Moskova’daki Kürt Kadın Delegasyonu'ndan toplantı

2. Kürt Kadın Konferansı'na katılmak üzere Moskova’da bulunan Kürt Kadın Delegasyonu basın toplantısı düzenleyerek, Türk devletine karşı ortak tavır alma çağrısında bulundu.

2. Kürt Kadın Konferansına katılmak üzere Rusya Federasyonu'nun başkenti Moskova’da bulunan Kuzey Kürdistan'dan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, Rojava’dan Kongra Star Yönetim Üyesi Ruken Ahmet, Güney Kürdistan’dan YNK Parlamenteri Talar Muhammed, Goran Hareketi'nden Parwa Ali Hama ve Şengal Kadın Hareketi (TAJÊ) Yönetim Üyesi Zuxra Xelaf, bugün Ria Novosti haber merkezinde ortak basın toplantısı düzenledi.

AHMET: KÜRTLERİ HAFİFE ALMASINLAR!

Çok sayıda basın mensubunun takip ettiği toplantıda şu açıklamalar yapıldı:

Kongra Star Yönetim Üyesi Ruken Ahmet:

"Türk devleti son günlere Rojava’ya dönük saldırılarını sıklaştırdı. Türk devleti bu saldırılarıyla Kürtlerin statü sahibi olmasını istemediği gibi aynı zamanda DAİŞ’e nefes aldırmak istiyor. Türk devletinin DAİŞ ile ilişkilerini herkes biliyor. Ama uluslararası güçler buna karşı ciddi bir tavır içinde olamıyorlar.

Kürtlerin Suriye’yi parçalamak gibi bir düşünceleri yok. Tüm halkların eşit bir şekilde kendi kendini yönetebilmesini ve kendi değerlerini savunmak istiyor.

Bugün Irak’tan ve Suriye’nin farklı yerlerinden göç eden binlerce insan Rojava bölgesine sığınmış bulunmaktadır. Kürtler bunlara da sahip çıkarak onların güvenliğini koruyor.

Eğer Rojava’ya bir saldırı olursa Kürtler misliyle cevap verebilecek güçtedir. Kimse Kürtlerin gücünü küçümsememeli ve Kürtleri hafife almamalıdır.’’

XELAF: KÜRTLER SESSİZ KALMAYACAK

Şengal Kadın Hareketi (TAJÊ) Yönetim Üyesi Zuxra Xelaf:

‘‘Êzidîler tarih boyunca çok acı geçmiş bir halktır. Son olarak DAİŞ’in saldırısıyla birlikte sayıları binleri aşan kadın ve çocuğumuz katledildi. Son olarak Türk devleti KDP eliyle Şengal’e saldırdı. Daha sonra üç gün önce 25 Nisan’da Türk savaş uçakları Şengal’i bombaladı. Şengal’de DAİŞ yok. Sivil halk var ve onları koruyan kendi çocuklarından oluşan YBŞ ve YJŞ savaşçıları var. Türk devleti ne amaçla Şangal’i vurduğunu uluslararası güçlere anlatmalıdır. Tabii uluslararası güçler de AKP hükümetinin neden Şengal’e saldırdığını araştırmalı ve AKP hükümetini yargılamalıdır. Türk devletinin Şengal ve Rojava’ya saldırısı terörist saldırısıdır, Kürtler buna karşı sessiz kalmayacaktır.

Erdoğan Kürt halkının temel değerleri olan Êzidîlere saldırarak Kürtlerin kutsal değerlerine saldırıyor. Bu hiçbir savaş kanununda yok. Bunu DAİŞ yapıyordu, şimdi Türk devleti yapıyor. Türk devleti bu yaptıklarıyla DAİŞ ile arasında bir farkın olmadığını gösterdi.

'BİZE PKK SAHİP ÇIKTI'

Êzidîler Şengal’in özerk bir bölge olarak tanınmasını istiyor. Eğer Şengal Özerk olarak tanınırsa o zaman Êzidîler kendilerini ve inançlarını güvenceye alabilir. Artık Êzidîler başkaları tarafından yönetilmek istiyor. KDP hâlâ eskisi gibi Êzidîleri yönetmek itiyor. Êzidîler artık ona ihanet edenler tarafından yönetilmek istemiyor. KDP ve Türk devleti Şengal’e saldırıyı PKK’nin varlığına bağlıyor. 2014 yılında Şengal’de PKK yoktu, DAİŞ saldırdığında KDP bizi yalnız bıraktı. Zor günümüzde bize sahip çıkan PKK oldu.’’

