KJK: Fransa’nın katliamı örtme tutumunu kabul etmiyoruz

Avrupa’da yaşayan Kürtler, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katledilmesinin 4’ncü yılı dolayısıyla başkent Paris’te düzenlediği protesto mitingi devam ediyor.

Mitinge bir mesaj gönderen KJK Koordinasyonu, “Kadınlar ve Kürt halkı olarak Fransa devletinin kendi hukukunu hiçe sayarak katliamın üstünü örtmeye çalışan tutumunu asla kabul etmiyoruz” vurgusunda bulundu.

‘SOKAKTA OLAN KADINLARI SELAMLIYORUZ’

KJK yazılı mesajında, ‘’sizlerin şu anda toplandığı Paris’te, bundan 4 yıl önce Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi’nin öncü militanları Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez’in katledildi” denildi. KJK, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Türk devleti arasında görüşmelerin yapıldığı bir süreçte işlenen bu siyasi cinayetin, AKP devleti ile Kürt sorununun çözümünü engellemek isteyen karanlık güçler tarafından planlanıp uygulamaya konulduğunu belirtti.

KJK açıklamasında şöyle denildi: Paris Katliamının üçüncü yıldönümüne günler kala 4 Ocak 2016 tarihinde Kürt direnişinin merkezlerinden olan Silopi’de yine üç militan Kürt kadını, Sêvê Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır yoldaşlar faşist Türk devleti tarafından şehit edildiler. Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi olarak, özgürlüğe tutkulu yoldaşlarımızı katleden güçleri ve onlarla işbirliği yapanları nefretle kınıyoruz. Sakine, Fidan, Leyla, Sêvê, Fatma ve Pakize yoldaşlar şahsında tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyor, mücadelelerini mutlaka kadınların ve halklarımızın özgürlüğüyle taçlandıracağımızın sözünü veriyoruz.”

Paris katliamının aydınlatılması için Kürt halkı ve kadınların 4 yıldır sokakta olduğu vurgusunda bulunan KJK şu hususlara dikkat çekti: ”Bugün de Sakine, Fidan ve Leyla yoldaşların katledilmelerinin yıl dönümünde yine eylem halindesiniz. Sizler şahsında şimdiye kadar Paris katliamının aydınlatılması ve gerçek faillerin açığa çıkarılıp yargılanması için sürekli eylem halinde olan tüm kadınların, halkımızın ve dostlarımızın kararlı mücadeleleri önünde saygıyla eğiliyor ve selamlıyoruz. Yüzyıllardır kadınlar olarak özgürlüğümüz için mücadele etmekte ve bu uğurda büyük bedeller ödemekteyiz. Kürdistan’da ve dünyanın her yerinde kadınlar, büyük kahramanlıklar ile yürüttükleri özgürlük mücadelesinde kökleri güçlü olan ve her geçen gün daha da büyüyen bir direniş tarihi, birikimi ve mevzileri yaratılmıştır. Bu direniş tarihine Kürt kadın öncüleri büyük şehitlerimiz destansı kahramanlıkları, kişilikleri, fikirleri ve mücadele tarzları ile damgalarını vurmuşlardır. Sakine, Fidan, Leyla, Sêvê, Fatma ve Pakize yoldaşlar da kadın özgürlük mücadelemizin bu kahraman öncülerindendirler.”

‘FRANSA SUÇ ORTAĞIDIR’

Cansız, Fidan ve Şaylemez’in katledilmesi ile Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesine ve özgür kadın kimliğine büyük bir darbe vurulmak istendiğini kaydeden KJK, “Onların şahsında bütün bir harekete ağır bir saldırı düzenlenmiştir. Paris suikastı, Kürt halkının özgürlüğünü ve Kürt sorununun barışçı çözümünü istemeyen güçlerin ortak planı temelinde gerçekleştirilmiştir. Amaç, Önder Apo ile hareketimizin demokratik çözüm için sarf ettiği çabaların ve Kürt kadınlarının özgürlük mücadelesinin sekteye uğratılması idi. Ancak bu asla ve asla mümkün olmayacaktır” denildi.

