Öcalan'ın saðlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının saðlanması ile Kürtlerin demokratik taleplerin kabul edilmesi talebiyle başlattıðı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 36'ıncı gününe girdi. Siirt, Batman, Van, Hakkari, Aðrı'nın Diyadin ilçesi ile Adanada tutsaklara destek eylemleri yapılarak, kamuoyuna duyarlılık çaðrısında bulunuldu.
PKK' ve PAJK'lı tutsakların PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın saðlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının saðlanması ile Kürtlerin demokratik taleplerin kabul edilmesi talebiyle başlattıðı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 36'ıncı gününe girdi Siirt, Batman, Van, Hakkari, Aðrı'nın Diyadin ilçesi ile Adanada tutsaklara destek eylemleri yapılarak, kamuoyuna duyarlılık çaðrısında bulunuldu. Eylemlerde, AKP'nin açlık grevi eylemcilerine yönelik duyarsızlıðı ise protesto edildi. Tutsakların başlatmış olduðu mücadeleyi güçlü hale getirmek ve özgürlük için bedenlerini ölüme yatıranların yalnız bırakılmaması gerektiðini kaydeden DTK Eş Başkanı ve Mardin Milletvekili Ahmet Türk, "Arkadaşlarımızın talepleri yerine getirilinceye kadar bu eylemlerimizi, yürüyüşümüzü sürdürmemiz gerekiyor" diye konuştu.
BATMAN SÝVÝL TOPLUM ÖRGÜTLERÝ: TALEPLER KARŞILANSIN
Batman Tabip Odası ile ÝHD Batman Şubesi üyeleri, PKK'li ve PAJK'lı tutsakların açlık grevi eylemine ilişkin Batman Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya çok sayıda STK temsilcisi, BDP yöneticileri ile tutsak yakını katıldı. Batman Tabip Odası Başkanı Doktor Mehmet Demir, tutsakların durumlarına ilişkin bir kayıtsızlıðın söz konusu olduðunu belirterek, "Biz de sivil toplum örgütleri ve halk olarak sanki bu durumu kabullenmişiz ve kayıtsız kalmış durumdayız. Sayın Başbakan 'gerekirse biz Ýmralı ve Kandil ile de görüşürüz' diyorsa neden bu gün cezaevlerinde bulunan onlarca tutuklunun ölümüne sessiz kalıyor?" diye sordu. Demir'in konuşmasının ardından ÝHD MYK Üyesi Nihat Ekinci açıklama yaptı. Açlık grevinin giderek yayıldıðını belirten Ekinci, bu şekilde devam etmesi durumunda binlerce insanın yaşamlarının tehlikeye gireceði uyarısında bulundu. Ekinci, "Eylemi yakından takip edeceðiz. Açlık grevi eylemcilerinin taleplerinin Kürt sorununun çözümü noktasında tartışılan talepler olduðu ve bu nedenle de bu konuda siyasal iktidarın ölümler yaşanmadan gerekli tedbirleri alması gerektiðini belirtmek isteriz" diye belirtti. Ýnsan hakları savunucuları olarak başından beri Ýmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi'nin kapatılması gerektiðini ifade ettiklerini aktaran Ekinci, "Gerek uluslararası hukuk kurallarına, gerekse de mevcut ceza infaz rejimine bile aykırı olan Ýmralı sistemine son verilmesi ve Abdullah Öcalan'ın üzerindeki aðırlaştırılmış tecridin kaldırılması gerekmektedir" diye konuştu. Ekinci, ölümlerin yaşanmaması için ilgili makamların duyarlı olmasını istedi.
AHMET TÜRK: TALEPLER YERÝNE GETÝRÝLÝNCEYE KADAR EYLEMLER SÜRMELÝ
Diyar TUHAD-DER tarafından tutsakların eylemine destek vermek amacıyla Diyarbakır E Tipi Cezaevi önünde başlatılan oturma eylemi ikinci gününde de devam etti. Eyleme Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanları Ahmet Türk ile Aysel Tuðluk, BDP Van Milletvekili Özdal Uçar, BDP Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ile çok sayıda tutsak yakını katıldı. "Tecride hayır tutsaklara özgürlük", "Anadilde eðitim, Kürt sorununda demokratik çözüm" pankartlarının açıldıðı eylemde Ahmet Türk açıklama yaptı.
