GÖRÜNTÜLÜ

Beyaz Toros’a iki kez bindi ama yaşıyor

Davutoğlu’nun AKP’nin iktidara gelmemesi durumunda ‘tekrar Toros marka araçlar gezecek’ sözlerine iki kez ‘beyaz toroslar’ tarafından kaçırılan 55 yaşındaki Halit Gündoğan, AKP hükümetinin geçmiş ile yüzleşmediğini söyledi.

Geçici Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun AKP’nin iktidara gelmemesi durumunda ‘tekrar Toros marka araçlar gezecek’ sözlerine iki kez ‘beyaz toroslar’ tarafından kaçırılan 55 yaşındaki Halit Gündoğan, AKP hükümetinin geçmiş ile yüzleşmediğini söyledi. 

Toros araçlarını kullanarak insanları infaz eden suç şebekesinden tek bir kişinin dahi açığa çıkartılmadığını sözlerine ekleyen Gündoğan, Kürdistan’da özgürlük hareketinin yayılmasının önünü kesmek amacıyla devlet içerisinde yapılanan JİTEM, 17 bin faili meçhul cinayete imzasını attı. Halk tarafından ‘kontra’ ve ‘cinayet şebekesi’ olarak bulunan devletin derin yapılanması, işledikleri cinayetleri ve insan kaçırma faaliyetinde kullandıkları ‘Toros’ marka araç ile tanınır hale gelmişlerdi. 1999 yılında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine PKK’nin tek taraflı ateşkes ilan edilmesiyle bir anda ortadan kaybolan bu yapılanma, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun söz etmesiyle tekrardan gündemde yerini almaya başladı. “İktidara gelmezsek tekrardan Toros arabaları buralarda gezecek” dediği sözlere her kesimden tepki gelirken, Toros aracından sağ kurtulan nadir kişilerden biri olan Halit Gündoğdu, AKP’nin sözü geçen ‘suç şebekelerinin üzerine gitmediğini ifade etti. Gündoğdu, başından geçenleri ANF’ye anlattı.

GÖÇ ETMEME RAĞMEN BEYAZ TOROS PEŞİMİ BIRAKMADI

Batman’ın Sason ilçesinde 1995 yılında Toros marka araç ile ilk kaçırılma anını anlatan Gündoğdu, 9 ay tutuklu kalmasına rağmen halen savcılığın haberi dahi olmadığını belirterek, “1992 yılında ilk gözaltı ile tanıştım. Toros marka araç ile 1995 yılında evden alındım. Ben iki kez Toros ile kaçırıldım. Toros aracı ile beni kaçırdıklarında ilk yaptıkları iş, gözümü bağlamak oldu. Daha sonra başıma silah dayayarak neresi olduğunu bilmediğim bir yere götürdüler. İlk gelip beni götüren sivil giyimli, sakal ve bıyıklı kişilerin, beni Sason’da bir karakola götürdüklerini fark ettim. Ailem savcılığa başvuruyor ama savcılık ‘böyle birisi gözaltına alınmadığını kendilerine iletiyor. Beni infaz etmek isteyenler olduğunu gözüm kapalıyken duydum. Ama üzerime atmak istedikleri suçları kabul etmem için mi söylüyorlardı, tam emin olamadım. Fakat işkencehanede teslim edildiğim şahıs ‘hayır biz onu size teslim edemeyiz, siz onu öldürürseniz sorumluluk üstüme kalır’ sözlerini duydum. Çünkü başımda dururken bu sözleri sarf ediyorlardı. Beni infaz etmek isteyenlere teslim etmeyen kişi bana dedi ki; ‘bak şimdi benim sayemde yaşıyorsun seni teslim etseydim bir saat sonra öldürmüşlerdi seni’ ben de duruma tepki gösterdim dedim ki; keşke beni teslim etseydin günlerdir bana yapmadığın işkence kalmadı, şimdi ölseydim benim için kurtuluş olurdu.

Daha sonra hakim karşısına bile çıkarılmadan kendimi bir anda Diyarbakır Kapalı Cezaevi’nde buldum. 9 ay cezaevinde kaldım. Ben çıktıktan sonra savcılık aileme bir zarf göndererek, ‘kayıp olan yakınınızın izine rastladınız mı?’ diye sordu. Tabi ben o zaman cezaevinden bile çıkmıştım” diye konuştu.  

