‘YPJ dünya kadınlarının mücadele mirası ve Önder Apo gerçeğinden beslenir’

Ehmed: YPJ tüm dünya kadınlarının yürüttüğü mücadeleyi ve kendisi için varlık yokluk gerekçesi saydığı Önder Apo gerçeğini kendisine tarihsel ve ideolojik referans almıştır.

YPJ’yi YPJ yapanın sadece DAİŞ’e karşı yürüttüğü mücadele olmadığını ifade eden YPG ve YPJ Genel Komutanlığı üyesi Newroz Ehmed, “YPJ tüm dünya kadınlarının yürüttüğü mücadeleyi ve kendisi için varlık yokluk gerekçesi saydığı Önder Apo gerçeğini kendisine tarihsel ve ideolojik referans almıştır. Dolayısıyla YPJ’nin tarihsel mirası da gelecek perspektifi de güçlüdür” dedi.

4 Nisan 2013 yılında kuruluşunu ilan eden YPJ yürüttüğü mücadeleyle bugün tüm dünya tarafından referans alınıyor. Bugün 4. kuruluş yıldönümünü kutlayan YPJ hangi koşullarda açığa çıktı, YPJ’yi dünyanın en vahşi örgütü DAİŞ karşında bile bu kadar güçlü kılan nedir? Bugün erkek egemenlikli sistem ve onun türevlerine karşı mücadele yürütmek isteyen tüm kadınlar bu gerçeğin arayışında.

YPJ’nin ortaya çıkış ve güçlenmesinde kendisine referans aldığı kaynaklar nelerdir?

Öncelikle 4 Nisan YPJ’nin kuruluş yıldönümünü başta tüm şehitlerimize, YPJ’nin tüm komuta ve savaşçılarına kutluyoruz. YPJ’nin 4. kuruluş yıl dönümü Ortadoğu kadınlarına kutlu olsun.

YPJ’nin kuruluşunun dayandığı çok güçlü tarihsel miraslar var. YPJ en önemli tarihsel dayanağını şimdiye kadar direnen feminist, sosyalist, demokrat kadınların mücadelesi ve kimlik mücadelesidir. Ayrıca şimdiye kadar savaşa belirli düzeyde katılan mücadele eden kadınların tecrübesinden faydalanarak ortaya çıkan bir YPJ gerçeği var.

Bir de Ortadoğu'da devrimci gelenekten gelen kadınların yarattığı bir kültür mirası var. En önemlisi de Ortadoğu'da kadınlarının özgürlük mücadelesi uğruna verdikleri bedeller var Bunlar hepsi YPJ'nin dayandığı tarihsel ve felsefi temellerdir. Ayrıca kendisi için referans aldığı kendisi için ideolojik, felsefik, siyasi çizgi olarak kabul ettiği Önder Apo’nun ideolojik gerçeği var. YPJ Önder Apo'yu kendisi için bir ideolojik perspektif ve ideolojik kurumlaşma olarak kabul ediyor. Yani YPJ’nin dayandığı esin kaynağını bir dünya kadınlarının şimdiye kadar yarattığı mücadele geleneği ve kendisi için varlık yokluk gerekçesi saydığı Önder Apo gerçeğinden alıyor.

Rojava'da Önderliğin yarattığı genel kültür direniş kültürü çok güçlü. 40 yılı aşkın bir süredir Kürdistan'ın dört parçasında verilen ve YJA-Star’ın öncülük ettiği askeri bir mücadele var. Bu YPJ’nin sadece esinlendiği bir durum değil, birebir beslendiği bir durumdur. YPJ’nin kuruluşu ve ilanı bu gerçeklere dayanıyor. Dolayısıyla YPJ’nin hem dayandığı tarihsel miras hem de geleceğinin perspektifi güçlüdür.

YPJ’nin bugün bu kadar güçlü olmasının nedeni sadece DAİŞ’le verdiği bir savaş, Ortadoğu ve Rojava’daki iç geriliğe, dış egemenliğe karşı verdiği bir mücadele değildir. YPJ’nin 4 yıl içerisinde bu kadar Ortadoğu ve dünyalılaşan bir savunma gücü haline gelmesinin nedeni perspektifinin diğeri de tarihsel mirasının güçlü olmasıdır.

Kürt kadında direniş zaten hayatın bir parçasıdır. Aile ve toplumda direnir, devlet kurumlarına ve erkeğe karşı direnir. Direniş kadında bir özelliktir. Bu özellik bütün Kürt kadınlarında olduğu gibi YPJ’de de var. YPJ’nin gücü ideolojik donanımı ve Önder Apo'nun yarattığı yaşam perspektifi ile ilgilidir. Özgürleştiren yaşam, özgürleştiren kadın ve özgürleştiren toplumla ilgilidir. Çünkü YPJ sadece inançlı bir güç değildir, birde eğitimli bir güçtür.

