Van'dan Hükümet'e uyarı: Altından kalkamazsınız

Van'dan Hükümet'e uyarı: Altından kalkamazsınız

Van’da binlerce kişinin yaşamını yitirdiði büyük depremin yıldönümünde BDP ve DTK yöneticileri Van’daydı. Depremde yaşamını yitirenleri anmak ve Türkiye cezaevlerindeki kritik evreye gelen açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen eylemde konuşan DTK Eş Genel Başkanı Tuðluk, açlık grevlerine dikkat çekerek, “Cezaevlerinde bir ölüme daha tahammül etmeyiz. Bir arkadaşımızın burnu bile kanarsa bunun altından kalkamazsınız” dedi.

Van’da 23 Ekim-9 Kasım 2011 tarihleri arasında yaşanan iki büyük depremin üzerinden bir yıl geçti. Büyük Van depremlerinin yıl dönümünde, depremde yaşamını yitirenleri anma amacıyla bir dizi etkinlik düzenlendi. BDP ve DTK, Van depreminde yaşamını yitirenler ve Türkiye cezaevlerinde 42. Gününe giren süresiz dönüşümsüz açlık grevine dikkat çekmek amacıyla BDP Van Ýl Örgütü çadırı önünden Feqiyê Teyran Parkı'na yürüdü.

DTK Eş Genel Başkanları Aysel Tuðluk ve Ahmet Türk ile aralarında Sırrı Sakık, Nazmi Gür, Demir Çelik, BDP Van il başkanı Yakup Ataş ve il yöneticileri, BDP PM üyesi Ferhat Tarhan ve Van Belediye Başkan Vekili Sabri Abi’nin de katılımıyla “Ölüm orucundaki siyasi tutsakları selamlıyoruz” yazılı pankartın arkasında binlerce kişi Feqiyê Teyran Parkı'na yürüdü.

Yürüyüşün ardından konuşma yapan DTK Eş Genel Başkanı Aysel Tuðluk, Van’ın bir yıl önce doðal bir afet sonucu büyük bir acı yaşandıðını ifade etti. Depremde yakınlarını yitirenlerin acılarını paylaştıklarını belirten Tuðluk, “Umarız bir daha böyle bir acı yaşanmaz” dedi.

‘AÇLIK GREVLERÝ BARIŞ ÇIÐLIÐIDIR’

PKK ve PAJK’lı tutsakların Türkiye cezaevlerinde 42 gündür sürdürdüðü süresiz ve dönüşümsüz açlık grevinin kritik bir evreye girdiðine dikkat çeken Tuðluk, bedenlerini ölüme yatıran siyasi tutsakların taleplerinin son derece demokratik talepler olduðunun altını çizdi. “600 tutsak temel talepler doðrultusunda açlık grevine başladı. Talepler son derece evrensel, demokratik taleplerdir” dedi.

“Açlık grevleri bir barış çıðlıðı olarak algılanmalıdır” diyen Tuðluk, “Artık bu sorun hak hukuk çerçevesinde demokratik olarak çözülmelidir. Bu ülkede Kürt sorunu çözülmedikçe barıştan söz etmek mümkün olmayacaktır. AKP Hükümeti’nin bu uygulamaları tam bir savaş politikasıdır. AKP, Kürt halkının barış taleplerine savaşla karşılık veriyor. Savaş çok derin bir şekilde devam ediyor” diye konuştu. Gerçekleştirilen operasyonlara ve devlet yetkilileri tarafından yapılan açıklamalara işaret eden Tuðluk, tüm bunları savaşın daha üst boyutlara ulaşacaðının göstergesi olarak deðerlendirdi.

Cezaevlerindeki siyasi tutsakların açlık grevlerini sürdüreceklerine ilişkin yaptıkları açıklamayı da hatırlatan Tuðluk, “Bu açlık grevlerinde bir tek arkadaşımızın burnu bile kanarsa bunun altından kalkamazsınız. Cezaevlerinde bir ölüme daha tahammül göstermeyiz. Artık yeter. Cezaevlerinden arkadaşlarımızın cenazelerinin çıkmasını kabul etmeyiz. Böyle bir şey olursa tepkimiz sert olur” diyerek AKP Hükümeti’ne seslendi.

DTK Eş Genel Başkanı Tuðluk, tutsakların taleplerinin kabul edilmesi gerektiðine vurgu yaparak, “Biz Ýmralı’daki sistemi kabul etmiyoruz. Ýmralı’daki tecrit barışa, Kürt halkına vurulmuştur. Sayın Öcalan sıradan bir kişi deðildir, Sayın Öcalan’la, barışçıl müzakerelerin yapılabileceði koşullar bir an önce yaratılmalıdır” dedi.

Anadilin yasaklanamayacaðı gibi tartışmaya da açık olamayacaðını ifade eden Tuðluk, “Anadil haktır, anadili inkar, bir halkı inkardır” ifadesini kullandı.

