Moskova’da Kürt Kadın Konferansı

Moskova’da Rusya Kürt Kadın Hareketi öncülüğündeki konferans başladı.

Rusya Federasyonu'nun başkenti Moskova’da Rusya Kürt Kadın Hareketi öncülüğünde Kürt Kadın Konferansı başladı. Üçüncü Ulusal Kürt Kadın Konferansı hazırlık çalışmaları kapsamında yapılan konferans, Riverdale Çalışma Merkezi salonunda Krasnodar, Saratov, Tambov, Nijni-Novgorod, Yaroslavl Adıgey Özerk Cumhuriyeti ve çevre ilçelerden gelen delegelerin katılımıyla başladı. Konferansa farklı haklardan da kadınlar katılırken, aydın ve kadın aktivistler de hazır bulundu. Kadınların yerel kıyafetler giydiği konferansın ilk bölümü başladı.

TORHILDAN: İHANET KAYBETTİRDİ, PKK KAZANDIRDI

İlk konuşmayı yapan Rusya Kürt Hareketi Koordinasyon Üyesi Çinar Tolhıldan, şunları söyledi:

‘‘Çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Böyle bir süreçte böyle bir çalışma yapmak önemli. Başta Önderliğimizi selamlıyoruz. Özgürlüğün mimarı önderliğimizi selamlıyoruz. Mücadele eden tüm şehit yoldaşlarımızı anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz. Delal arkadaş şahsında. Yine buradaki kadınlar adına Maxmur’daki saldırıyı kınıyoruz. Kimse bu saldırılarla bizi geriye çekemez. Bu saldırı Türk devleti tarafından ve AKP tarafından yapıldı. Mülteci kampına böyle saldırı görülmemiştir. İlk defa böyle bir saldırı söz konusu olmuştur. Maxmur kampı Irak hükûmetinin denetiminde olan bir mülteci kampıdır. Bu bir hava saldırısıdır. Patlama değildir. İzin dahilinde olmuştur. Bunun için Kürt halkı Irak hükûmetinden bir açıklama bekliyor. Yine burası BM denetimindedir. Onun çatısı altında bir kamptır. BM’nin de uluslararası alanda tavrını ortaya koyması gerekir. Konferansımız adına bu her iki güç açıklama yapmalıdır. Onların da bu saldırı da parmağı vardır. Onlar karşısında mücadelemiz devam edecektir. Mahmur halkını tekrardan selamlıyoruz. Bu konferansı da burada şehit düşen yoldaşlarımıza adıyoruz.

Bu toplantımız 3 kadın kongresi için bir hazırlıktır. Güney'de bu süreçte ihanetçi çizgi çok açık bir şekilde açığa çıktı. Direniş ihaneti geriletiyor. Özgürlük çizgisi bu süreçte büyük kazanımları oldu. PKK öncülüğünde Kürt halkı çok güçlü mevziler kazandı. Bu bir özgürlük çizgisidir. Güney'de ihanetçi çizgi bu süreçte Kürtlere çok kaybettirdi. Kendi gücüyle hareket etmedi. Kendini hep dış güçlere dayandırdı. Bundan kaynaklı Kürtlerin Güney'deki kazanımları elden gitti. Referandumla bu kazanımları daha fazla geriletti. Kerkük’te de yaşananlar Kürtleri etkiledi. Amed nasıl Kürtlerin kalbiyse, Kerkük de öyledir. Bu durum Kürtleri derinden etkiledi. Güneyli güçler kendi aralarında birlik olmuş olsaydılar böyle bir sonuç ortaya çıkmazdı. Parçalı bir hal böyle bir durumu açığa çıkardı.

Oysa Reqa'da YPJ öncülüğünde büyük bir başarı kazanıldı. Burası kadınların satıldığı bir yerdi. Burada özgürlük elde edildi. Kerkük’teki durum bu başarıyı gölgelemek içindi. Eğer Kürtler birlik olmazsa Kürdistan özgürleşmez, bağımsızlığını kazanamaz. Birlik dışındaki her şey hayaldir. Güney'deki son durum bir kez daha ulusal birlik tartışmalarını açığa çıkardı. Eğer Kürtler birleşmezse Kürtler üzerindeki tehlike devam edecektir. Var olan güçler Kürtlerin ulusal birliğine cevap olamaz. Önderlikle Kürtler özgürleşir. Bu paradigmayla her şey kazanılır. PKK bu birliğin öncü gücüdür. Kadınlar ulusal birlik için her alanda öncülük etmelidir. Erkeğin zihniyetiyle yürütülen siyaset bitmiştir, erkeğin siyaseti savaş, çözümsüzlük getirir. Erkeğin siyaseti Güney'de kaybetmiştir. PKK çizgisi kadın çizgisidir.

Kadınların mücadelesi Kobanê’de zirveleşti. Özgürlük mücadelesi yürüten Kürt kadınları dünyadaki tüm kadınlara ilham oldu. Bu durum bize ağır sorumluluklar veriyor. Kadın dışında hiçbir güç bu birliği sağlayamaz. Siyaseti kadınlar değiştirir. Verili siyaset ancak böyle değişir. Toplumun en dinamik gücü kadınlardır. Kadınlar her zaman mücadelemiz içinde en öncü en dinamik güç olmuşlardır.

