‘Yaşadığım müddetçe PKK’yi unutmayacağım’
‘Yaşadığım müddetçe PKK’yi unutmayacağım’
‘Yaşadığım müddetçe PKK’yi unutmayacağım’
73. ferman olarak da adlandırılan Êzdi katliamı 21. yüzyılın son büyük katliamı oldu. Bu soykırımdan yüzbinlerce Êzdi doğrudan etkilendi. Yaşanan insanlık dramının iç yüzü, konuşan her tanık ile daha da aydınlanıyor. Katliamın tanıklarından Hadî Temo, Irak’ın Ninova eyaletine bağlı Şengal kenti ve çevresindeki 77 köyde yaşananları ANF’ye anlattı.
Yüzbinlerce Êzdi 3 Ağustos 2014’te DAİŞ çetelerinin saldırılarının başlaması ile yurtlarından göç ederek eski yerleşimleri olan Şengal dağlarına sığındı. Şengal dağlarına ulaşana kadar yüzlerce çocuk ve yaşlı yaşamını yitirdi, binlerce Êzdi katledildi, binlerce kadın, genç kız ve çocuk kaçırıldı.
SAAT 02:00’DA ÇETE SALDIRISI TIL İZÊR KÖYÜNE ULAŞTI
Êzdilerin hepsinin trajik bir öyküsü var. 1986 yılında Til Izêr köyünde dünyaya gelen Hadî Temo DAİŞ çetelerinin katliamını bire bir yaşadı. Temo’nun tüm ailesi DAİŞ işgalinin başladığı ilk saatlerde çeteler tarafından kaçırılmış.
Çete saldırısından saklanarak tesadüf sonucu kurtulan Temo, DAİŞ çetelerinin 3 Ağustos günü saat 2 civarında ilk başta Siba Şêx Xidir ve kendi köyleri olan Til Izêr köylerine saldırdığını ifade ederek; “Ailemi kurtarmak için geri döndüm fakat geç kaldım” diyerek yaşananları anlatmaya başlıyor.
Evlerinin Til Izêr köyünün yukarısında olduğunu belirten Temo yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “İlk başta düşündüğüm şey köyün içinde olan ailemi kurtarmak oldu. Köye doğru gittim. Arabamızla iki üç defa gidip ailenin bazılarını getirdim. Kardeşimin ailesiydi, her iki amcamın ailesiydi, yeğenlerimdi. Arabayla iki sefer gidip geldikten sonra Kora Evdo tarafında bizim evimizi bastılar. Burada DAİŞ çetelerine karşı savaşıp, direndik bir süre. Sanırım babam onlardan iki tanesini öldürdü. Fakat onların silahları bizimkilerden daha güçlüydü.”
DAİŞ çetelerinin vahşetinin boyutlarının sivilleri de kapsayacağını tahmin edemeyen aile büyüklerinin, savaşmayı bırakırlarsa kadın ve çocukların kurtulabileceği umuduna kapıldıklarını dile getiren Temo; “Bazı büyüklerimiz silahları bırakalım bu kadar aile var yanımızda yoksa hepsini öldürecekler dedi. Biraz tartıştık sonra silahların bir kısmını sakladık ve çatışmayı durdurduk. Hepimizi yakaladılar. Ailelerin hepsini bir eve koydular. Yaşlı ve genç olan tüm erkekleri de bir eve götürdüler. O arada DAİŞ’in bir emiri tek içeri girip, herkese ağza alınmayacak küfürler ederek dışarı çıktı. Ben DAİŞ’in emiri dışarı çıktığı zaman babam ve kardeşlerime ‘onu yakalayalım tek başınadır bu şekilde ailelerimizi kurtaralım’ dedim fakat babam ‘onlar tüm ailelerimizi öldürür bunu yapma’ diyerek kabul etmedi. Bir süre sonra tüm kadın ve çocukları götürdüler. Ondan sonra bizim bulunduğumuz eve de gelip tüm erkekleri de götürdüler. Herkes dışarı çıkarken ben babamın arkasında kaldım, ona işaret ederek kapıyı kapat dedim ve kapının arkasında saklandım. DAİŞ emiri babama kimse içerde kalmadı değil mi diye sordu, babam da yok dedi. Kapıyı kapattıklarında ben başka bir odaya geçerek saklandım. Çevredeki herkes gidene kadar evde kaldım. DAİŞ çeteleri Til Izer’den ayrıldıktan sonra ben de gittim” dedi.