YPJ hangi koşullarda nasıl çıkış sağladı?

Son 10 yıldır Ortadoğu ciddi bir kaos ve kriz ortamından geçiyor. Herkes Ortadoğu’ya dayalı siyaset yapmak ve politika geliştirmek istiyor. Varlığını ve geleceğini Ortadoğu’nun krizi ve zayıflığı üzerine kurmak isteyen bir zihniyet var. Dolayısıyla DAİŞ bu zihniyetin bir ürünüdür. Sadece DAİŞ değil El Nusra, Ehrar u Şam gibi çete örgütlerinin dayandığı bir zihniyet ve ideolojik yapı var. Türkiye’ye, Katar’a, Suudi Arabistan’a dayanıyor. Yani dayandığı bir gerilik ortamı var.

DAİŞ’in bütün Ortadoğu’yu kasıp kavurmasıyla dayandığı ideolojik argüman neydi? İşte İslami bir devlet oluşturacaktı. Bahsettikleri Şam ve Irak devleti de Rojava Kürdistan’ın kendisidir. Merkezi orasıdır, Cizîr’dir. Eğer Kürtlerin direnişi olmasaydı DAİŞ sadece Rojava’yla sınırlı kalmayacaktı, bütün Ortadoğu’yu ele geçirecekti. Dolayısıyla YPJ ve YPG’nin varlığı Ortadoğu’nun güvenliği açısından önemlidir. DAİŞ ve DAİŞ gibi örgütlerin önünü aldı. YPJ çok zor koşullarda açığa çıktı. DAİŞ Rojava’nın yarısını ele geçirdi. Zaten herkes bekliyordu, hani Erdoğan “Kobanê düştü, düşecek” diyordu. DAİŞ her gün “Kürt kadınları helaldir. El koyabilirsiniz, kaçırabilirsiniz”, “Erkekler Allah için savaşıyor, kadınlarda onların cinsel ihtiyacını karşılamalıdır” şeklinde fetvalarla Kürt ve kadın düşmanlığını ortaya koyuyordu. Bu fetvalarla ve saldırılarıyla Ortadoğu’yu karanlığa boğmak ve korku imparatorluğu yaratarak başta kadın ve çocuklar olmak üzere herkesi ele geçirmek istiyordu. Dolayısıyla YPJ’nin açığa çıktığı ve kendini ilan ettiği koşullar ciddi bir mücadele süreciydi. Buna karşı duran YPJ ve YPG oldu.

Kürtlerin tarihsel bir direniş gerçeği var. Kürt kadınında ulusal kimlik ve kadın kimliği söz konusu olduğunda örgütlenmeye yatkındır. Başta YXK ve YPG’ye kadın katılımları güçlü oldu. Bir de Rojava kitlesi toplumsal gerçeğinden dolayı yurtseverdir ve geleneğe, kültürüne ve inancına bağlıdır. Dolayısıyla Kürt kadınında iş ulus ve yurtseverlik olunca gözünü kırpmadan feda eden bir duruş var. Bu sadece Rojava’da başlamamıştır 1938’lerde Zarifeler, Beseler direniş sembolüdür. Bunlar kadınlar olarak ulusal mücadelelere öncülük etmişler. Kürdistan ve Kürt toplumunda kadın son derece bağımsız mücadele vermiştir. Kürt kadını erkekle sırt sırta mücadele vermiştir, onun arkasında ya da gölgesinde bir mücadele vermemiştir.

Neden sadece YPG olarak kalmak yerine toplum içerisinde askeri bir kadın gücü örgütlemeye ihtiyaç duydunuz?

Bir süre sonra özgün örgütlenme ihtiyacı görüldü. Bu biz kadınlar için bir gerçektir, tek tek de mücadele edebiliriz. Ama örgütlü olursak bir duruş, ruh, yaşam oluşturabiliriz. Dolayısıyla bütün bu ihtiyaçlardan kaynaklı YPJ hızla bir örgütlenmeye gitti. 2013 yılında birinci konferansını Derik’te yaptı. Önemli bir delege yapısı katıldı ve ciddi tartışmalar oldu. YPJ kendisini iki biçimde örgütlendirdi. Birinci olarak kendi özgün örgütlülüğünü oluşturdu, bir de YPG içerisinde kendi örgütlülüğünü oluşturdu. YPJ’nin mücadele duruşu sadece özgün için değildir. Biz bunu gelişen süreç içerisinde anladık ki YPG’nin demokratik olması, savaş kurallarına göre hareket etmesi, gerçekten sivillere karşı gösterdiği duyarlılık, mücadele ruhunun gelişmesinde YPJ’nin rolü çok önemlidir. Sadece kadın savunma örgütü olmamıştır, ordunun demokratikleştirilmesi, ahlaki ölçülerin yükseltilmesinde, halkın maddi ve manevi değerlerinin korunmasında YPJ’nin ayrıca bir rolü vardır.

