Hewler’de düzenlenen MERI konferansının son gününde Güney Kürdistan hükümetin ortağı 5 siyasi parti temsilcisi bölgede yaşanan krizi değerlendirdi.

3 Kasım’da Güney Kürdistan’ın Hewler kentinde başlayan, “Ortadoğu’da yaşanan savaş ve DAİŞ ile mücadele stratejisi” konulu konferansın son gününde Güney Kürdistan’ın 8. hükümetinin ortağı 5 siyasi parti temsilcisi ekonomik ve siyasi krizi tartışmak için bir panel düzenledi.

Ortadroğu Araştırma Enstitüsü (MERİ) öncülüğünde düzenlenen konferansın son gününde Güney Kürdistan hükümetinde yer alan 5 siyasi parti temsilcileri bir araya gelerek, bir panel düzenledi.

KDP’den Roj Nuri Şaweys, Yekgırtu İslami Genel Sekreteri Mıhemed Ferec, Komela İslami Genel Sekreteri Ali Bapir, YNK Merkez Komite Üyesi Adnan Müfti ve Goran Hareketi Merkez Kurul Üyesi Şoreş Haci katılarak konuşma yaptı.

‘DEMOKRASİ SADECE SÖZDE KALIYOR’

YNK Merkez Komite Üyesi Adnan Müfti, Güney Kürdistan’da var olan sorunlara dikkat çekerek demokrasinin bölgede sadece sözde kaldığını ve uygulamada çok yetersiz kalındığını söyledi.

Güney Kürdistan’da demokrasi kavramının içinin tamamen boşaldığını belirten Müfti, “Eğer Güney Kürdistan’da parlamento başkanı bir partinin güvenlik güçleri tarafından engellenip başkente alınmıyor ve hükümet ortağı diğer 4 partiye danışılmadan sadece bir partinin kararı ile görevden atılıyorsa o zaman demokrasiden bahsetmemiz çok zordur. Orada sadece bir partinin sözü geçiyor demektir. Bizim öncelikle sorunları tartışarak çözme kültürünü elde etmemiz gerekiyor. Tarihten beri Kürtler aralarında çıkan sorunları kardeç kavgası ile çözmeye çalışmışlardır artık bunu değiştirmemiz gerekiyor” diye konuştu.

KDP: EĞER GORAN KENDİNE BİR SINIR BELİRLERSE KONUŞURUZ

KDP’den Roj Nuri Şaweys ise Goran Hareketi ile yaşadıkları siyasi krize değinerek şunları vurguladı: “Eğer Goran yeniden hükümet ve meclis başkalığına geri gelmek istiyorsa kendisine bir sınır çizmelidir. Güney Kürdistan’da ortaya çıkan her gelişmeye el atmamalıdır. Çünkü Goran Hareketi son zamanlarda kendi sınırlarını aşmıştı. Ancak Goran Hareketi ile bu çerçevede yeni bir anlaşma olursa hükümet içindeki görevleri iade edilir. Goran Hareketi bu şartları kabul etmediği sürece ne hükümet içinde yer alabilir ne de muhalefette yer alabilir” şeklinde konuştu.

‘SORUNLAR KAYNAĞINI GEÇMİŞTEKİ ÇÖZÜMSÜZLÜKTEN ALIYOR’

Komela İslami Genel Sekreteri Ali Bapir ise Güney Kürdistanın statü kazandığı 1992 yılından bu yana hiçbir zaman tüm siyasi ve etnik tarafları kapsayan bir hükümetin kurulamadığına dikkat çekti. Şimdiye kadar da hükümetin herkese ait olmasına ve eşit bir şekilde hizmet etmesine asla izin verilmediğini söyleyen Bapir şöyle devam etti: “Şu an yaşadığımız siyasi krizlerde kaynağını çözülemeyen ve derinleştirilen çelişkilerden alıyor. Bir an önce bütün taraflar bir çözüm iradesi ortaya koyup var olan krizi çözmeliyiz. Bunun dışında ki her türlü yöntem zarar vermekten başka hiçbir gelişme yaratmaz.”

‘BAKANLARIMIZIN GÖREVLERİNE DÖNMESİNE İZİN VERİLMELİDİR’

Goran Hareketi Merkez Kurul Üyesi Şoreş Heci bölgede yaşanan krizi sadece Goran Hareketi’ne yıkmanın sorunları çözmediğini belirtti.

Masaya oturup var olan sorunları köklü olarak ele alıp çözmeye hazır olduklarına da dikkat çeken Heci, “Biz Goran Hareketi olarak asla diyalogdan kaçamadık. Sorunları her zaman diyalogla çözmek için çaba sarf ettik. Fakat muhattaplarımız bunu esas almadı. Bir an önce parlamento başkanı ve Goran Hareketi bakanlarının görevlerinin başına dönmesine izin verilmeli ve diyalog kanalının açılaması gerekir” dedi.

‘UMARIM OLGUNLUKLA YAKLAŞIRLAR’

Yekgırtu İslami Genel Sekreteri Mihemed Ferec ise, Güney Kürdistan’da var olan krize ilişkin bir sunum yaptı. Ferec siyasi tarafların yeniden çözüm masasına dönmesi gerektiğine dikkat çekerek şunları vurguladı: “Güney Kürdistan’da var olan siyasi ve ekonomik kriz tehlikeli bir noktaya doğru gidiyor. Başkanlık seçimleri konusu kendi iç meselemizdi ve kendi içimizde çözebilirdik fakat büyütüldü ve çıkmaza sürüklendi. Halen de devam ediyor. Goran ve KDP’nin sorunları masada tartışması gerekiyor. Umarım iki tarafta bir birine karşı tahammüllü olur ve var olan krizi aşmak için ortak yaklaşım sergileme olgunluğunu gösterirler.”