Önder Apo’nun kadın özgürlüğü konusundaki değerlendirmeleri - I
“Kürdistan’da kadın, birçok etken altında eziliyor; kişilikleri çok tahrip olmuş, buna bizlerin sert ve duyarsız tavrı eklenirse yara, kangrene dönebilir…”
“Kürdistan’da kadın, birçok etken altında eziliyor; kişilikleri çok tahrip olmuş, buna bizlerin sert ve duyarsız tavrı eklenirse yara, kangrene dönebilir…”
"21. yüzyıl kadın devrimi yüzyılıdır!" diyen Önder Apo, küçüklüğünden bugüne kadar kadın sorununu en derinden hissetmiş, PKK'yi kurarken de kadın meselesine ülke meselesi kadar önem vermiş ve bunun gerekliliklerini yerine getirmek için hep çaba içerisinde olmuştur.
8 Mart'ı karşılarken Önder Apo'nun 80'li yıllardan başlayarak günümüze kadar kadına yönelik değerlendirme ve çalışmalarını yıllara gör derledik.
Önder Apo, PKK program taslağındaki bölümde kadın meselesine dair, “Bir adım ulusal kurtuluşsa bir adım da kadın özgürlüğüdür” demektedir. Taslakta, halkın temel haklarının uygulanması, insan hakları, medeni haklar, genel seçim, demokratik özgürlükler, kadının özgürleştirilmesi ve kadınla erkek arasındaki eşitlik vs. olarak yer almaktadır.
SÖZ SAHİBİ OLMAK İÇİN
PKK-MK imzalı kuruluş bildirgesinde kadına çağrı bölümünde şunlar belirtilmektedir: “(…) Sınıflı topluma girerken köleleştirilen, koyu feodal baskı altında insanca yaşamdan kopartılan, kendi geleceği üzerinde söz hakkı olmadığından alınıp satılan, ufku bin türlü dertlerle karartılan Kürdistan kadınları! Bu baskılardan kurtulmak, aydın ve özgür bir kişiliğe kavuşmak, kendinizin ve toplumun geleceği üzerinde söz sahibi olmak en az sizin kadar özgürlüğe susamış olan Kürdistan’ı bağımsız ve demokratik bir ülke haline getirmek için PKK önderliğindeki mücadeleye katılmalıyız."
YAZIŞMALARDAN
Nisan 1998'de yayınlanan Mektuplar kitabında Önder Apo'nun Fatma gerçeğinin çözümlenmesi ve pratik alanlarda yaşanan sorunlara ilişkin 1980-1984 yılları arasında yoldaşları ile yaptığı yazışmalarında şunlar ifade ediliyor: "1980; …Zeynep’in yazısını okudum. Durumunu kavrıyor. Gerçekleri belirtiyor. Hazırlıksız ve deneyimsiz oluşundan ve ayrıca sıkışmış durumlardan şikayetçi, fakat dürüst ve içten anlatmış durumu. Cevap vereceğim. (…) Gelişmemesi için hiçbir neden yok. Ayrıca fazla suçluluk duyması da gereksizdir. Keşke bütün suçlular kendisi gibi olsa! Biz kendisine gelişmesi için yardımcı olacağız ve saygı-sevgimizi koruyacağız. (…) Zeynep’in girdiği durum nedeni ne olursa olsun kalıplara vurmak. Ölümüne, öldürülmesine razı ama kendisinin de çok iyi bildiği gibi köle halkına ne biçimde olursa olsun hizmet etme zor geliyor."
ÇOK İYİ YOLDAŞ OLMAK
Önder Apo, 1981’de yoldaşları ile yaptığı bir diğer yazışmasında bir kadın yoldaşına ilişkin şu değerlendirmelerde bulunmaktadır: "Kadın arkadaşı tanıyorsunuz. Epey gelişti. Ama uygun zemin ve denetimsiz ortamda zaaflarını açığa çıkarması, geçmişini tekrarlaması olanak dahilindedir. Kişiliğini burada tam anlayamadı, biraz da pratik belirleyecek, kontrollü olarak dayanabilir, bazı pratiklerle denenebilir. Yalnız bırakılmamalı, özellikle erkeklerle ilişkilerde arkadaşlar gerektiği kadar uyarılmalı. Olumlu yönde gelişebilir, eğer dürüstse tabii. Sanıyorum kadın-erkek ilişkilerini orada daha iyi ve gerçekçi çözme imkanları vardır. Partiyi zorlamayacak ilişkilere öncelik vermek, sorunlarını kapalı tutturmamak. Onlarla samimi ve tüm kişiliklerini partiye katmak, geçmişte düşünülen hatalara bir daha düşmemek önemlidir. …Çok iyi yoldaş olmayı mutlaka sağlamak gerekir. Düşmanın, özünde çok zayıflık bulunan bu ilişkilerden partiye epey zarar vermek istediği açık. Çok sağlam ve güçlü kılmak önem taşıyor."