Tabi ki bunlar çok kolay olmadı. Ortadoğu’da yaşıyoruz. Ayrıca egemen devletlerin Ortadoğu’yu kendisi için bir savaş arenası olarak ele alma durumu vardır. DAİŞ’in kadınları savaş ganimeti olarak gördüğü ve bunu fetvalarıyla ilan ettiği bir süreçte YPJ buna karşı durdu. YPJ’nin ortaya çıktığı koşullar oldukça zordu. Fakat bu zorluğu yenen demokratik zihniyet yapısı, mücadele iddiası ve geri-geleneksel toplumla hesaplaşmasıydı. Yani YPJ tarihsel direniş ruhuyla buluşarak inkarcı zihniyetle hesaplaştı. YPJ bunu önemli oranda başardı ve bunun uğruna yüzlerce kahraman militan ve komutanlarını feda etti. Bugün bu kadar Ortadoğululaşıyor ve dünyalılaşıyorsa bu verdiği bedelle ilgilidir.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın da çözümlemelerinde kadın kimliğinin sınıflı toplum sistemi içerisinde yaşadığı krizlere değiniliyor. PKK’li kadınların bile bu krizli kimliği özgürleştirmek için kendileriyle güçlü mücadele yürüttükleri ifade ediliyor? YPJ toplum içerisinde geliştirilmiş bir kadın ordulaşması kadın kimliğinin yaşadığı krizler YPJ içerisinde çözümleniyor?

Devrimci örgütlerin inançla ve bilinçle yaptıkları her şeyi başarma şansları çok yüksektir. YJA Star kendini dört parçada örgütlemiş ele avuca sığmayan bir güçtür. Toplumsallaşan, tarihselleşen binlerce kahramanları var. Bu bizim için elbette referans aldığımız kahramanlıklardır. Mesela Gülnaz Karataş’ın 92 yılında ihanetçiliğe teslim olmamak için kendini uçurumdan atması bizim içinde bir örnektir. Bir Zeynep Kınacı’nın faşizmin beyninde kendini patlatması, soykırıma karşı gösterdiği direniş tarihte örnektir ve fedailiğin ruhudur. Sema Yüce’nin 1997’de zindanlardaki hayvanlaştırma, kimliksizleştirme ve köksüzleştirmeye karşı bedenini ateşe vererek korkunç bir direniş göstermesi durumu vardır. Şimdi bunları kendine referans almayan hiçbir örgütün başarma şansı yoktur.

YPJ’nin oluşumunda YJA Star’ın rolü çok belirleyicidir. Direniş kültürü, bilinç ve örgütlülük düzeyi olarak bu böyledir. YJA Star YPJ kadar toplum içinde değildir. Daha çok dağ kökenlidir. Ama ciddi bir toplumsal direniş yaratmıştır. Ama esasta YJA Star’ın toplumsallaşması YPJ’nin şahsında yaşanmıştır. Yani çizgi, yaşam ve direniş kültürü açısından.

YJA Star’ın eğitim, algı ve profesyonelleşme ve nitelik düzeyi daha yüksektir. Evet YPJ bu noktada YJA Star’dan daha dezavantajlıdır. Çünkü YPJ toplumun içinde açığa çıkan ve örgütlenen bir güçtür. Dolayısıyla YPJ de toplumun bütün sorunları günü birlik yaşanır. YPJ’ye katılan binlerce kadın var ve bunların her birinin bir film ve roman konusu olacak kadar yaşadıkları vardır. Bir de Arap toplumuyla yaşayan bir Rojava gerçeği vardır. Rojava’da Arap toplumunda olduğu gibi küçük yaşta evlendirilme, kimliksizleştirilme ve kendine ait olmama bir sorundur. Aileciliğin bu kadar katı olması, devletin bu kadar baskıcı olması bir sorundur ve bunlar hepsi kendini egemen erkek ve geleneksel kadın üzerinden kurumlaştırmıştır. Bunlar ciddi birer sorundur.