Kürt halkının demokrasi ve özgürlük mücadelesinde büyük bedeller verdiðini belirten Türk, Kürt halkının ödediði bedellerin bugünde sürdüðünü söyledi. "Kürt halkı diliyle, kültürüyle, kimliðiyle ve statüsüyle kendisini artık kabul ettirmek istiyor. Bunun mücadelesini vermektedir. Bugüne kadar inkârcı asimilasyoncu politikalarla Kürtleri susturma siyaseti izlendi. Ortadoðu'da Kürtler artık her parçada özgür gelecek için mücadele ediyor. Cezaevlerinde yüzlerce arkadaşımız, devletin bu inkârcı politikasına karşı, Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüðü ve anadilde eðitim için açlık grevlerini sürdürüyor" diyen Türk, açlık grevi eyleminin 36'ıncı gününü geride bıraktıðına dikkat çekerek, hükümetin yürüttüðü politikayı yeniden ele alması, gözden geçirmesi ve bir diyalog ortamını yaratması gerektiðini ifade etti. Ýçinde bulunulan dönemin Kürt halkının bir halk olmaktan kaynaklanan haklarının tartışılması dönemi olarak görülmesi ve deðerlendirilmesi gerektiðini vurgulayan Türk, "Biz artık dilsiz, kimliksiz, statüsüz bir yaşamı asla kabul etmeyeceðiz. Bugün ki mücadelemiz Türk halkına karşı deðil. Kimsenin hakkına da göz dikmiş deðiliz. Sadece kendi haklarımızı elde etmek için bu mücadeleyi sürdürüyoruz" diye konuştu. Tutsakların başlatmış olduðu mücadeleyi güçlü hale getirmek ve özgürlük için bedenlerini ölüme yatıranların arkadaşlarını yalnız bırakılmaması gerektiðini kaydeden Türk, "Arkadaşlarımızın talepleri yerine getirilinceye kadar bu eylemlerimizi, yürüyüşümüzü sürdürmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Kitle, Türk'ün konuşması ardından 5 dakikalık oturma eylemi ile basın açıklamasına son verdi.
Öte yandan, söz konusu eylemin her gün 13.00'da cezaevi önünde yapılacaðı duyuruldu.
VANDA NÖBET ÇADIRI KURULACAK
PKK'li ve PAJK'lı tutsakların başlattıðı süresiz dönüşümsüz açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla Van'da TUYAD-DER öncülüðünde Feqiyê Teyran Parkı'nda basın açıklaması yapıldı. ÝHD, MAZLUM-DER, BDP Van Ýl Örgütü, KESK, TTB, Van Barış Anneleri Ýnisiyatifi, Genel-Ýş Van Şubesi ve TMMOB'un destek verdiði açıklamada, "Cezaevi ölüm evi olmasın, süresiz-dönüşümsüz açlık grevleri 36.gününde ", "Siyasi tutsaklar ölüme terk edilmesin" ve Van F-Tipi'nde açlık grevlerine giren siyasi tutsakların isimlerinin yazılı olduðu pankart açıldı. ÝHD Van Şube Başkanı Ömer Işık, cezaevlerinde başlatılan açlık grevlerinin ölüm orucuna dönüşmeden başta saðlık ve yaşam hakkının korunması için yetkililere duyarlılık çaðrısında bulundu. Işık, "2000 yılında yaşanan açlık grevleri ve müdahale sonucu 30 insanın ölmesi yüzlerce insanın sakat kalmasına neden olan bir durumun yaşanmasını istemiyoruz. Bunu için Adalet Bakanlıðı'nın Tabip Odaları başta olmak üzere insan hakları savunucularının cezaevlerine yaptıkları ziyaretlere izin vermesi gerekiyor" dedi. Işık'ın ardından konuşan Van TUYAD-DER Başkanı Ahmet Aygün ise, "Cezaevlerinde açlık grevlerine girenler bizlerin çocuklarıdır. Başbakan'ın, Adalet Bakanı'nın oðlu kızı da olabilir. Devlet aklı ile deðil evrensel bir hak ile buna yaklaşmalıyız" dedi. Aygün, açlık grevlerine destek amacıyla 19 Ekim'de Feqiyê Teyran Parkı'nda kuracakları, nöbet çadırı için duyarlılık çaðrısında bulundu.
