıkıştırmaya ve kendi pozisyonunu güçlendirmeye çalıştığını, siyasi soykırım operasyonlarını arttırdığını belirterek, “Türk devletinin çok boyutlu bu saldırıları karşısında sessiz kalınması, bu saldırıları daha fazla cesaretlendirmekten başka bir sonuç vermemektedir. Kürt sorununu demokratik siyasal yollardan çözmek isteyenlerin, Türkiye'nin Ortadoğu'daki kaos bataklığına girmemesini isteyenlerin derhal AKP hükümetine karşı tutum takınmaları gerekmektedir. En azından seçim güvenliği açısından Türk devletinin bu saldırılarını durdurmasını sağlamak bizlere eylemsizlik yapma çağrısında bulunanların ahlaki ve siyasi sorumluluğu olmaktadır” dedi.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Türkiye'nin içinden ve dışından gelen eylemsizlik olsun çağrılarını dikkate alarak 10 Ekim’de eylemsizlik kararını ilan ettiklerine dikkat çekti. KCK, açıklamasında, “eylemsizlik yapacağımızın öğrenilmesiyle birlikte AKP yetkilileri bunu dikkate almayacaklarını ve sonuna kadar savaşacaklarını ilan ettiler. Eylemsizlik kararımızın açıklandığı saatlerde Ankara’daki Barış Mitinginde bomba patlatıp katliam yaparak eylemsizlik kararımızı sabote etmek istediler. Bu bombalamadan sonra da savaş kararında ısrar etmesi, AKP'nin savaştan çıkar umduğunu ortaya koymaktadır.

Başbakan Davutoğlu’nun katliamından sonra “anket yaptık, oylarımız yükseliyor” demesi, dinleyen herkesin kanını dondurmuştur. Böylece aldığımız eylemsizlik kararını neden ellerinin tersiyle çevirdikleri, neden Ankara katliamından sonra da savaşı sonuna kadar sürdüreceğiz dedikleri şimdi daha iyi anlaşılmaktadır” denildi.

ŞU ANDA EN AĞIR SALDIRILAR YAPILMAKTADIR

“Özgürlük Hareketi olarak eylemleri durdurduk ve o günden bu güne tek bir tane bile planlı eylem yapmadık” denilen açıklamada, “Ancak Türk devleti eylemsizlik kararımızı fırsat bilerek asker ve polislerini rahatlıkla hareket ettirip saldırılarını arttırmış bulunmaktadır. Bu saldırılarla sadece eylemsizlik kararımızı elinin tersiyle itmemiş, bizi eylemsizlik kararından vazgeçirmeye zorlamışlardır. Şu anda, son üç aydaki en ağır saldırılar yapılmaktadır. Eylemsizlik kararımızı fırsat bilerek gerillayı sıkıştırmaya ve kendi pozisyonunu güçlendirmeye çalışmaktadır. Biz eylemsizlik ilan etmişken AKP hükümeti ölümlerin daha da artacağı çatışmalar ortaya çıkarmaktadır. Nasıl ki 7 Haziran seçimleri öncesi saldırılar ve provokasyonlar yaratarak asker ve polis ölümlerine yol açarak, bunun üzerinden seçim kazanmayı amaçlamışsa, şimdi de aynı politikayı izlemektedir.

SİYASİ SOYKIRIM OPERASYONLARI DA ARTTI

Eylemsizlik kararımızdan sonra sadece askeri saldırılarını arttırmamış, başta Belediye Eşbaşkanları ve Meclis üyelerini tutuklama olmak üzere siyasi soykırım operasyonlarını da arttırmıştır.

Bu saldırılar karşısında eylemsizlik olsun çağrısı yapanların AKP'nin bu politikalarına karşı çıkmamaları ve sessiz kalmaları kabul edilecek bir yaklaşım değildir. Almanya ve ABD dahil birçok devlet ve uluslararası gücün, yine Türkiye içinden birçok gücün ateşkes olsun ve görüşmeler yeniden başlasın çağrısı yapmasına rağmen bu saldırılar karşısında sessiz kalmaları anlaşılır değildir. Bir kısım çağrıcı “Siz silahları susturursanız biz de AKP hükümeti üzerinde baskı kurarız” demesine rağmen hiçbir girişimde bulunmamaları da manidardır. Bizim eylemsizlik ilanından sonra AKP hükümeti üzerinde baskı kurulmaması AKP hükümetini daha fazla cesaretlendirmiş ve saldırılarını arttırmasına yol açmıştır” ifadelerine yer verildi.

TÜRKİYE İÇİNDE VE DIŞINDAKİ GÜÇLER AKP POLİTİKALARINA KARŞI TUTUM ALMALIDIR

12 gündür büyük bir sorumluluk ve sabırla eylemsizlik kararını sürdürdüklerini vurgulayan KCK, “Amed Lice’de ve Zagros alanındaki saldırılarda ondan fazla gerillamızın şehit edilmesi, eylemsizlik kararımızı nasıl bir fedakarlık temelinde yürüttüğümüzü ortaya koymaktadır.

Türk devletinin çok boyutlu bu saldırıları karşısında sessiz kalınması, bu saldırıları daha fazla cesaretlendirmekten başka bir sonuç vermemektedir. Kürt sorununu demokratik siyasal yollardan çözmek isteyenlerin, Türkiye'nin Ortadoğu'daki kaos bataklığına girmemesini isteyenlerin derhal AKP hükümetine karşı tutum takınmaları gerekmektedir. En azından seçim güvenliği açısından Türk devletinin bu saldırılarını durdurmasını sağlamak bizlere eylemsizlik yapma çağrısında bulunanların ahlaki ve siyasi sorumluluğu olmaktadır.

Eylemsizlik kararımızdan sonra AKP'nin saldırı politikalarını sürdürmesi, 7 Haziran seçimleri sonrası kimin gerilimi arttırdığı ve savaşı başlattığını açıkça ortaya koymaktadır. Suruç ve Ankara katliamları ve buna karşı hükümetin tutumu AKP'nin gerilim ve savaştan nemalanarak iktidarını sürdürmek istediğini gözler önüne sermiştir. Bu durum karşısında Kürt sorununun çözümü, Türkiye'nin demokratikleşmesi, barış ve istikrarın sağlanmasından yana olan Türkiye içindeki ve dışındaki tüm güçlerin bir araya gelerek AKP hükümetinin bu politikasına karşı durması gerekmektedir” dedi.