Yaşamı devrimci, sosyalist bir ailede-çevrede geçen, kendisi ise feminist, ekolojist yapılarda aktif faaliyetlerde bulunan HPG gerillası Destan Gülşah kendisini Kürdistan dağlarına getiren öyküyü ajansımıza anlattı.
ROJVAR SERHAD
BEHDİNAN / ANF
Salı, 3 Kasım 2015, 07:03
Yaşamı devrimci, sosyalist bir ailede-çevrede geçen, kendisi ise feminist, ekolojist yapılarda aktif faaliyetlerde bulunan HPG gerillası Destan Gülşah kendisini Kürdistan dağlarına getiren öyküyü ajansımıza anlattı.
15 Ocak 1993’te, Türk bir anne ve Kürt bir babanın kızı olarak İstanbul’da dünyaya gelen, Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe bölümü öğrencisiyken gerilla saflarına katılan gerilla Destan Gülşah yaşanan sürecin ve Kürdistan’daki direniş deneyimlerinin kendisini Kürdistan için daha fazla şey yapmaya ve PKK saflarına katılmaya ittiğini belirtti.
Gülşah özgürlük mücadelesi saflarına katılımını şöyle anlattı: “Beni katılmaya iten sebeplerin başında yaşanan sürecin geldiği nokta oldu. Yaşanan süreçle beraber MLKP’ye katılma ve bu şekilde Rojava’ya gitme kararı almıştım. Fakat Kürdistan’da yaşanan süreçte Lice’de canlı kalkan eylemine katılmıştım orada yaşadığım deneyimler, Kürt halkının bu savaş sürecindeki iradesi, Kürt illerindeki direniş ruhunun artması, öz yönetim ilanlarıyla birlikte tüm halkın serhıldana kalkması ve yaşadığı bunca acıya rağmen dimdik ayakları üzerinde durması, kadınların ve gençlerin bu devrimci hamlenin en başını çekmiş olması beni Kürdistan için çok daha fazla şey yapmaya itti ve bununla beraber barış annelerinin duruşu, panzerlerin önündeki dik duruşu bana parti içindeki kadın öncülüğünün gerçekten reel hayatta da öncülük-karşılık bulduğunu ve teori ile pratiğin çelişmediğini öğretmiş oldu. Aynı zamanda 20 Temmuz’daki Suruç’taki patlamadan sonra Kürdistan’da kalma süreci gelişti biraz. Orada halk çok misafirperver oldukları için bizleri sürekli evlerine aldılar ve Kobanê katliamında ya da hayatlarındaki çeşitli katliamlarda yaşadıklarını, devletin baskılarına rağmen bugün hala nasıl mücadelenin bir parçası olduklarını ya da oradaki çocukların duruşunu, bütün bir halkın mücadelenin her alanından herkesi hiç ayrım yapmadan nasıl sahiplendiğini görmüş olmak beni PKK’ye daha çok yakınlaştırdı.”
‘SİSTEMİN TAMAMEN KARŞISINDA OLMAK DAĞLARDA OLMAK’
Gerillaya katıldıktan sonra girdiği yeni savaşçılar kampında eğitimini sürdüren Destan Gülşah, “Her renkten insanların özgür ve eşitçe bir arada yaşayabileceği yer PKK’dir.
Aynı zamanda feminist ve vejetaryen bir kadın olarak ekolojik bir hareketin parçası olmak, yaşadığım toplumdaki binaların arasına hapsedilmiş hayvanlarla beraber yaşamak ya da doğaya tamamıyla tahakküm uygulayan, doğayı kendisinin bir metası haline getiren bu sistemin tamamen karşısında olmak ancak dağlarda ve ekolojik bir hareketin içerisinde kendisiyle çelişmezdi. Ve ben de, bir kadın olarak, bir vejetaryen olarak ve aynı zamanda tüm ulusların, tüm dillerin, tüm mezheplerin, tüm inançların ve inançsızlıkların, her renkten insanların özür ve eşitçe bir arada yaşayabilecekleri yerin PKK olduğunu yaşadığım hayat, deneyimlerim ve gözlemlerim sonucunda karar verdim. Ve 1 Eylül dünya barış gününde katılımımı savaşın ortasında PKK tarafında yaptım” diye konuştu.
‘ÖZGÜR YARINLAR İÇİN ÖZGÜR DAĞLARA’
Kürdistan’ın yıllardır savaşta, ayakta ve serhıldanda olduğunu belirten Gülşah, Türkiye halklarına da şu çağrıda bulundu: “Son olarak, Kuzey Kürdistan yıllardır savaş altında, yıllardır yanıyor, yıllardır ayakta, yıllardır serhıldanda. Buna Batı’nın desteği yıllardır çok az oldu. Geçen günkü Ankara patlamasından sonra devlet bizi korur, devlet bizim yanımızdadır, biz devlete dokunmadığımız sürece devlet bize bir şey yapmaz görüşünden artık vazgeçip Kürdistan’daki serhıldanın bir parçası olmalı. Türkiye’de gelişen devrimci hareketin öncülüğünü de gerçekleştirebilmesi, Kuzey Kürdistan’a ve Rojava devrimine yaraşır bir şekilde kadınların ve gençlerin başta olmak üzere geri kalan bütün renklerin bu serhıdanın bir parçası olması gerektiğini düşünüyorum. Ve onları özgür yarınlar için özgür dağların bir parçası olmaya davet ediyorum.”