‘ŞENGAL DAĞINA ÇIKIP YBŞ’YE KATILIP SİLAH ALDIM’
Ailesinden eşi, üç çocuğu, anne, babası ve kız ve erkek kardeşleri toplam 73 kişiyi kaçıran DAİŞ çetelerine öfkeli olan Hadi Temo, dağlara ulaştıktan sonra YBŞ saflarına katıldığını söyledi. YBŞ saflarında Zınar ismini alan Temo konuşmasına şöyle devam etti. “Benim elimde silah olmadığı için savaşamadım sessizce ve içim içimi yiyerek olanları izlemek zorunda kaldım. Ailemden, eşim, üç çocuğum, annem, babam, kız ve erkek kardeşlerim de aralarında olduğu 73 kişiyi kaçırdılar. İki küçük kardeşimi bıraktığım yere gittim, onları da yanıma alarak dağlara çıktım. Şengal dağlarına geldiğim gibi YBŞ’ye katılarak elime silah aldım. Şengal dağında başlayan direnişe katıldım.”
‘ÇETELERLE SAVAŞA GİDERKEN DÜĞÜNE GİDER GİBİ SEVİNÇLİYİM’
YBŞ saflarına katılmaktan dolayı çok mutlu olduğunu dile getiren Zınar “YBŞ’ye katılarak onların intikamını almayı ve Êzdilerin başına bir daha böyle fermanın gelmemesini hedefledim. Bu can bu bedende oldukça YBŞ’nin içinde olacağım arkadaşlarla (PKK’lilerle) beraber olacağım. Bize çok zulüm yaptılar bu yüzden DAİŞ çetelerine karşı savaşa giderken düğüne gider gibi sevinçliyim” diye konuştu.
Şengal’in çeteler tarafından işgal edilmesi ile Êzdileri büyük bir soykırımdan kurtaran PKK’lileri minnetle anan Temo; PKK’lilerin Ezdiler için yaptığını kimsenin yapmadığını da ifade etti.
HPG gerillalarının tüm aileleri kurtardığını da sözlerine ekleyen Temo, “Tabii ailelerimizi derken hangi Êzdi’nin ailesi olursa fark etmiyor, benim ailemi kurtaramadılar, imkanları elvermiyordu, fakat kurtardıkları diğer aileler de benim ailemdir. Güney, Rojava ve Kuzey Kürdistan’a geçen tüm aileler bizim ailelerimizdi. Aileleri kurtarmak için PKK’ler biz Êzdiler için elinden gelen her şeyi yaptı. Biz yaşadığımız müddetçe PKK’nin bize yapmış olduğu bu iyilikleri unutmayacağız” dedi.
‘YBŞ ÊZDÎXANE’NİN SAVUNMA GÜCÜDÜR’
6 aydır Şengal dağlarında direndiklerini ifade eden Hadi Temo, HPG gerillalarıyla beraber Kizilkend ve Cidalê alanlarında DAİŞ çetelerine karşı savaştıktan sonra bir aydır Xanesor ve Barê yolu arasındaki asayişte görev yapıyor. Êzdixane’yi savunmanın tüm Êzdîlerin görevi olduğunu dile getiren Temo son olarak şunları söyledi: “Tüm Êzdiler, özellikle de şu an Güney Kuzey ve Rojava Kürdistan’ında kamplarda yaşayan Êzdi gençler gelip YBŞ saflarına katılmalılar. YBŞ, Êzdîxanê’nin temel savunma gücüdür. Êzdi gençler gelip katılarak YBŞ’yi büyütmeli ve Şengal’in en temel savunma gücü haline getirmeliler. Êzdilerin 73. Fermandan sonra başka bir ferman ve katliamla yüz yüze kalmaları kendimizi, topraklarımızı, Şengal’imizi ve Êzdixanê’mizi savunmakla ancak olur, bu yüzden tüm Êzdiler gelip katılmalılar. Êzdî gençleri DAİŞ çetelerinin saldırılarına karşı mücadele etmelidir.”