Güney Kürdistan’daki krizi değerlendiren, Güney Kürdistan Parlamentosu sivil toplum kuruluşları komitesi üyesi ve YNK Milletvekili Salar Mahmut, daha fazla diyaloga ihtiyaç olduğunu, ulusal çıkarların parti çıkarlarının önüne geçmesi gerektiğini söyledi.
Güney Kürdistan’daki krizin yasallar yollarla çözülmesi gerektiğini söyleyen Mahmut, “Siyasi, ekonomik ve askeri kriz var. Ama hepsinden önemlisi hukuksal bir kriz yaşanıyor. Kürdistan bölgesel başkanlığının görev süresi, ilgili kararnamenin 12. Maddesinde düzenlenmiştir. Bu yasa ve kararnameler bizzat Sayın Barzani’nin imzasını taşıyor. Bu maddede Kürdistan Bölge Başkanlığının görev süresi 12 Ağustos 1015 tarihinde tamamlanıyordu.
Yine Kürdistan Bölge Başkanlığı’nın görev ve yetki süresini tanımlayan 15 maddeye göre ise başkanlık mevkiinde yaşanacak boşluk durumunda parlamento başkanın başkanlık görevini 2 ay süreyle üstlenmesi öngörülüyor. Parlamento başkanı bu süre içinde parlamentoda seçimlere gitmesi gerekiyor. Ancak buna izin verilmiyor.
Bu yüzden bu sorun siyasi partiler tarafından bir çözüme kavuşturulamadı. Bu halkta da rahatsızlığa yol açtı. Halk infal halinde. Siyasi partilerin güncel ve acil bir çözüm bularak Güney Kürdistan’daki egemenlik boşluğunu doldurmaları gerekiyor” dedi
EKONOMİDE KRİZİN KÖKENİ ŞEFFAF OLMAMA
Memurların tepkisine yol açan ekonomik krizin temel sebebinin ise şeffaf olmama ile bağlantısına dikkat çeken Mahmut şunları belirtti: “Güney Kürdistan yıllardır bütçe açısından Irak Merkezi Hükümeti’ne bağlı çalışıyor. Yerel hükümet ile merkezi hükümet Kürdistan bütçesi konusunda zamanında belli miktarlar üzerine anlaşmışlar. Bu çeşitli zamanlarda problemlere yol açtı.
Yerel hükümet Kürdistan bölgesi için özerk bir bütçe oluşturma kararı aldı. Bunu Türkiye üzerinden uluslararası pazarlara satacağı petrolden ele ettiği gelirlerle oluşturacaktı. Ancak bu ticaret şeffaf olmayan bir projeyle yürütülüyor ve Kürdistan halkının ihtiyaçları karşılanmıyor.
Yine Irak’ın çeşitli yerlerinde yaşanan çatışmalardan dolayı bir buçuk milyon mültecinin gelmesi ekonomi üzerine büyük bir yük bindirdi. Bu Kürdistan bütçesi için ezici bir etki yarattı.”
YNK-GORAN MUHALEFET ETME BİÇİMİNDE FARKLI DÜŞÜNÜYOR
KDP, YNK, Goran, Hevgirti arasında görüşmeler olduğunu da hatırlatan Mahmut, KDP dışındaki partilerin Kürdistan’da parlamenter sistemin sürmesi konusunda anlaştığını söyledi. Bu sorunun KDP ile Goran Hareketi arasında daha ağır bir soruna dönüştüğünü de ifade eden Mahmut, KDP’nin parlamento başkanı ve bazı bakanların Hewler’e girmesini engelliğini kaydetti ve bunun da sorumlu bir yaklaşım olmadığını söyledi.
Goran Hareketi ile YNK’nin daha çok Germiyan, Halepçe, Süleymaniye’de nüfuzları olduğunu belirten Mahmut, “Yani tabanları bir birine çok yakın. Buralarda gösteriler var. YNK olarak sorunun parlamentoda çözülmesini istiyoruz” diye konuştu.
‘DIŞ MÜDAHALEYE KARŞIYIZ’
Dış müdahaleye karşı olduklarını da söyleyen Mahmut, “Sorunları kendi aramızda çözmeliyiz. Böylece dış müdahaleleri önlemiş oluruz. Ama Irak ile konuyu tartışmamız gerekiyor çünkü Güney Kürdistan hala Irak’ın bir parçası” dedi.
TÜRKİYE ÖNCE KUZEY KÜRDİSTAN’DAKİ HALKA SAYGILI OLMALI
Türkiye’nin önce kendi içindeki Kürtler ile sorunlarını çözmesi, HDP’ye yönelik baskılara son vermesi gerektiğini de sözlerine ekleyen Mahmut şunları belirtti: “Biz ancak bu koşulla onlarla ekonomik ilişkilerimizi sürdürmeliyiz. Güney Kürdistan, Türkiye’nin Kürdistan’ın diğer parçalarına yönelik politikalarını dikkate alarak ilişki geliştirmelidir. Türk hükümeti Kuzey Kürdistan’daki halkımızın haklarını tanımalıdır. Tabi Türkiye ile ilişkiler partiler düzeyinde değil hükümetler düzeyinde yürütülmelidir.
İran’da komşu bir ülke ekonomik ilişkilerimiz var ve bunu sürdürmeliyiz. Ama Güney Kürdistan’a yönelik hiçbir dış müdahaleye izin verilmemelidir.”
ÇÖZÜM KONUSUNDA HİÇBİR YAKINLAŞMA YOK
Daha fazla diyaloga ihtiyaç olduğunu, ulusal çıkarların parti çıkarlarının önüne geçmesi gerektiğinin de altını çizen Mahmut, “Yoksa bütün taraflar bundan zarar görebilir. Unutmayalım ki DAİŞ ile bin üç yüz kilometre sınırımız var.
Halkımızın Şengal’in ve Saadiye gibi alanların özgürleştirilmesine ihtiyacı var. Hoşgörüye ve hizmete ihtiyacı var. Halkın yaşamını olumsuz etkileyecek siyasi çekişmelerden uzak durmalıyız. Çünkü sorun halkın yaşamı üzerine olumsuz etkileri gözleniyor. Biz bütün siyasi hareketlerin parlamentoya dönmelerini öneriyoruz. Parlamentoda çözülmemesi halinde soru 2017’ye sarkacak” diye konuştu.
‘ULUSAL GÜVENLİĞİN BÜTÜNLÜĞÜ’ KCK İÇİN MÜDAHALE HAKKI DOĞURUR
Sorunun Güney Kürdistan’daki siyasi partiler tarafından çözülmesinin önemli olduğunu vurgulayan Mahmut, KCK’nin Güney Kürdistan’da siyasi gücü olan bir hareket olduğunu da sözlerine ekledi. DAİŞ’e karşı mücadele ettiğini, Rojava’da YPG ve YPJ’nin yanında yer alarak, büyük katkı sunduğunu da vurgulayan Mahmut şöyle devam etti: “KCK’nin önemli bir etkisi var. KCK’nin katılımına ihtiyaç olur mu olmaz mı bilemiyorum. Ama temel olarak Güneyli güçler sorunu çözme gücü göstermelidir.”