KON-MED Eşbaşkanları: Ulusal birlik için aynı çatı altında birleşelim

22 Haziran’da kongresini gerçekleştiren KON-MED Eşbaşkanları Ruken Akça ve Kerem Gök, süreci, kararları ve hedeflerini yorumladı: “Kongremizde aldığımız kararlar doğrultusunda demokratik moderniteyi ve ulusal birliği örmeye devam edeceğiz.”

KON-MED

Almanya Kürdistanlı Demokratik Toplumlar Konfederasyonu (KON-MED), 22 Haziran’da 4. Olağan Kongresini Bergisch Gladbach’ta gerçekleştirdi.

KON-MED eşbaşkanları Ruken Akça ve Kerem Gök kongre sürecini, alınan kararları ve hedeflerini ajansımıza değerlendirdi.

4. Olağan kongrede yeniden eşbaşkan seçildiniz. Bu kadar geniş kapsamlı bir yapıya sahip KON-MED’in bir günde kongre yapması nasıl mümkün oldu?

Kerem Gök: Tüm katılımcı, delege ve kurum temsilcilerine ajansınız aracılığıyla bir kere daha teşekkür etmek isteriz. Biz kongreyi bir süreç olarak görüyoruz. Ocak başında kongre tarihini belirledik. Yaklaşık 6 aydır hem yüz yüze hem de online onlarca toplantı yaptık. Bazen sadece KON-MED yürütmesiyle toplantılar yaptık. Diğer tüm toplantılarda ise KON-MED’in tüm bileşenleriyle veya YJK-E ve KCDK-E çatısı altındaki yapılarla, gençlik örgütü, dini yapılar CİK, FEDA, NAV-YEK ve Rojhilat, Başûr ve PYD gibi parça örgütleri, yine spor, kültür, diplomasi ve hukuk gibi alanlardan herkesin katıldığı bir hazırlık süreci yaşandı.

Geniş kapsamlı üç-dört toplantı da yaptık. Bunların dışında hazırlık komitesinin kendi içinde düzenlediği toplantılar yapıldı. Hazırlık komitesi toplantılarına katılmadan bizler de bağlı federasyon eşbaşkanları ile toplantılar yapıyorduk. Hazırlık komitesi toplantılarında öne çıkması gereken gündem maddelerini derliyorduk. Görüş ve öneriler toplanırdı. Bu yönüyle yürütülen tartışmalar bizim kongremizin öyle bir iki günlük olmadığını, aslında sürece yayılan bir kongre yaptığımızı belirtebilirim. Yani kongremiz bir anlık değil. Kongre bir süreçtir. Zaten kongre süreci diyoruz.

Ruken Akça: Biz de sizin aracılığınızla hem hazırlık sürecinde hem de kongre günü salonda emek veren özgür basın emekçilerine, kongreye güç katan kadınlara, gençlere, delegelerimize teşekkür ederiz. Kongremiz üç ayak üzerinden hazırlandı. Birincisi, diplomatik, hukuksal boyut üzerinden. Katılımcıların kimler olacağı, hangi davetlilerin yer alacağı, yine yaşadığımız Almanya’dan hangi siyasi parti temsilcilerin davet edileceği hususları ile kongre hazırlığının yasal boyutu üzerine yürütülen hazırlık çalışması oldu.

İkincisi, kongre hazırlıklarının toplumsal boyutu. KON-MED Almanya’da Kürtlerin en örgütlü siyasal toplumsal gücüdür. Hatta denilebilir ki yaklaşık 2 milyon Kürt'ün yaşadığı Almanya’daki en belirgin temsilcisi KON-MED’dir. Bu nedenle toplumun kongreyi sahiplenmesi, kongre gündemine hakim olması için ve dahiliyeti için toplumsal çalışma yürütüldü.

Hazırlıklar açısından üçüncü boyut ise, teknik hazırlıklar oldu. Dikkat edilirse bütün bu çalışmalar bir iki güne sığdırılacak çalışmalar değildir.

Katılım nasıldı? Katılımcıların heyecanı, moralini nasıl yorumluyorsunuz?