‘ÝMRALI, KANDÝL VE BDP ÝLE GÖRÜŞMELER BAŞLAMALIDIR’

Kürt sorununun çözümü için bir an önce çözüm bulunması gerektiðini söyleyen Tuðluk, “Eðer biz askeri operasyonlarla, tutuklamalarla, baskılarla bitiririz diyorsanız, yanılıyorsunuz. Bu halk bugüne kadar mücadele ile geldi. Boyun eðmedi, hiçbir saltanatı kabul etmeyen bu halk AKP saltanatını da kabul etmeyecek. Bir an önce adımlar atılmalı, Ýmralı ile, Kandil ve BDP ile görüşmeler başlamalıdır” diye kaydetti. Tuðluk, AKP’nin politikalarının savaşı daha fazla büyütmeye yönelik olduðunu yineleyerek, Türkiye cezaevlerinde bulunan siyasi tutsaklara selamlarını iletti, yalnız olmadıklarını söyledi.

Son olarak, “Ortaya koyacakları bir tek canları olan o tutsakların yanında olun, sahip çıkın. Mücadeleyi büyütürsek hem Ýmralı’yı hem de Türkiye’deki tüm cezaevlerini yıkarız” diye seslenen Tuðluk, “Gün mücadele günüdür, direniş günüdür” diyerek sözlerini tamamladı.

DTK Eş Genel Başkanı Aysel Tuðluk’un konuşmasının ardından 10 dakikalık oturma eylemi yapan kitle buradan, Maraş Caddesi’nde bulunan ve depremde yıkılan Nezirbaş Otel’in enkazına sessiz yürüyüş gerçekleştirdi. Burada özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşunun ardından, depremde yaşamını yitirenler için dualar okundu, enkaza karanfiller bırakıldı.

TÜRK: ÖLÜMLER ÝNSAN OLAN HERKESÝ YARALAMIŞTIR

Nezirbaş binası enkazı başında kısa bir konuşma yapan DTK Eş Genel Başkanı Ahmet Türk, “Van depremi, ölümün bizi ansızın yakaladıðı bir gün oldu. O günleri elbet unutmayacaðız” diyerek depremde yaşamını yitiren Van halkı ve basın emekçileri için rahmet diledi.

Cezaevlerinde kritik aşamaya gelen açlık grevlerine dikkat çeken Türk, “Ölümler insan olan herkesi yaralamıştır. Acılar herkes içinse 42 gündür cezaevlerinde bedenlerini ölüme yatıran tutsaklara karşı duyarlı olmak gerekir” dedi.

‘YALANLA PEYNÝR GEMÝSÝ YÜRÜMEZ’

Van Belediye Başkan Vekili Sabri Abi ise sözlerine depremde yaşamını yitirenlere rahmet, Van halkına başsaðlıðı dileyerek başladı. Van halkının ciddi bir maðduriyete uðradıðını ve devlet tarafından bu maðduriyetin giderilmesi yönünde bir çalışma yapılmadıðını belirten Abi, devlet yetkililerinin ‘Van halkının maðduriyeti giderildi’ yönündeki açıklamalarını da yalanladı. Başbakan Tayyip Erdoðan’ın TOKÝ konutlarının anahtar teslimi için Van’a gelişine de deðinen Abi, Van’ın afet bölgesi ilan edilmemesinin Van halkına yönelik yapılan bir ayrımcılık olduðunu söyledi. Abi, “Yalanla peynir gemisi yürümez” diyerek AKP Hükümeti’ne seslendi.

Yapılan konuşmaların ardından kitle Van Fotoðrafçılar Kulübü öncülüðünde hazırlanan, 40 fotoðrafçının çektiði 70 fotoðrafın yer aldıðı “13.41 Fotoðraflarla Van Depremi" fotoðraf sergisini ziyaret etti. BDP ve DTK’lı yöneticiler sonrasında Erciş’e doðru yola çıkarak Erciş halkını ziyaret etti, burada depremde yaşamını yitirenler için okutulan mevlüde katıldı.

‘13.41 FOTOÐRAFLARLA VAN DEPREMݒ

Van Fotoðrafçılar Kulübü öncülüðünde hazırlanan, 40 fotoðrafçının çektiði 70 fotoðrafın yer aldıðı “13.41 Fotoðraflarla Van Depremi" fotoðraf sergisi Van depreminin yaşandıðı saat olan 13.41’de Diyarbakır ve Ýstanbul'la beraber eş zamanlı olarak açıldı.

Binlerce kişinin yaşamının altüst olduðu depremde, fiziki yıkımlar oldu, yerleşim alanları daðıldı, bini aşkın kişi yaşamını yitirdi, yüzlercesi yaralandı, sakat kaldı. AKP Hükümeti’nin ırkçı ve cinsiyetçi politikaları sonucu ikinci bir deprem yaşayan ve hiçbir yardım yapılmayan, yaraları sarılmayan ve acıları hala devam eden Van halkı bir yıldır kendi yaralarını kendi sarmaya çalışıyor.

BAŞBAKAN VAN’DA

Afet ilan edilmeyen, halkı kaderiyle baş başa bırakılan bir yerde afet konutu adı altında yapılan TOKݒlerin halka 2 kat fazla fiyatla satılması AKP Hükümeti’nin ırkçı politikasını bir kez daha gözler önüne seriyor. Başbakan Tayyip Erdoðan, Van Valiliði öncülüðünde yapılacak anma etkinliklerine ve TOKÝ konutlarının anahtar teslim törenine katılmak için Van’a geldi.

Gerçekleştirilecek olan Deprem Çalıştayı’na davet edilen 144 kurum arasında Van Belediyesi’nin olmaması ise dikkat çekiyor.