'Uludere Raporu'na tepkiler: Kürtler AKP'ye nasıl güvensin?

'Uludere Raporu'na tepkiler: Kürtler AKP'ye nasıl güvensin?

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun Roboski Katliamı ile ilgili Alt Komisyon tarafından hazırlanan raporu kabul etmesi sert tepki çekti. İnsan hakları kuruluşları ve savunucuları kararın Kürtlerdeki AKP'ye yönelik güvensizliği artıracağını belirtti. İHD Genel Başkanı Türkdoğan "AKP böyle bir rapora ihtiyaç duymuştu" derken; MAZLUMDER Genel Başkanı Ünsal ise raporun Erdoğan'ın bilgisiyle onaylandığını belirtti. HDK Eş Genel Başkanı Gök de AKP'nin katliamdaki sorumluluğu nedeniyle failleri açığa çıkaramadığını düşünüyor. İnsan hakları savunucusu, Av. Eren Keskin kararı "Kürtlerdeki temkinli iyimserlik yara aldı" diyerek eleştirdi. Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi de, Meclis'te verilen kararın katliamla ilgili bir yılı aşkındır gizli olarak sürdürülen soruşturmanın da seyrini etkileyeceğini kaydetti.

TBMM İnsan Haaklarını İnceleme Komisyonu, Roboski Katliamı için "kasıt yok" şeklindeki Alt Komisyon raporunu kabul etti. 28 Aralık 2011'de Şırnak’ın Uludere İlçesi Roboski köyü yakınında 34 Kürdün katledilmesiyle sonuçlanan katliam böylece AKP hükümeti tarafından aklandı.

İHD, MAZLUMDER, HDK temsilcileri ve hukukçular Tahir Elçi ile Eren Keskin kararı ANF'ye değerlendirdi...

TÜRKDOĞAN: AKP KATLİAMDA SORUMLULUĞU OLDUĞU İÇİN BUNA İHTİYAÇ DUYDU

İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu'nun kararı için "Parlamentonun güvenirliğine, saygınlığına bir kez daha gölge düştü" dedi.

Söz konusu raporda araştırma-incelemeye dair içerik bulunması gerekirken; katliamın kasten işlenmediğine dair bir metin oluşturulduğuna dikkat çeken Türkdoğan, şöyle konuştu: "Raporun kendisi zaten sorunlu. Araştırma-inceleme raporları olayı ortaya koyup, hukuka aykırı yanları, hayatın olağan akışına uymayan gelişmeleri yansıtıp yetkili makamları göreve çağırır. Bu raporda ise 'kasıt yok' diyerek, kendini yargı organının yerine koyan bir zihniyet, sorumluları korumuştur."

Katliamda AKP'nin sorumluluğu bulunduğunu belirten Türkdoğan, "AKP, sorumluluğu olduğu için Alt Komisyonun hazırladığı rapora ihtiyaç duymuştur" dedi.

Türkdoğan, raporun zamanlamasıyla ilgili olarak ise "Hem de böyle bir süreçte, umutların yeniden yeşerdiği bir süreçte Kürtlere yapılmış bir katliamın bu kadar kötü raporla kamuoyuna sunulup kabul edilmesi sürece denk düşmüyor. Parlamentonun süreci daha kavrayamadığını düşünüyorum. Ciddi yaklaşmalıydı. Gelecekte hakikat komisyonu gündeme gelebilir; geçmişten günümüze kadar insanlığa suç işlenmiştir. Bütün bunların açığa çıkarılması noktasında da iyi bir sınav verilememiştir" diye konuştu.

MAZLUMDER GENEL BAŞKANI: ERDOĞAN'IN BİLGİSİ DAHİLİNDE...

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Genel Başkanı Ahmet Faruk Ünsal gizleme gayretinin Erdoğan’dan bağımsız olmayacağına dikkat çekti. Ünsal şöyle konuştu: "Mağduriyeti önleme kaygısıyla yazılmış bir rapor değildi. Failleri gizleme kaygısı olan bir rapordu. Herkesin sözüne dikkat ettiği bir barış sürecinde böyle bir raporun mecliste kabul edilmiş olması kabul edilemez. Saygınlık zedelenmiştir.

Eğer süreç iyi niyet üzerinden yürütülecekse, bu raporu iyi niyetle izah etmek mümkün değil. Rapora olumlu oy veren milletvekilleri de 'utanç verici bir iş yapmak' ile hatırlanacaktır. Şunu kimsenin unutmaması gerekiyor; insanlığa işlenmiş suçlarda zamanaşımı olmaz. Bugün olmaz yarın olur. Bu gizleme gayreti hiçbir şeydir, bir anlamı yok" ifadelerini kullanan Ünsal,  raporun Başbakan Erdoğan'ın bilgisi dahilinde kabul edilmiş olduğunu kaydetti: "Nihayetinde meclisin çalışması siyasi bir çalışma. Komisyonda hem temsil oranı bakımından AKP fazla, hem de Komisyon başkanı iktidar partisinden. Mutlaka Erdoğan kendi partisinin yöneticileriyle irtibatlı olarak bu kararı verildi. Başbakan'dan bu süreçte örtbas etmeye izin vermemesini isterdik."

Ünsal, "40-50 yıl sonra birisi bu dosyayı açacak. Bugün siyasi tablo böyle olabilir ama yarın başka bir tabloda farklı bir karar alınabilir. Keşke siyaset mekanizması umut olabilseydi ama olmadı. Mahkemenin olmasını bekleyeceğiz" dedi.