Kerem Gök: Bildiğiniz gibi bir gün öncesinde 19. Zilan Festivali vardı. Hitap ettiğimiz kitle genel olarak benzerdir. Almanya geniş bir yer ve insanların gelip dönmesinin, tekrar gelmesinin ister istemez katılıma etkisi oluyor. Ayrıca hava sıcaklığı açısından yılın en sıcak gününde kongremizi yaptık. Ancak buna karşılık neredeyse beş saat süren bir final yaptık diyebilirim. Son olarak çalışmalarında başarılı olanlara yönelik 11 ödül de verdik. Spor, üyelik, kültür, diplomasi ve emek gibi alanlarda 11 farklı ödül. Yine yıllarca Almanya’da yaşayan Kürt toplumu ile dayanışma içinde olan, emek sarf eden Alman bir dostumuzu Onur Üyeliği ile ödüllendirdik.

Diyebilirim ki son ana kadar delegeler, katılımcılar salonda bekledi. Büyük bir coşku ve merak hakimdi. Bu da Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısının etkisiydi. Kürt Halk Önderi'nin 27 Şubat çağrısı toplumda savaş, çatışma, kan, gözyaşı ve acının yerine gelecek güzel, heyecanlı, mutlu, huzurlu günlerin umudunu, barış içinde bir arada yaşama umudunu diriltti. Bu durum da ister istemez kongreye katılanların yüzlerine yansıyordu. Denebilir ki bu nedenle çok güçlü bir kongre yaşandı.

Ruken Akça: Kongremiz “Kadın, gençlik ve halk iradesiyle demokratik moderniteyi ve ulusal birliği inşa edeceğiz” şiarıyla düzenlendi. 22 Haziran’da gerçekleştirdiğimiz KON-MED 4. Olağan Kongresi, Almanya’daki federasyonlarımız, birleşenlerimiz ve yurtsever halkımızın yoğun katılımıyla güçlü bir şekilde gerçekleşti. Ben ayrıca kongreden bir gün önce yapılan Zilan Kadın Festivali'nin hazırlık çalışmalarında da yer alıyordum. Diyebilirim ki biz kadınlar festivalin coşkusunu kongreye de taşıdık. Yaklaşık 500 kişinin katıldığı kongremizde, yürütülen tartışmalar ve alınan kararlarla yeni döneme kararlı bir başlangıç yaptık. Kongremizin merkezinde Rêber Apo’nun 27 Şubat’ta yaptığı tarihsel Barış ve Demokratik  Toplum Çağrısı yer aldı. Bu da hem katılımcılarda hem delegelerde hem de kurum temsilcilerinde moral ve motivasyon açısından pozitif bir etkiye yol açtı.

Kongreler aynı zamanda kararların alındığı, planlamaların yapıldığı, hedeflerin belirlendiği platformlar olmaktadır. KON-MED 4. Olağan kongresinde hangi temel kararlar alındı?

Kerem Gök: Genel olarak 34 karar aldık. Ancak temel olarak buradaki köklü bir geçmişe sahip olan kurumumuzun öncülüğünde demokrasi kültürünün geliştirilmesi hedeflendi. Özellikle son yıllarda aşırı sağın yükselişi ve toplumda yarattığı kamplaşmaya çözüm arayışları tartışıldı.  Milliyetçiliğin, cinsiyetçiliğin, dinciliğin panzehiri olan demokratik ulustur. Bireyin ulusal, dinsel, cinsel kimliğini odağına almadan, onu esas almadan toplumsal sorunlara çözüm arayışları tartışıldı. Toplumu seviyorsan, insanı seviyorsan onun içinde geliştiği çevreyi de sevmelisin, onu dikkate almalısın. Yani ekolojik mücadele de ön plana çıkıyor. Almanya’da Kürtler siyasal olarak 30 yıldan fazladır adil olmayan hukuksal pratiklerle yüz yüze kalıyor.