HAKKARÝDE DUYARLILIK ÇAÐRISI
ÝHD Hakkari Şubesi üyeleri, açlık grevi eylemlerine dikkat çekmek için Hakkari Kapalı Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya BDP Hakkari Ýl Başkanı Rahmi Kurt, Belediye Başkanı Fadıl Bedirhanoðlu, MAZLUM DER Hakkari Şube Başkanı Cengi Şen, sivil toplum örgütü temsilcileri, il genel ve belediye meclis üyeleri ile tutuklu yakınları katıldı. ÝHD Hakkari Şube Ýsmail Akbulut, açlık grevinin bugün 36. gününe girdiðine işaret ederek, "Süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi eylemcilerinin sayıları giderek arttıðı ve tüm PKK, PJAK davalarından yargılanan tutuklu ve hükümlüleri kapsayacaðı bilgileri gelmektedir. Böyle bir şey gerçekleşirse binlerce kişinin saðlık ve yaşam hakkının tehlikeye gireceði de kesindir" dedi. Akbulut, "Adalet Bakanlıðı'nı sorumlu davranmaya ve süreci zorlaştırmamaya davet ediyoruz. Mahpuslara zorla müdahale edilerek tek kişilik hücrelere atılması ve bilinçsizce yapılacak tıbbi müdahaleler sorunları daha da aðırlaştıracaktır" diye belirtti.
DÝYADÝNDE TUTSAKLARA YÖNELÝK BASKILAR ARTTI
PKK'li ve PAJK'lı tutsakların açlık grevi eyleminin ardından Aðrı'nın Diyadin ilçesinde Diyadin Kapalı Cezaevi'nde bulunan tutsaklara yönelik baskının arttıðı belirtildi. Açlık grevine giren tutsakların üzerinde baskıların arttıðını belirten Doðubayazıt TUHAYD-DER, kamuoyuna duyarlılık çaðrısı yaptı. Baskılarla ilgili olarak gerekli incelemelerin yapılacaðının belirtildiði açıklamada, "Açlık grevi ile birlikte baskılar artmış. Özellikle görüşe giden aileler, rencide edici davranışlara maruz kalıyor. Cezaevi yönetimi tarafından spor ve sohbet hakları kısıtlanmıştır. Gazeteler bilinçli olarak verilmiyor" diye kaydedildi.
ÇIÐLIKLARA SES VERÝLMELÝ
Siirt'te bulunan çok sayıda Sivil Toplum Kuruluşu (STK), PKK'li ve PAJK'lı tutsakların 12 Eylül'den bu yana PKK Lideri Öcalan'ın saðlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının saðlanması ve Kürtlerin demokratik taleplerinin kabul edilmesi amacıyla sürdürdükleri açlık grevine dikkat çekmek amacıyla Siirt E Tipi Cezaevi önünde basın açıklaması yaptı. ÝHD'nin çaðrısıyla yapılan eylemde, "Cezaevlerinde ölüm istemiyoruz, süresiz dönüşümsüz açlık grevi 36. gününde" pankartı açılırken açıklamaya, BDP Ýl Eş Başkanı Dilber Sevim, Siirt Belediye Başkanvekili Gülbahar Karataş, ÝHD Şube Başkanı Vetha Aydın, Siirt TUHAD-DER Başkanı Ýrfan Baykara, Siirt Tabip Odası, Barış Meclisi, Genel Ýş, Eðitim Sen, Tüm Bel Sen, SES, BES, Barış Anneleri üyeleri, il genel ve belediye meclis üyeleri ile çok sayıda tutuklu yakını katıldı.
