Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu tarafından organize edilen ‘Rojava için Kitap’ kampanyası kapsamında konuşan Sabancı Üniversitesi doktora öğrencilerinden Yasin Duman, Rojava’daki sisteminin, demokratik bir sistemin nasıl olması gerektiği konusunda eşsiz bir örnek olduğunu belirterek, herkesin bu sistemin gelişmesi ve kalıcılaşması için sorumluluk alması gerektiğini söyledi.

İsviçre ve Fransa merkezli Kamu Hizmeti Sendikaları Federasyonu (Fédération Syndical Service Public- SUD) tarafından organize edilen ‘Rojava için kitap’ kampanyası kapsamında ‘Rojava Devrimi ve Demokratik Özerklik’ konulu konferanslar serisi devam ediyor. Bu çerçevede Fransa’nın ardından bugün de İsviçre’nin Neuchatel kentinde bir konferans yapıldı. Sendika binasında yapılan konferansa Kampanyanın öncülerinden olan Sabancı Üniversitesi Doktora öğrencisi Yasin Duman konuşmacı olarak katıldı.  Yoğun ilginin olduğu konferansta öncelikle kampanyaya ilişkin bilgi veren Duman şu ana kadar dünyanın değişik ülkelerinden farklı dillerde 3 bine yakın kitabın Rojava’ya gönderilmek üzere toplandığını,  kitapların bir kısmının Mezopotamya Sosyal Bilimler Akademisi’ne gönderildiği kalan kısmın da önümüzdeki günlerde gönderileceğini söyledi. Daha sonra Rojava devrimi ile burada inşa edilen demokratik özerkliği ele alan yüksek lisans tezini hazırladığı dönem gittiği Rojava ile ilgili gözlemlerini anlattı.

Tezini hazırladığı dönem antik Yunan dönemindeki şehir-devlet yapılanması ve dünyanın çeşitli yerlerinde var olan konfederal ve federal sistemlerini de incelediğini ifade eden Duman, Rojava’da inşa edilen demokratik konfederal sistemin günümüzde demokratik bir toplumun inşası noktasında eşsiz bir örnek olduğunu söyledi. Rojava’da bütün farklı etnik, sosyal ve dini yapıların temsilinin esas alındığı, merkezi yönetimi ret eden devletsiz bir toplum modelinin inşa edildiğini ifade eden Duman, iddiaların aksine burada hiçbir etnik veya dini kimliğin diğerlerinden üstün veya diğerlerine göre daha etkin olmadığını ifade etti. 

‘AZINLIK İFADESİ YOK HER KİMLİK ESAS KURUCU ÖĞE’

Mevcut var olan kantonlarda üç resmi dilin olduğunu ama bunun yanı sıra yerel komünlerde farklı dillerde eğitimlerin yapılabildiğine dikkat çeken Duman, nicel olarak az olan toplulukların azınlık olarak değil, mevcut sistemde esas kurucu öğe olarak kabul edildiğini, alt ve üst kimlik gibi kavramların olmadığını dile getirdi.

Yıllarca varlıkları yok sayılan Kürtler ve diğer etnik yapıların kendini ifade edebilme olanağını bulduğunu ifade eden Duman, özellikle kadınların karar alma mercilerinin her kademesinde aktif şekilde yer alması ve kadın savunma gücünün varlığı toplumda kadın meselesi konusunda hızlı ve çok pozitif bir gelişimi beraberinde yarattığını söyledi.

‘İNSANLAR BÜYÜK BİR İNANÇLA MÜCADELE EDİYOR’

Rojava üzerindeki ambargoya da dikkat çeken Duman, ambargo nedeniyle ekonomik vb. alanlarda sıkıntıların yaşanabildiğini ifade etti.  Duman sunumunun ardından katılımcıların sorularını yanıtladı. Bir soru üzerine buradaki sistemin Abdullah Öcalan’ın geliştirdiği demokratik cinsiyet özgürlükçü ekolojik bir toplum felsefesi doğrultusunda inşa edildiğini ifade etti. Duman buradaki halkın mevcut sistem içerisinde kendini ifade edebilmesinden kaynaklı büyük bir inançla mücadele ettiğini belirterek herkesin böylesi demokratik bir yapının korunması, gelişmesi ve kalıcılaşması noktasında üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çağırdı.

Konferans soru cevap bölümünün ardından alkışlarla sona erdi.