“Fransa devleti Paris katliamını aydınlatmamıştır. Bu vahşi suikastın tetikçisi olan Türk istihbaratı MİT’in ajanı Ömer Güney yakalanmış ve birçok somut delil ele geçirilmiş olmasına rağmen, ısrarla yargılama sürecine geçilmemiştir” diyen KJK, bunun Fransa sorumluluğunda olduğunu belirterek,”Türk devleti ve istihbaratının bu suikastı bizzat planlayan ve azmettiren olduğuna yönelik belge ve deliller ortadayken mahkemenin geciktirilmesi ve şaibeli bir biçimde katil Ömer Güney’in mahkemeye kısa bir zaman kala ölmesi kesinlikle planlıdır. Bu ise Fransız makamlarının sorumlulukları gereği kendi başkentlerinde yaşanan bu suikastı aydınlatmak yerine üstünü örtmek istediğini düşündürtüyor. Şimdi ise Ömer Güney’in ölümü gerekçe gösterilerek dava dosyasının kapatılması gündemde. Fransa devleti derhal şaibe yaratan bu tutumundan vazgeçip suikastı aydınlatmalıdır. Öbür türlü Fransa devleti kesinlikle hem bu katliam hem de faillerin açığa çıkarılmaması ve yargılanmamasından sorumludur. Ki Fransa devletinin ve yargısının olayın üstünü örtme tutumu Türkiye ile olan siyasi hesapları, çıkarları ve bu katliama ortak olmasıyla alakalıdır. Bu son tutum, Kürt kadınlarının dört yıldır alanlarda haykırdıkları, ‘Suskunluğunuz suç ortaklığınızdandır’ sloganını bir kez daha doğrulamıştır. Öyle ki, Fransa devleti hem katliamı gerçekleştiren güçlerin açığa çıkarılması, hem dört yıllık hukuki süreç, hem de tetikçi Ömer Güney’in öldürülmesini aydınlatmadıkça katliamın suç ortağı olmaktan kurtulamayacaktır” belirlemesinde bulundu.

‘HALKIMIZ VE DOSTLARIMIZ HUKUK MÜCADELESİNİ ETKİLİ YÜRÜTMELİDİR’

KJK Koordinasyonu mesajında, Fransa devletinin kendi hukukunu hiçe sayarak katliamın üstünü örtmeye çalışan tutumunu asla kabul etmeyeceklerinin altını çizerek, şu çağrıda  bulundu: ”Fransa toplumu da kendi değerleri adına devletinin bu yaklaşımını hiçbir şekilde kabul etmemeli. Fransa halkı ve adalet mekanizmaları bu kirli siyasete ortak olmamalıdır. Fransa devleti bu katliamda yer alan güçleri açığa çıkarmak zorundadır. Siyasi, ekonomik çıkarları ve Türk devleti ile gizli ittifaklarına dayanarak bu katliamın üstünü örtemez. Ayrıca Almanya gibi Avrupa ülkelerinde Kürt siyasetçilere karşı suikastlar planlayan Türk ajanların varlığının giderek daha fazla tehdit olarak görülmeye başladığı bir süreçte Paris katliamının aydınlatılmaması demek, Avrupa topraklarında Kürtlere karşı yeni katliamların önünün açılması demektir. Ömer Güney’in ölümü gerekçe gösterilerek Paris katliamının aydınlatılması önlenemez. Mevcut delil ve belgeler gerçek faillerin açığa çıkarılmasına yetmektedir. Daha önce Fransa’da yaşanan siyasi suikastlar gibi, Paris suikastının da üstünün kapatılmasına kadınlar ve Kürt halkı olarak izin vermeyeceğiz. Bunun için Avrupa’daki halkımızın ve dostlarımızın siyasi ve hukuksal mücadelesini daha etkili yürütmesi gereklidir. Bunun için eylemlerin, hukuksal ve diplomatik girişimlerin dostlarımızla birlikte devam ettirilmesine ihtiyaç vardır. Paris katliamının aydınlatılması, gerçek faillerinin açığa çıkarılıp yargılanması için tüm imkanlar seferber edilmelidir. Bu suikastın aydınlatılması Kürt halkı ve Kürt Özgürlük Hareketi üzerindeki gizli planların da deşifre edilmesini sağlayacaktır. Kadınlara yönelik kırımların, şiddet ve tecavüzlerin tırmandırıldığı bu süreçte kadınlar olarak mücadelemizi çok daha fazla örgütlenerek, ortaklaştırarak ve radikalleştirerek sürdürmeliyiz. Halkımız daha güçlü eylemlerle örgütlenmesini, birliğini daha da yükselterek Önderliğimize ve hareketimize karşı geliştirilen yeni komplo hamlelerini boşa çıkarmalıdır. Sara, Ronahî, Rojbîn, , Pakize ve Fatmaların anılarını, özgür kimliklerini mücadelemizi başarıya ulaştırarak yaşatabiliriz. Sizler şahsında özgürlük, adalet, barış için mücadele eden, Paris katliamının aydınlatılması için eylem halinde olan tüm kadınları, halkımızı ve dostlarımızı saygıyla selamlıyor, mücadelelerinde başarılar diliyoruz.”