Açıklama yapan ÝHD Siirt Şube Başkanı Vetha Aydın, açlık grevi eyleminin 36'ıncı gününü geride bıraktıðını belirterek, açlık grevi eylemine giren tutsakların arttıðını söyledi. Hükümetin, eyleme kulaklarını tıkadıðını kaydeden Aydın, cezaevlerinin ölüm yuvalarına dönüşebileceðini dile getirdi. Bir tek insanın dahi ölümünden sorumlu olmanın, insanlıktan vazgeçmek olduðunu vurgulayan Aydın, "Eðer bir kişi bile kendini ifade etmek için böyle bir eyleme kalkışıyor, bedenini ölüme yatırıyorsa, buna sessiz kalmamak gerekir" diye konuştu. Ýnsanların yaşamları pahasına taleplerini dile getirdiðini belirten Aydın, "Bu nedenle çözüm üretmek her kesin görevidir" dedi. Aydın, insan hakları savunucuları olarak üzerlerine düşeni de yapmaya hazır olduklarını ifade etti.
Daha önceki açlık grevleri eylemlerinde insanların yaşamlarını yitirdiðini belirten Aydın, "Çıðlıklara ses verilmeli. Yiten her bir can insanlıðımızdan bir şeylerin yitip gitmesi anlamına gelir" diyerek, tüm kamuoyuna duyarlılık çaðrısı yaptı.
Siirt Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Op. Dr. Ekrem Bilek ise, tutsakların ölüm sınırına yaklaştıklarını belirterek, tutsakların durumunu yerinde görmek için Adalet Bakanlıðı ve Cumhuriyet Savcılıðı'na başvuracaklarını söyledi. Bilek, "Bir aksilik çıkmaması durumunda Siirt Cezaevi'nde bulunan tutsakları göreceðiz ve durumlarını inceleyeceðiz" diye konuştu.
Açıklama 5 dakikalık oturma eyleminin ardından sona erdi.
ADALET BAKANLIÐINA SORUMLU DAVRANMA ÇAÐRISI
ÝHD Adana Şubesi, BDP, HDK, Kurdi-Der, TUHA-DER ve KESK üyeleri tarafından Ýnönü Parkı'nda PKK'li ve PAJK'lı tutsakların başlattıðı süresiz dönüşümsüz açlık grevine dikkat çekmek amacıyla basın açıklaması yapıldı. "Cezaevlerinde ölüm istemiyoruz" pankartının açan grup, "Baskılar bizi yıldıramaz" sloganları attı. ÝHD Şube Başkanı Şahin Kılıç yaptıðı açıklamada, açlık grevinin 36. gününe girdiðini belirterek, insan hakları savunucularının hiçbir zaman açlık grevlerinin ölüm orucuna dönüşmesini istemediðini söyledi. Bu nedenle açlık grevi eylemine başvuran mahpusların başta saðlık hakkı olmak üzere, yaşam haklarının korunması için tüm yetkililerin gerekli duyarlılıðı göstermesini istedi. Kılıç, "Bu bakımdan açlık grevcilerinin de kendi saðlıklarını korumak için başta B1 vitamini olmak üzere gerekli tıbbi tedbirleri almaları gerektiðini belirtmek isteriz. Ayrıca Adalet Bakanlıðı'nın ve Saðlık Bakanlıðı'nın Kasım 1991'de 43. Dünya Tıp Kongresi tarafından Malta'da kabul edilen Malta Bildirgesi'ne uygun olarak davranmaları gerektiðini de hatırlatmak isteriz" diye konuştu.
Açlık grevi eylemcilerinin taleplerinin Kürt sorununun çözümü noktasında tartışılan talepler olduðunu ve bu nedenle de bu konuda siyasal iktidarın ölümler yaşanmadan gerekli tedbirleri alması gerektiðini söyleyen Kılıç, "Ýnsan hakları savunucuları olarak açlık grevi yapılan cezaevlerini yakinen takibe aldıðımızı, şimdilik avukatlar vasıtası ile yaptıðımız ziyaretleri daha da sıklaştıracaðımızı ve süreci yakından takip ederek, olası ölümlerin ve sakatlanmaların önüne geçmek için gayret göstereceðimizi belirtmek isteriz" dedi. 1980 yılından bu yana Türkiye cezaevlerinde 144 kişinin açlık grevleri ve ölüm oruçları nedeniyle yaşamını yitirdiðini hatırlan Kılıç, "Bu kadar aðır bir sürecin yaşandıðı Türkiye'de yeni ölümlerin yaşanmaması için Adalet Bakanlıðı'nı sorumlu davranmaya ve süreci zorlaştırmamaya davet ediyoruz. Sorun diyalog ve müzakere yöntemi ile çözülmelidir" diye belirtti.