Önder Apo, başından itibaren hiçbir özel ilişkiye yönelmemiş, Fatma ile olan ilişkisini bile toplumsal bir ilişkiye dönüştürmenin çabası içerisinde olmuştur. Fatma ile yaptığı bir telefon görüşmesine ilişkin görüşlerini yoldaşlarına iletirken şu ifadelere yer veriyor: ”(…) Fatma’yla konuştuk… Bu arada kendi durumundan bahsetti Fatma. İkimiz arasındaki ilişkinin özgür ilişki olduğunu, tarafların iradelerine saygılı olunacağını belirttim. Kendisi Selim’le gelirse, ikinci hususta bir değerlendirme olacağından bahsettim. Ben, eğer bazı kararlara varmışsanız, bunu bir-iki arkadaşa da açabileceğini ve varılacak sonuçlara inancım, bilincim ışığında gerçekçi ve saygılı olacağımı belirttim. Sanıyorum en doğrusu bu olacak."
Fatma'ya ilişkin 23 Aralık 1984’teki şunlara dikkat çekiyor: "(…) Fatma’ya gelince; hakkında çok şeyi belirtmiştim. (…) Yalnız bu ilişkiyi değil, aslında tüm parti ilişkisinin gözden -özellikle pratik örgütlenme, eylem- geçirilmesi gerekiyor. Bölgenin çoğundaki mevcut basit kişisel çıkar, güdülere düşkünlüğü yok. Kişiliğine hakim ama kusurları olan bir hakimiyet. Yabancı, entelektüel kalmış. En devrimci anlayış ve davranışı düşüncede müthiş fark ediyor ama çaba, katılım, coşku, yöntem çok yetersiz. Bunun nedenlerine indik, kendisi de iniyor. Ne kadar tutarlı, olgun ve sonuç alıcı olacak; buna kesin bir şey diyemem. Oradaki yaşam gerçekleri daha dayatabilir. Ayrıca bir bütün olarak parti aşama yaptı, ona yanılgılarını, yetmezliğini net bir biçimde gösterebilir. Parti gerçeği en iyi bir öğretmen olabilir. Eğer özü de güçlü ve sonuna kadar devrimden yanaysa düzelebilir."
KÜRDİSTAN’DA KADIN GERÇEĞİ
Önder Apo, değerlendirmesinin devamında kadın yoldaşlarının eğitime geldiğini, onlarla ilgilenildiğini ve kadın yoldaşlarının biraz gelişme katettiklerini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Unutmamak gerekir ki genelde kadın, özelde Kürdistan’da kadın gerçeği, problemli hatta hastalıklı bir yapıdır. Düz, yetersiz gidilmeye gelmez. İlgi, ihtimam, destek, gerekirse iç dünyalarını tanımaya kadar gitmek somut koşullara uygun, kaldıracakları yükü taşıtmak çok önemli ve bazen kaçınılmaz bir gerekliliktir. Birçok etken altında eziliyorlar, kişilikleri çok tahrip olmuş, buna bir de bizlerin sert ve duyarsız tavrı eklenirse yara, problem kızışır, kangrene dönebilir. Geçmişi bir de bu açıdan kendi yetmez ve özel bir ilgi, eğitim, görevlendirmeden yoksun yöntemlerde aramak gerekir. (…) İleride ben ‘Aile Gerçeği’ adında bir değerlendirme geliştirmeyi düşünüyorum."
KADINLARIN SUNDUĞU RAPORDAN
Kadınlar da Önder Apo'nun kadın meselesine yönelik çabasına cevapsız kalmamış. Sakine Cansız, Besê Anuş, Azime Demirtaş gibi kadınlar, Önder Apo'nun en yakın yoldaşları olmayı bilmiştir.
3. Kongre’ye katılan kadınlar, kadın yapısı adına bir rapor sunar. O raporda şunlara yer verilmektedir: “PKK 3. Kongresine! (…) PKK saflarına katılan kadın devrimciler topluma, aileye, geleneklere rağmen ileriye doğru adım attı. Öz iradesiyle özgürleşmenin ilk eylemini gerçekleştirdi. Özellikle toplumun bu kesiminden atılan böyle bir adım, kendi içinde bir devrim olayıydı. Ancak her dönüşüm, her devrimci adım eğer güçlendirilmez, beslenmez, bu temel üzerinde yükseltilmezse; zayıf kalır, sağa sola sapar veya doğrudan ve dolaylı saldırılar karşısında ezilir veya geriye döner.
Bu gerçeklik, biz PKK içindeki kadın devrimcilerde çok yakıcı yaşandı. Elbette ki bu devrimci adımı inançla sürdüren militanlar çıktı. Bunlar cezaevlerindeki direnişleriyle militanlığını kanıtlayan ve şehit düşen kadın yoldaşlardır. Ancak biz bu yazımızda genelde önemli oranda yaşanan zaafiyetlerimizi değerlendirmek ve aynı zamanda bu tarihsel dönemin özlü özeleştirisini vermek istiyoruz. (…) Bu anlamda seçkin bir kadın komünistin sözlerine dayanarak diyoruz ki; hiçbir zaman iktidarsızlıklarını gördüklerimizin, demoralize olduklarına şahit olduklarımızın yanında olmayacağız. Hayatta olduğumuz sürece politik ölümün yanımıza yaklaşmasına izin vermeyeceğimize Parti Önderliğine, devrim şehitlerine, Kongre’ye katılan tüm yoldaşlara ve halkımıza söz veriyoruz.”
Devam edecek…