HAMA: TÜRK DEVLETİ KÜRTLERİ RAHAT BIRAKSIN!

Goran Hareketi'nden Parwa Ali Hama:

‘‘Kürt halkının ben büyük talihsizliği ülkelerinin dört farklı devlet tarafından parçalanmış olmasıdır. Kürdistan'da mücadele eden tüm partiler bu her dört devletle birden savaşmak zorunda kalıyor. Belki hepsiyle askeri olarak değil, siyasi ve toplumsal olarak da bir mücadele içindeler. Bu da Kürtlerin işini zorlaştırıyor. İnançlı ve özgürlüğü mücadele eden Kürtler er ya da geç başarıyı elde edecekler. Güney Kürdistan’dan sonra Rojava’da Kürtler büyük bir başarı elde etti. Biz Goran Hareketi olarak Rojava’daki bu kazanımların Kürtler için çok önemli olduğu ve tüm Kürtlerin bunu sahiplenmesi gerektiği konusunda bir siyaset içinde olduk.

Türk devletinin Şengal ve Rojava’ya saldırmasını kesinlikle kabul etmiyor ve kınıyoruz. Biz Goran Hareketi olarak daha önce Türk devletinin Güney Kürdistan topraklarında hava saldırısı düzenlememesi için Kürdsitan Parlamentosunda girişimlerde bulunduk. Yine Türk devletinin Güney Kürdistan’da bulunan askeri üslerinin kapatılması için çalışmalarımız var. Artık Türk devleti Kürtler rahat bırakmalı ve Kürtlerin isteklerine kulak vermelidir. Zorbalık ve şiddete sorunlar çözülmez.’’

MUHAMMED: TÜRK DEVLETİNE KARŞI ORTAK TAVIR ALALIM

YNK Parlamenteri Talar Muhammed:

‘‘Kürtlerin birlik olması gerek. Kürt halkına yapılan her saldırı karşısında tavrımızın net olması gerek. Bunun için Türk devletinin Şengal ve Rojava’ya dönük geliştirdiği saldırıları kınamakla yetinmemek, onların bir daha tekrarlanmaması için gerekli yerlerde girişimlerde bulunmamız gerek. Irak hükümeti ve uluslararası alanda Türk devletinin Irak hava sahasını bir daha ihlal etmemesi için gerekli kararların çıkması gerek. Kürtlere karşı bu kadar saldırgan bir tavır içinde olan Türk devletine karşı tüm Kürt partiler tavır almalıdır.’’

BAŞARAN: BOYUN EĞMEDİK, EĞMEYECEĞİZ

HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran:

"Sayın Abdullah Öcalan’ın girişimiyle çözüm süreci belli bir mesafe kaydetmişti. AKP hükümeti çözüm sürecinin onun iktidarını zayıflattığını öne sürerek süreci bitirdiği gibi Kürt bölgelerine saldırmaya başladı. Parti genel başkanlarımızı ve milletvekillerimiz ile birlikte çok sayıda belediye başkanını cezaevine koydular. Daha sonra Kürt kentlerine karşı saldırıya geçtiler. AKP MHP ittifakıyla Kürtleri katliamdan geçirdi. Kürtler hiçbir zaman Türk devletine boyun eğmedi. Türk devletinin saldırısına karşı Kürtler büyük bir direniş içinde oldular. İnsanlarımız katledildi. Bodrumlarda canlı canlı yakıldılar. İnsanlarımızın cesetleri buzdolaplarında ve sokak ortasında günlerce kaldı. AKP’nin bu katliamlarına karşı uluslararası güçler sessiz kaldı. Artık herkesin AKP ve Türk devletinin Kürtlere karşı uyguladığı bu şiddete dur demesi gerek.

AKP başından beri DAİŞ ile bir ilişki içindedir. AKP Gaziantep Belediye Başkanı her ay düzenli olarak DAİŞ ile görüşmüş, bunun belgeleri var. Bu da AKP’nin, Türk devletinin DAİŞ ile ilişkilerini gözler önüne seriyor. Türk devletinin, Şengal ve Rojava’ya karşı gerçekleştirdiği hava saldırısı ile DAİŞ’e bir nefes aldırmak istediğini herkes biliyor. DAİŞ’e karşı oluşturulan koalisyonun içinde Rusya da var. Rusya’nın Türkiye’nin bu kirli politikalarına dur demesi gerek.’’

Konuşmaların ardından kadın delegasyonu basın mensuplarının sorularını yanıtladı.