AKP’nin aldığı yüzde 22 oya cevabı saldırmak oldu

HDP Amed Milletvekilleri Nursel Aydoğan ve Ziya Pir, seçimden hemen sonra meydana gelen bu uygulamanın AKP’nin savaş konseptindeki ısrarını gözler önüne serdiğini vurguladı.

AKP’nin tek parti iktidar olarak çıktığı seçimlerin hemen ardından, yüzde 22 oy aldığı Amed’de saldırdı. Bu saldırıları ANF’ye değerlendiren HDP Amed Milletvekilleri Nursel Aydoğan ve Ziya Pir, seçimden hemen sonra meydana gelen bu uygulamanın AKP’nin savaş konseptindeki ısrarını gözler önüne serdiğini vurguladı. HDP milletvekili olarak seçim öncesi yaptıkları tüm uyarılara rağmen Amed’de savaş konseptinin sona ermesi umuduyla AKP’ye oy veren bir kesimin büyük bir hüsranla karşı karşıya kaldığını altını çizen Aydoğan ve Pir, AKP’nin kendisine verilen yüzde 22 oya saldırarak cevap verdiğini kaydettiler.

MÜSLÜM TAYAR SIKIYÖNETİM İLAN EDİLMEDEN KATLEDİLDİ

Seçimlerden iktidar partisi olarak çıkan AKP’nin ilk işi Kürdistan’a saldırmak oldu. Hendek kapatma bahanesiyle Amed'in Silvan ilçesindeki Tekel, Mescit ve Konak mahallelerini 6. kez sokağa çıkma yasağı ilan edilirken, evine giden Müslüm Tayar (22) adlı bir genç katledildi. Konuştuğumuz Amed milletvekilleri Nursel Aydoğan ve Ziya Pir, Müslüm Tayar’ın, sokağa çıkma yasağı ilan edilmeden ve sokağa çıkma yasağı kapsamında olmayan Feridun mahallesinde evine dönerken polis tarafından katledildiğini aktardı.

AKP’nin seçimlerin hemen ardından Kürdistan’a saldırmasının kendileri için sürpriz olmadığını ifade eden Aydoğan, “Öz yönetimlere karşı zaten tavırların olduğunu biliyoruz. Bu yaklaşımlarında değişiklik olmayacağını tahmin ediyorduk. Zira hem başbakanın, hem cumhurbaşkanın hem de Yalçın Akdoğan’ın söylemleri, seçimden sonra bu saldırı politikalarında bir değişiklik olmayacağını gösteriyordu. Ancak seçime yaklaşıldığında kurnazlıkla, oy alabilmek için halkın öz yönetim talebini görmezlikten geldiler. Seçimden sonra da yaptıkları ilk iş mahallelere gidip müdahale etmek oldu” dedi.

Aydoğan, öz savunmanın ve öz yönetimin neden geliştirildiği, bu kararda yatan neden-sonuç ilişkisini, sokağa çıkma yasaklarıyla ve katliamlarla değil masaya oturup tartışılarak çözüleceğini söyledi.

HALK DİRENMEYE KARARLI

Amed’de AKP’nin yüzde 22 oy almasının nedenini arkasında de bu tartışma zeminin oluşmamasına bağlayan Aydoğan, 1 Kasım’da AKP’ye oy veren insanlara neden bu tercihi yaptıklarını sorduklarında, insanlardan, “Ortamın normalleşmesi ve savaş konseptinden sona ermesi için” cevabını aldıklarını aktardı. İnsanların bu beklentisinin, dün akşam Müslüm Tayar isimli gencin polisleri tarafından katledilmesiyle boşa çıktığını vurguladı. Bu uygulamanın AKP’nin halen şiddet politikasından, devlet teröründe ısrarcı olduğunun açık göstergesi olduğunu altını çizen Aydoğan, Kürt halkının bu savaş politikası karşısında direnmeye kararlı olduğunu kaydetti. Şu anda Silvan’ın dört bir yanının zırhlı araçlar ve özel harekatçılar tarafından sarıldığını belirten Aydoğan, baskı, sindirme politikasının dün olduğu gibi bugün de işe yaramayacağını vurguladı.

AKP’YE OY VERENLERİN HÜSRANI

Silvan’a gitmeyi ve Müslüm Tayar’ın cenazesine katılmaya hazırlanan Ziya Pir ise, AKP’nin seçimlerden sonra Kürdistan’a saldıracağının belli olduğunu ancak buna halkın inandıramadıklarını söyledi. Pir, “Bu yöndeki tüm uyarılarımıza rağmen, özellikle 7 Haziran’da HDP’den oy verip de 1 Kasım seçimlerinde AKP’ye oy veren insanların, ‘Oy verirsek, AKP bizi rahat bırakacak’ diyordu. Biz ise onlara savaşın daha şiddetleneceğini söylüyorduk. Şimdi bunun hüsranını yaşıyorlar” dedi. AKP aldığı yüzde 49 oyla kendi yaptıklarını meşrulaştırmaya çalıştığına dikkat çeken Pir, AKP’nin Amed’de yüzde 14’den yüzde 22’ye çıkmasının kendi siyasetlerine destek olarak gördüğünü söyledi. Dün akşam evine giderken Müslüm Tayar isimli gencin polis tarafından 5 kuşunla katledilmesinin ve sabah sokağa çıkma yasaklarının ilan edilmesinin AKP’nin savaş konseptindeki ısrarını bir kez daha gösterdiğini belirten Pir, “Bu kelle avcıları sivil insanların katletmeye devam edecek” diye konuştu.

HDP VE PKK’NİN OLMADIĞI MASADA ÇÖZÜM MÜMKÜN DEĞİL

Çözüm sürecinin ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Pir, AKP’nin çözüm sürecinde artık HDP ve PKK’yi muhatap almayacağını açıklamasının bir sürecinin olmayacağının da anlamına geldiğini vurguladı. “HDP, PKK olmadan neyi çözecekler?” diye soran Pir, HDP ve PKK’nin masada olmadığı bir çözüm sürecinin mümkün olmadığını da hatırlattı. Pir, “Masanın bir tarafında devlet vardır diğer tarafından Önderlik, PKK ile HDP var. Sen üç taraftan birini yok sayarsan deyi konuşacaksın o zaman? Ancak oturup çay içersin” diye konuştu.

KÜRT HALKI ARTIK UYANSIN

Ömer Çelik’in çözümü, kamu düzenine bağlamasının da değerlendiren Pir, bu söylemin AKP’nin düştükleri acizliğinin göstergesi olduğunu ifade etti. Çelik’in bu söylerinin arkasında “Biz bu sorunu şiddetle çözmeye çalıştık ama çözmedik” mesajının yattığını belirten Pir şunları söyledi: “Burada Çelik aslında HDP’ye bize yardımcı olun şeklindeki imdat çağrısıdır” diye konuştu. Pir son olarak, AKP’ye oy veren Kürt seçmenlerine şöyle seslendi: “TC zihniyeti demiştir ki Türkler ve Kürtler kardeştir. Ama bu cümlenin ikinci kısmını TC hiçbir zaman açıklamamıştır. Bu cümlenin ikinci kısmı, ‘Ben Türk büyük abiyim, sen Kürt küçük kardeşsin’ demiştir. Yani ‘Ben bir Türk olarak her zaman topyekun cezalandırma hakkına sahibim’ demiştir. Bu cümlenin özü bu. O nedenle Kürt halkı artık uyansın ve cümlenin ikinci kısmını kabul etmediğini ilan etsin.”