Ortadoğu’da yeni bir dizayn var. Savaşın yürütüldüğü yer Kürdistan’dır. Bu yeniden yapılanma sürecinde Kürtler örgütlü olursa kazanacaktır. Bu da PKK çizgisiyle olur. Artık başarı dışında şansımız yok.

Tüm bu olguların mimarı Önderlik üzerine çok ağır bir tecrit yürütülüyor. Bu tecridi sadece Türkler yürütmüyor. Tüm hegemon güçlerin bu tecridi uyguluyor. Önderliğin düşünceleri yayılmasın diye böylesi bir tecrit yürütülüyor.

Rojava’da yürütülen demokratik ulus çizgisi başarı elde etmiştir. Halkların bir arada yaşama paradigması Ortadoğu’nun zaferidir. Bugün Kürt ve Arap kadınları birlikte savaşıyor. Birlikte mücadele ediyor. Reqa'da, Minbic’de bu ruh kazandı. Kürt kadınların öncülüğünde bu çizgi garantiledi. Bunların yaratıcısı Önder Apo’dur. Onun için Kürt kadını bu çizgiye sahip çıkmalı, görevlerini yerine getirmelidir. Kürtleri ulusal birliğine kadınlar öncülük etmelidir. Onun için güçlü kararlaşmalar olmalıdır.

Bu konferansa Önderlik tecridi için cevap olmalıdır. Bu tecridi kadınlar kırmalıdır. Önderliksiz ne Kürdistan, ne de Kürt kadınlar özgürleşemez. Mücadelemiz kesinlikle buna hizmet etmelidir.’’

ARAM: KÜRDİSTAN SORUNU ÇÖZÜLMEDEN...

Rusya Kürt Kadın Hareketi Başkanı Culyeta Aram da şu değerlendirmeleri yaptı:

‘‘Konferansımızı tüm kadınlara ve özellikle de Rusya kadınlarına kutluyorum. Bu konferansımızın önemi büyüktür. 3. Kürt Ulusal Kadın Konferansına hazırlık temelindedir. Rusya beşinci parça olarak adlandırılıyor ve biz de güçlü bir şekilde önümüzdeki konferansa hazırlanıyoruz. Global sorunlarımız da var. Bütün bu sorunlarımızı dile getirmeliyiz. Ve 3. Konferansta da Rusya’daki Kürt kadınlarının sözcüsü olmalıyız. Birincil gündemimiz, Önder Apo’nun durumu, Kürdistan’da yaşanan ulusal birlik olamama ve Şengal’dir. Kürdistan sorunu global bir sorundur aynı zamanda. Kürdistan’ı dört parçaya bölen Lozan Antlaşması bizi her açıdan parçaladı, asimile etti ve inkâra tabi tutu. Özgürlük mücadelesi ve Önder Apo'nun kırk yıllık mücadelesi sonucu büyük kazanımlar ve uyanma, tarihi bilinç edinmemizi sağladı. Kürdistan’da sorun çözülmedikçe Ortadoğu’da sorun çözülemez. En temel sorunsallığın kaynağı, şimdi Önderliğimizin tecrit koşullarında esaret altında tutulmasıdır. Bununla paralel, kadın ve halka karşı uyguladığı saldırı, baskı, zulüm yasak ve tutuklamalarda bu faşist devletin politikaları sonucudur.

Diğer bir nokta, Şengal’in durumudur. Güney Kürdistan’da yerel hükûmet KDP, Şengal halkını ölüm ve DAİŞ zulmüyle yüz yüze bıraktı. Ama PKK gerillaları ve mücadelesi bu noktada Şengal halkına sahip çıktı ve günümüzde kendi kendisini savunabileceği bir güç ve toplumsal örgütlenmesini öz iradesi ile yarattı. Şengal’de de Êzidî kadınları öncülüğünde bir mücadele verilmektedir. DAİŞ’e karşı da zaferi yükselten Kürt Êzidî kadın kadın savaşçıları öncülüğündeki birlik oldu.

'SAYIN ÖCALAN'IN ÇÖZÜMÜ HAYALLERİMİZİ GERÇEKLEŞTİRECEK'

Günümüzde var olan tüm sorunların çözümü ulusal birlikten geçer. Her alanda sorunlarımız var. Ama sorunlarımızın çözümünde şimdi, Rojava’da yaratılmakta olan sistem bu sorunların çözümü olmaktadır. Sayın Abdullah Öcalan’ın ortaya koyduğu ideoloji günümüzde atalarımızın hayallerini gerçekleştirecektir. Biz ne kadar uzakta Rusya’da da yaşıyor olsak Kürdistan bizim ülkemizdir. Biz de sorumluyuz ve kendimizi de eleştirmeli ve öz eleştirimizi vermeliyiz. Biz Rusya’da yaşayan Kürtler olarak neler yapabiliriz. Bunu tartışmalıyız.’’