‘BENİ İNFAZ ETMELERİNİ İSTEDİM’

Kendisini Toros marka araçla kaçıranların infaz etme korkusu nedeniyle tüm yakınlarıyla beraber Sason’dan Bismil’e göç etmek zorunda kaldıklarını da belirten Gündoğdu, ancak burada da izini kaybettirmediğini şu sözlerle ifade etti: “Daha sonra baskılara dayanamayıp Sason’un Tanzê köyünden tüm aile göç etmek zorunda kaldık. Bismil’in Cirêfê köyüne yerleştik. Ama JİTEM bizi burada da rahat bırakmadı. Tekrar evin kapısına bir gece vakti Toros marka araç dayadı ve ellerimi- gözlerimi bağlayarak götürdüler. O sırada bu kez beni infaz edecekler diye içimden büyük bir korku vardı. Gözlerim kapalıydı ve işkencenin yapıldığı yere götürüldüm. 34 gün boyunca elektrik akımı, ters askı, çıplak işkencelerden geçirildim. Bunu sadece bana yapmadıklarını da belirteyim. Gözaltında olduğum bir gün işkence saatinde ucuz kurtuldum. 15 dakika işkenceden sonra boğazıma bir tekme vuran işkenceci benim bayılmama neden oldu, ben gözümü açtığımda işkence saati sona ermişti. Daha sonra beni serbest bıraktılar” dedi.

‘İŞKENCECİLER BENİ İNSAN KILIĞINDAN ÇIKARTMIŞLARDI’

JİTEM’in 34 gün işkencesinden sonra tanınamaz halde olduğunu ve ailesinin dahi kendisini tanımakta zorluk çektiğini söyleyen Gündoğdu, yaşadığı trajik olayı şu sözlerle tarif etti: “Bismil’in dışında bulunan karakolda tutulduğumu serbest bırakıldığımda fark ettim. Beni Toros taksi ile aldıklarında zaten sakalım biraz uzamıştı ama serbest kaldığım an sakal ve saçım birbirine karışmıştı. Karakola yakın arazide hayvanlarını otlatan çocuklar kılık kıyafetimi görünce beni taşlamaya başladılar. Çocuklar etrafımda toplanıp ‘dino’ diye saldırdılar. Daha sonra Bismil merkeze vardığımda bir bakkaldan sigara almak istedim, o sırada bakkal sahibi bir müşteri ile ilgileniyordu ancak o da kılık kıyafetime bakarak beni dilenci sandı ve benim dükkandan çıkmam için biraz bozuk para masaya bıraktı. Ben de durumu fark edince ‘bana bir paket sigara verir misin’ dediğimde bakkal sahibi benim dilenci olmadığımı anladı ve ‘sen nereden geliyorsun’ dedi ve ben de durumu kendisine izah ettim. Daha sonra kardeşlerimin ve akrabalarımın sürekli gidip oturduğu kahvehaneye gittim. Kardeşim ve akrabalarım kahvehanede oturuyorlardı ama beni tanıyamadılar. Çünkü günlerce toz toprağın içinde süründürmüşler giysilerim yırtık ve çamur olmuştu. Sen son bir yakınım bana yanaştıktan sonra tanıyabildi. 34 gün boyunca nerede olduğumu hiç kimse bilmiyordu” dedi.

Toros’a binenler arasında belki en şanslı birkaç kişiden biriyim, şimdi hayatta kalmam bil mucizedir. Bunca zulüm ve işkence yapanlar kim bilir belki halen içimde geziyor ve bizimle aynı mekanlarda oturuyordur. AKP bunların üzerine bilinçli gitmedi, aksi takdirde bu kirli cinayet şebekesinin tüm kayıtları devlette mevcuttur. Şimdi de çıkmış ‘Toros’lar tekrar gezecek’ tehdidinde bulunuyorlar. Zaten silah ve lüks arabaları devreye koymuşlar şimdi konforlu araçlarla o işi yapanlar aramızda gezdiğini son 3 aydır tanıklığını yapıyoruz. Biz bunca işkence ve hakarete rağmen karşılıklı birbirimizi af etme talebini kabul etmiştik. Onların çok iyi olduğu ve gerçekten durumdan üzüntü duydukları için değil, sırf asker ve gerilla ölmesin diye biz buna hazırdık. Ama görüyoruz ki yaptıkları bunca zulümden pay çıkartmayıp bu zulmü tekrar sürdürmek istiyorlar” dedi.  

İnfaz etmek amacıyla Batman merkezde etrafı sarıldığı bir anısından da söz eden Gündoğdu, Hakikatlerin Araştırma Komisyonu kurulduğu takdirde daha geniş anlatacağını dile getirdi. Son olarak BDP’nin olağanüstü kongresine katılmak üzere Batman’dan Ankara’ya giderken özel aracı ile kaza yaparak vücudunun bir bölümü felç oldu. 20 yıl içerisinde birçok il, ilçe ve köylerden göç etmek zorunda bırakılan Gündoğdu, yaşadıkları tüm zorluklara rağmen tekrardan müzakere masasının kurulmasını istiyor.

...