Bunların yansıması da kişilik sorunları olarak ortaya çıkıyor. Eğitim düzeyinin düşük olması, ailesel sorunların fazla olması, birçoğunun küçük yaşta gelip bize katılması durumu var. Şimdi YPJ içinde epey küçük yaşta arkadaş var. Bunların ayrı bir eğitimi ve özgün bir ortamı var. Savaşa girmiyorlar. Onları resmen bir anne gibi büyütüyoruz. 15 yaşında evlendirmek istemişler kaçmış bize gelmiş. Ailesinden, devletten şiddet görmüş kaçmış bize gelmiş. Bunların hiç birisi savaşta değildir. Çünkü bizim savaş kurallarımız ve prosedürümüz var. 18 yaşına girmeyen silah altına girmiyor. Bunlar için onlarca akademi, özel okul ve alanlarımız vardır. Ayrıca bu okul ve akademilerimizin eğitim programları da başkadır. Diyelim ki savaş ve silah eğitiminden çok genel kültürü, bilinç düzeyini geliştirmek, kendine ait olmak, kendi farkına varmak, bir kadın olarak kendini bulmak bunlar bizim için çok ciddi ve stratejik bir çalışmadır. Ayrıca YPJ içerisinde çok özel ilgilendiğimiz bir alandır.

Genel YPJ yapısının egemenlikli sistem etkilerinden dolayı yaşadıkları sorunları aşmak ve özgürlükçü bir kişilik ve duruş geliştirmek için en temel silahımız eğitimlerimizdir. Bu konuda birçok alanda eğitim veren onlarca akademimiz var.

YPJ ve YPG, Rojava toplumunu nasıl etkiledi?

Toplumumuz aslında YPJ’yi çok erken kucakladı, sahiplendi ve kendine ait gördü. Mesela YPJ bu anlamda ciddi bir toplumsal değişim dönüşüm ve ciddi bir müdahale, ölçüleri yükseltme ve erkek egemen sistemden intikam alma gücüdür. Ben o yüzden başta da söyledim, sadece DAİŞ’le değil tüm geriliklere karşı savaşıyoruz. YPJ’nin bulunduğu her alan, özgürlüğe adım atılan alanlardır. İradeleştiren, bilinç ve kimlik kazandıran bir güçtür YPJ. Bu kadar erken toplumsallaşmanın nedeni de budur. YPJ toplumsal bir örgüttür. Bu yarattığı direnişle ve verdiği bedellerle ilgili bir durumdur.

Dolayısıyla Rojava’da bu anlamda ciddi bir toplumsallaşma düzeyi YPJ açısından açığa çıkmıştır. Rojava devrimi de bu düzeye gelmişse bunda YPJ’nin rolü belirleyicidir. Aynı şey YPG için de geçerlidir. Eğer YPG DAİŞ ve DAİŞ gibi bütün çete örgütlerini yenen ciddi bir güç haline gelmişse bunda YPJ’nin rolü stratejik ve çok belirleyicidir. Hem direniş kültürü hem de savaşa öncülük etme, özellikle direniş kültürü geliştirme konusunda, bir de YPG’nin demokratikleştirilmesine dönük ciddi rol oynayan ciddi bir güçtür.

YPJ bugüne kadar hangi aşamalardan geçti? YPJ’yi YPJ yapan direnişler nelerdi?

Şimdi öncelikle bu dört yıllık süreç ve öncesi de vardır. YPJ’nin mücadelesinin yüzde 90’ı savaşla geçmiştir. Savaş içerisinde pişmiş deneyim kazanmış, taktik üstünlük yakalamış ve özellikle şehir gerillacılığında profesyonelleşmeyi yakalamıştır. Bu savaşlar YPJ için bir deneyim ve birikim olmuştur.

Evet çok ağır hamleler yaşadık. Mesela bizim için bir Til Hemis hamlesi çok ağır bir hamledir. Serêkaniyê, Şeddadê hamlesi yine öyledir. YPJ’nin birçok komuta ve savaşçı yapısının şehit olduğu hamledir. Yine Minbic Hamlesi çok önemli bir hamledir. YPJ bu hamleye de çok aktif katılmıştır. Böyle ciddi hamlelere katılmıştır. Sadece savaşa katılmamıştır, savaşı yönetmiştir. Kadının savaşa katılma sorunu yoktur, ama savaşı yönetme sorunu vardır. Dolayısıyla YPJ savaşıyla bunu aşmıştır.