Örneğin 129b gibi bir yasanın Kürt karşıtlığı olarak nasıl kullanıldığına hepimiz çok yakından tanık olmaktayız. Bu yasaya dayanarak Kürtlerin demokratik siyasal, legal örgütlenmeleri engellenmekte, Kürtlerin kültürel, sanatsal etkinliklerini gerçekleştirdikleri derneklerine gitmeleri bu yasaya dayanılarak kriminalize edilmekte. Bu bağlamda KON-MED yapısı altında ilk defa hukuksal boyutu kurduk. Önümüzdeki süreçte hukuksal haklarımızı güçlü bir şekilde savunacağız. Öte yandan Alman siyasetinde çelişkiler var. Bir yandan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın çağrısını olumlu bulup Türkiye’ye çözüm için adım atması doğrultusunda mektup yolluyorlar; öte yandan KCDK-E eski eş başkanı Yüksel Koç, ki kendisi Almanya’daki Kürt siyasetinin en görünen bilinen tanınan simasıydı, barış sürecinin gelişmesiyle Almanya’da tutuklanması bir çelişkidir. Bu durumun düzeltilmesi çağrısını yapıyoruz. Yani Alman İçişleri Bakanlığına çağrımızdır; Kürtleri kriminalize etmekten vazgeçin. Bu anti-Kürt ırkçılığını körüklediği gibi Alman demokrasisine de zarar veriyor.

Öte yandan diplomatik faaliyetlerin geliştirilmesine ilişkin bazı kararlarımız oldu. Önümüzdeki dönemde genel anlamda Alman hükümeti ile ilişkilerimizi geliştirmek, parlamento ve diğer kurum kuruluşlarla ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz. Lokal düzeyde yerel parlamentolar, sivil toplum örgütleri ile ilişkilenmek istiyoruz. Ayrıca toplumsal örgütlenme için üyelik faaliyetlerini güçlendirmeye kararı aldık. Siyasal anlamda muhataplarınızın sizi kabul etmesinde üye sayınızın da etkisi bulunmakta. Bu nedenle öncelikli hedeflerimizden biri üye sayısını arttırmak. Kongremizde kültür sanat çalışmaların güçlendirilmesi, anadilinin geliştirilmesi ve eğitilmesi için kararlar aldık. Ayrıca yeni dönem eğitim faaliyetlerinin arttırılması için belli düzeyde kararlar aldık.

Ruken Akça: Kürt toplumu kapitalist modernitenin parçalama politikalarına karşı direnmektedir. Bu direnişin en güçlü dinamiği kadınlar ve gençliktir. Kapitalist sistemin bireyci, ticari ve kimliksiz bırakma saldırılarına karşı, bizler Reber Apo’nun geliştirdiği demokratik modernite paradigmasıyla örgütlü bir toplumu inşa etmeye çalışıyoruz. Bu çerçevede önümüzdeki iki yılda KON-MED olarak kadın öncülüğünde, gençliğin dinamizmiyle meclisler ve komünler temelinde Almanya’daki Kürt halkının örgütlü toplum haline gelmesi için çalışacağız.

KON-MED olarak Almanya’daki tüm Kürt siyasi parti, kurum ve platformlarına açık çağrımızdır; ulusal birlik için aynı çatı altında birleşelim. Demokratik mücadelemizi birleştirerek büyütelim. 21. yüzyılı, dört parça Kürdistan’ın birleştiği ve statüsünü kazandığı bir yüzyıla dönüştürelim. Bu tarihi görevi özellikle kadınların ve gençlerin öncülüğünde başaralım. Almanya’da Kürt halkı ve kurumlarına yönelik 129b gibi uygulamalarla sürdürülen kriminalize etme politikaları kabul edilemez. Almanya’da yaşayan 2 milyon Kürt meşru-demokratik örgütlenmeler içerisindedir ve bu mücadele kriminalize edilemez. Bu bağlamda Alman devleti ve kurumlarına çağrımız; halkımızın taleplerine kulak verilmesi, demokratik yolların açık tutulmasıdır.

Diplomatik çalışmaları ve kültürel faaliyetleri önümüzdeki süreçte daha da yoğunlaştıracağız. Ana dil, kültür, tarih, sanat alanında halkımızın değerlerini yaşatacak güçlü projeler hayata geçirilecektir. Kongremizde aldığımız kararlar doğrultusunda; kadın öncülüğünde, gençliğin enerjisiyle, halkımızın iradesiyle demokratik moderniteyi ve ulusal birliği örmeye devam edeceğiz.