EREN KESKİN: TEMKİNLİ İYİMSERLİK YARA ALDI

Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Avukat Eren Keskin, Roboski Katliamı'nın bugüne dek Kürdistan'da yaşanan ve insan hakları savunucuları olarak şahitliğini yaptıkları davaların bir 'sağlaması' olduğunu söyledi. "Bundan önce benzer pek çok katliam yaşandı ve kamuoyu sessiz kaldı. Roboski ile birlikte büyük bir tartışma yaşandı ve esas olarak kamuoyu siyasetten adım bekliyordu" diyen Keskin, kararın Kürtlerde yaratacağı etkiyi ise şöyle yorumladı: "Özellikle barış sürecinin tartışıldığı bugünlerde Uludere Raporu'nun açıklanması ve mecliste de onaylanmış olması, temkinli iyimserliğin yara almasına yol açacaktır. Umuda ve iyimserliğe ihtiyaç var ve bunlar atılacak adımlarla şekillenecek. Ama sivil siyasetin ne yazık ki bu raporu onaylaması, militaristlerden farklarının olmadığını gösterdi."

Keskin, AKP'nin raporla ilgili başka bir karara "cesaret edemediğini" belirterek, ekledi: "BDP dışındaki tüm partiler aslında çok da çizgi partileri değil. Belirli görüşleri sonuna kadar savunabilecek partiler değil; içlerinde farklı anlayışlardan insanlar barındırıyorlar. Hükümet de 'mehter marşı' gibi bir ileri adım atıyorsa, iki geri adım atıyor. Bu raporun onaylanması da bu geri adımlardan biri. Sivil kararlılık gerçek anlamda sağlanmadı."

HDK EŞ GENEL BAŞKANI: AKP HESAPLAŞAMADI ÇÜNKÜ...

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Fatma Gök, "Kararı hakikaten kabul edilemez buluyor ve barış sürecinin samimiyetine de gölge düşüren bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum" dedi. Gök, kararın Meclis'ten geçmesinin "endişe verici" olduğunu söyleyerek, "Çünkü bizi umutlandıran bir durum vardı. Ama bu karar endişemizi artırdı. Türkiye'de demokrasi ve barış sağlanacaksa, Roboski'den başlanabilirdi ama yapılmadı. Ayrıca Türkiye kamuoyunu da karşısına alan bir karar oldu" diye konuştu.

Gök, şunları kaydetti: "Roboski'yi kendi başına değerlendirmek hem çok zor hem de ilginç bir şekilde, bir takım güç dengeleriyle ilişkili olduğunu düşünüyorum. Bizim geldiğimiz sonuç; bunun emrini kimin verdiği konusunda geldiğimiz bir yer var. Ertuğrul Kürkçü'nün Komisyonda bulunan bir üye olarak tespitleri oldu. AKP, kendi sorumluluğu olduğu için hesaplaşmaya gidemiyor."

Roboski katliamını bu girişimlerle unutturulamayacağını ifade eden Gök, "Bizler, demokratik kamuoyu olarak, HDK olarak bunun mücadelesini sürdüreceğiz" dedi.

DİYARBAKIR BAROSU BAŞKANI: DEVAM EDEN SORUŞTURMANIN SEYRİ DE ETKİLENECEK

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Roboski Katliamı ile ilgili başından beri objektif bir soruşturma yürütülmediğini belirterek, "Bir yılı aşkındır adli soruşturma gizli yürütülüyor. Kısıtlama kararı söz konusu. Dolayısıyla bu kısıtlama kararı uyarınca mağdurlar ve avukatlar dosyadaki delilleri inceleyemiyor. Zaten bir yılı aşkındır bu soruşturmanın tarafsız yürütüldüğüne ilişkin çok ciddi kuşkular vardı. Baro olarak böyle bir kaygımız var. Komisyonun kabul edilen raporundan da anlaşılıyor ki; kendilerine sunulan bir takım tek taraflı bilgiler ışığında kaleme alınmış. Meseleyi, katliamı bütün yönleriyle, bütün unsurlarını gözeterek bir sonuca varan rapor olmamasına rağmen onaylanması kabul edilemez" diye konuştu. Komisyon üyelerinin yaptıkları açıklamalardan da konuya "ciddiyetsiz" yaklaştıklarının anlaşılabileceğini söyleyen Av. Elçi, Türkiye'de ağır hak ihlallerinin eskiden de, şimdi de cezasız bırakıldığını kaydetti.

Ayrıca soruşturma dosyasının Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütüldüğüne dikkat çeken Av. Elçi, TBMM'de raporun onaylanmasının devam eden soruşturmayı da etkileyeceğini kaydetti: "Aslında Meclis'teki de denetimdir ama uygun kullanılırsa pozitif sonuçlar sağlanır. Henüz soruşturma devam ederken, soruşturmanın içinde nelerin olduğu bilinmeden bu kararın verilmesi, savcıları etkileme ihtimali taşımaktadır. Bir yandan bir yılı aşkındır gizli olarak sürdürülen ve hiçbir şey açığa çıkmamışken; kamuoyu da tatmin olmadan bu raporun ortaya çıkması soruşturmanın seyrini etkileme ihtimali taşıyor."

Av. Elçi, "soruşturmanın bir an önce nihayete ermesi gerekir" diyerek, gizlilik ve dolayısıyla kısıtlama kararının da kaldırılması gerektiğini belirtti. Av. Elçi, "En azından bu soruşturmada ne yapıldığı ve ne yapılmadığını, delilleri öğrenme fırsatı buluruz. Bizim konuyla ilgili hukuksal takibimiz sürecek" dedi.