Bizim için bizi dünyaya tanıtan ve kendi gücümüzü gösteren 2 dönüm noktası var. Kobanê direnişi dünyaya mal olan bir direniş kalesidir. Bu YPJ için de böyledir. YPJ içerisinde aynı mevzide DAİŞ’le savaşan 4 parça Kürdistan’dan kadınlar olmuştur.

Arin Mirkan Afrinli bir arkadaştır ve Kobanê savaşında kahramanlık destanı yazmıştır. Gulan Batman Kuzeyli bir arkadaştır ve savaşı yöneten komutandır. Kobanê savaşında şehit düşmüştür. Jiyan arkadaş Rojhilatlıdır, Kobanê savaşında şehit düşmüştür. Yine Destina Başur arkadaş Kobanê savaşında şehit düşmüştür. Kobanê sadece Rojava’nın direniş kalesi değildir. Kürdistan’ın 4 parçasından kadınların öncülüğünde geliştirilen bir direniş sembolü ve kalesidir. Kobanê zaferi böyledir. Dış destekler tabi önemlidir. Kobanê direnişinin dünyaya mal olması bizim için önemlidir ama Kobanê direnişi YPG ve YPJ’ye kimlik kazandıran bir alandır.

Bizi en çok öfkelendiren KDP’nin Şengal’deki Êzîdî kadınlara ve halka ihanetidir. YPJ için aslında bu unutulmaz bir durumdur. Ferman sürecinde Şengal’deki kadınları kurtarmak için koridor açıldı. Bu koridorda onlarca arkadaşlarımız şehit düştü ama yüz binlerce Êzîdî insanının kurtardılar. Fakat yaşanan acı büyüktü. Birazda YPJ’yi biraz iddia sahibi kılan, intikam alan bir güç hale gelmesini sağlayan Şengal’de yaşanan ihanet ve katliamdır. Şengal trajedisi ihanetçi Kürdün ayıbıdır. Eğer KDP peşmergeleri orada sadece 2 saat direnseler binlerce Êzîdî kadını DAİŞ’in eline esir düşmezdi. Bu bizde çok büyük öfke yarattı.

Şengal’de yaşanan durum Kobanê direnişini de etkilemiştir. Kobanê’de YPJ Şengal’in intikamı olarak da hırsla direnmiştir. Şimdi de KDP’nin Şengal saldırıları karşısında yapımız çok öfkeleniyor. KDP 3 Mart’ta saldırdıktan sonra YPJ içinde binlerce kadın Şengal’e gitme önerisi yaptı. Bu konuda komuta olarak yapı karşısında çok zorlandık. Bu sadece Kürt olduğu için değildi. İnsan ve kadın olduğu içindi. Hiçbir Kürt kadını ikinci bir Şengal trajedisini kaldıramaz, kimsenin de bu konuda duyarsız kalması ve görevini yapmaması beklenemez. Kimse diyemez “Şengal’de saldırı oldu, kimse müdahadele etmesin” Evet yani Şengal’in kendi özerk yönetimi vardır. Şengal’in sahipleri vardır, Şengal’i savunanlar vardır. Şengal için arabaları kiralayan, dağları geçip gelen militanlar var. Ama hiç kimse “direnmeyin, müdahale etmeyin.” diyemez. Kadın olarak duygusal ve düşensel olarak en çok zorlandığımız durum Şengal katliamıydı ve bunu mücadele gerekçesi yaptık.

Kobanê ve Şengal’in durumu yeri çok ayrı. Kobanê’de ihanet yoktu, Kobanê halkı ve savaşçılar direndi. Bugün KDP basını Şengal ve Kobanê’yi kıyaslıyor. Ama hiçbir şekilde Şengal’de yaşanan durumla, Kobanê’de yaşanan durumu kıyaslayamazlar. Birbirinden çok farklıdır. Şengal’de milliyetçi ve inkarcı Kürdün ihaneti vardır. Bu durum YPJ gücünü de çok etkiledi ve direnişini de kamçıladı. Biz her şeyden önce insanız ve duygularımız var. Daha önce de belirttim KDP’nin 3 Mart’ta başlayan Şengal’e saldırısı sürecinde yönetimimiz sağduyulu yaklaşmasaydı binlerce savaşçımız kendi başına vurup Şengal’e gidecekti. Şengal’de yaşanan trajedi YPJ güçlerini hem çok üzdü hem de direnişi geliştirme, örgütünü ve savaş taktiğini geliştirme noktasında tetikledi. YPJ için derslerle dolu bir süreç oldu ve daha çok kendisini donattı. Ciddi bir bilinç yarattı.