İSOYAN: KADINLAR KADER BELİRLEYİCİ

Rusya Kürt Kadın Hareketi Yönetim Üyesi Xatuna İsoyan'ın konferanstaki konuşması ise şöyle:

‘‘Ulusal birlik çalışmaları bizim için çok önemlidir. Şimdi burada yürüttüğümüz çalışma üçüncü Kürt ulusal kadın konferansı için önemli bir adım oluyor. Her alan kendi alanında sorunlarını tartışıyor, önemli sonuçlar çıkarıyor ve genel çalışmaya katılıyor. Bu dönem geçmişe göre çok stratejik bir dönemdir. Ortadoğu yeniden dizayn ediliyor. Günümüzde Suriye, Kerkük şimdi Kudüs’ün gündemleştirilmesi bu amaçla yürütülen egemen savaşımın sonucudur. Daha önce Kasrı Şirin’de Kürtler kaybettiyse eğer Kürtler kendi içlerinde ulusal birliklerini geliştiremezlerse yeniden yenilirler. Daha önce Kürtlerini kaybetmesinin nedeni buydu. Ondan dolayı, Kürtlerin ulusal birlik çalışması ve örgütlülüğü önemlidir. Tarihi kazanımlarımız çok fazladır ve bunu kaybetmememiz gerekiyor. Yine şimdiye kadar hep erkek egemen zihniyet toplumları, siyaseti yürütmüştür ve bu milliyetçilik temelinde halkları birbirine kırdırma üzerinden yürütülmüştür. Yürütülüyor. Ve parçalayarak bunu yapıyorlar. Her zaman halkların kaderlerini erkek zihniyeti belirlemiş ve yürütmüştür. Hiçbir zaman tarihte, kadınların rolü ortaya çıkaramamıştır. Kadınlar demokratik ulus sisteminde kader belirleyici bir role sahiptir. Kadınlar da bir ulus olarak belirlenmiştir.

Kadın sorunu da çok ciddi bir sorunsallıktır. Kürdistan konum itibarıyla da çok önemli bir coğrafi öneme sahiptir. Ondan dolayı hep Kürdistan üzerinde sömürgecilik yürütülmektedir. Bunun yanında Kürdistan’ın kendi durumu da çok vahim ve parçalıdır. Bütün olamadıkları için hep bu dış saldırılara karşı açık olmaktadır ve bu yerel ve hegemon güçler de bölgeyi bölüp parçalamaktadır.

Tarihte pek çok Kürt isyanları olmuştur. Ama düşünce ve sistemleri aşiretçi olduğundan, dar ve bölgesel kaldıklarından, modern bir öncüleri, beyin gücü olmadığından ve aşiretsel bir düzeyi aşamadıklarından özgürlüğe ulaşamamıştır. İlk kez PKK ile ulusal birlik ve demokratik ulus paradigmasi ile ve Önder Apo öncülüğünde bu birlik ve bütünlük siyaseti geliştirilmiştir. Önderlik çok önceden bugün yaşanan durumlara dikkat çekmiş ve önümüze bir görev olarak ulusal kongre ve ulusal bir savunma gücünün oluşturulmasını önümüze koydu. Kürtlerin başarısı bundan geçer. Ulusal kimlik ve birliği ruhunu Önderlik PKK ile oluşturdu. Salt bir parça, aşiret için değil, tüm Kürdistan için bir kimlik ve örgütlülük mücadele gerçekliğini PKK ortaya çıkardı. Demokratik ulus teorik bir sistem değildir. Bu bütün halk ve toplumların bir arada kendi kültür ve dilleri ile yaşamalarını esas alan bir sistemdir.

Var olan egemen sistem, diğer halkları ve renkleri yasaklayan ve yok sayan bir zihniyettir. Milliyetçiliktir. Ama demokratik ulus bir halklar mozaiğidir. Bunu gerçekleştirmek bir mucizedir. Bu sistemin geliştirilmesi de Kürt ulusal birliğinin bölgede geliştirilmesi ile olacaktır. Günümüzde Kudüs’ün gündeme alınması, tek bir halka mal edilemez. Bununla halklar birbirine kırdırılmak isteniyor. Ama Önder Apo'nun Kudüs için de bir çözüm öngörüsü var. Kudüs tüm halkların ortak değeridir. Şimdiye kadarki egemen sistemlerde kadın rengi yoktur. Bunun için de alternatif olma özelliğine sahip olan demokratik ulus sisteminin özgünlüğü budur.

Kadınlar olarak bizim en temel sorunumuz cins, ulus ve varlık olma sorunsallığımız vardır. Kendi ulusal değerlerimize nasıl sahip olmalıdır... Kadın olarak ciddi sorunlarımız var. Her gün kadınlar ciddi bir şiddet ve katliamlar ile katlediliyor. Bu konferansta bütün bunları tartışmamız gerekiyor.’’

Konferans tartışmalarla devam ediyor.